Chp Meclis Grup Toplantısı...(2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Süt dağıtmayı beceremeyen bir iktidar nasıl olur 75 milyonluk Türkiye'yi yönetir" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, okullardaki süt dağıtımı ve sonrasında öğrencilerin zehirlenmeleri olayına da değindi. Kendisinin seçim meydanlarında 'iktidara geldiğimiz zaman bütün okullarda süt dağıtacağız' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "O zaman AKP'nin medyadaki yalakaları eleştirmişlerdi; 'vay efendim süt bu çok eskiden kalmış sol bir görüş. Olur mu efendim, süt dağıtmak da neymiş' diye dudak bükmüşlerdi. Çünkü AKP iktidara gelince okullarda süt dağıtımını kaldırmıştı. 'Ne gerek varsüt dağıtımına' diye. CHP'yi eleştirecekler ya, süt dağıtacağız, oradan eleştirecekler. Onların görevi o, iktidarı değil, muhalefeti eleştirmek" diye konuştu.

Hayatında bu kadar beceriksiz bir iktidar görmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Süt dağıtmayı beceremeyen bir iktidar nasıl olur 75 milyonluk Türkiye'yi yönetir. O kadar beceriksiz ki yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar. Bin 700'ün üzerinde öğrenci hastaneye gitti. Bugün de hastaneye gidenler var. Bizim bilmemiz gereken bir şey var; biz bu hükümetin beceriksizliğine sadece süt dolayısıyla tanık olmadık. Van-Eriş depreminde de gördük. Depremden kurtuldu çocuklar, ama yangında öldüler; dünya kadar yardımgeldi çocuklar açlıktan öldüler. Bütün bir kışı yazlık çadırda geçirdi Vanlılar, Erçişliler. Bu kadar beceriksiz bir iktidar olabilir mi?" şeklinde konuştu.

"BAŞBAKAN, PASTÖRİZENİN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu konuyla ilgili olarak, 'Bu pastörizasyonun sıkıntılarıdır. Bugün bütün marketlerde satılan sütler genel itibariyle pastörizedir' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ben daha önce 4+4+4 dolayısıyla 'Sayın Başbakan pedagojinin ne olduğun bilmez' demiştim. Yanıt vermedi, budur demedi. Bilmiyor çünkü. Bilmemesini de olağan karşılıyorum zaten, çünkü öğrenme gibi bir alışkanlığı yok. Burada da 'sütler genelde pastörizedir' diyor. Samimi söylüyorum, Sayın Başbakan pastörize sütün ne olduğu da bilmiyor. Pastörize süt ve UHT denen yüksek ısıda işlenen sütün ne olduğun bilmiyor. Okullarda dağıtılan sütlerin pastörize süt olmadığını da bilmiyor. Ben size 'cahil' diyordum, sizgülüyordunuz. Ben cahil demeyim de söyleyeyim. Sen okullara süt dağıtıyorsun, dağıttın sütün pastörize olmadığını da bilmiyorsun. O 6 ay dayanıklı süt, pastörize süt değil Sayın Başbakan. Sana bu bilgiyi vermediler mi? Ve bu insan Türkiye'yi yönetiyor. Aslında yönetmiyor da yönettiriliyor." İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ise 7 yıldır çocuklar için daha faydalı olan pastörize sütü dağıttığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Son rakamları aldım. 246 okulda, 207 bin 669 öğrenciye her gün pastörize süt içiriliyor. Çocuklar hafta sonu okula gelmediği için ayrıca her çocuğa evinde içmeleri için 1 litre süt veriliyor. Pastörize sütü 37 kuruşa alıyor belediye. Bunlar, 53 kuruşa alıyorlar. Ben diyorum ya bunlara 'hortumcu'; inanmıyor kimse. 37 kuruş mu büyük 53 kuruş mu büyük? Şimdi yine Sayın Başbakanınkafası karışacak ama ben eğer kafası karışırsa yardımcı olabilirim kendisine" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sütü doğrudan üreticiden aldığını da belirten Kılıçdaroğlu, bu sütün en kaliteli süt olduğunun da Dünya Gıda Örgütü tarafından ilan edildiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Demek ki, kul hakkı yemeyen, demek ki aldığı vergiler dolayısıyla halkına hesap vermeyi namuslu görev kabul eden siyasetçiler işte böyle davranırlar Sayın Başbakan. Şimdi bu belediye başkanımız 400 yıl hapisle yargılanıyor" dedi.

Başbakan Erdoğan'a 'Sen çocuklarımızı zehirledin' diye seslenen Kılıçdaroğlu, olayın ardından da her bakanın komik açıklamalar yaptığını söyledi.

Kılıçdaoğlu, "Çocuklar ilk kez süt içiyormuş da, mideleri alışkın değilmiş. İzmir'de niye olmuyor. İzmir'den önce de bizim belediye başkanlarımız yaptılar. O dönem de uluslararası ödüller aldılar. Çünkü biz halka hizmet etmeyi, namuslu bir görev, onurlu bir görev kabul ederiz. Çünkü biz halka hesap vermeyi onurlu bir görev kabul ederiz. Onlar gibi değiliz.Onlar ceplerini düşünürler, biç çocuklarımızı düşünürüz. Onlar dünyalıklarını yapar, biz öyle yapmayız, biz halka hizmet yaparız" diye konuştu.

Süt dağıtım işini beceremeyen iktidarın, yolsuzluk konusunda kimsenin eline su dökemeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Diyor ki hala; 'Sayın Kılıçdaroğlu, 20 milyar dolar yolsuzluk diyordun, belgeleri nerede?'. Ya dünyanın en basit sorusunu sorduk anlama yeteneğin yoksa kabahat bende değil ki? Sana bir soru sordum; eğitim yasasının içinde 24, 25. maddelerde sen ihaleleri Kamu İhale Yasası'nın dışına çıkardın. En az 20 milyar dolarlık ihale bunlar. Tık yok. 'efendim neredeymiş onlar'. Söylüyorum SayınBaşbakan, kulakların duysun, uzmanların sana söylesinler" dedi.

İPTAL EDİLEN ÖZELLEŞTİRMELER

Yargının iptal ettiği özelleştirmelerin geri iade edilip edilmeyeceğine Bakanlar Kurulu'nun karar vereceğine dair yasa çıkarıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Yani yargının da üstünde yürütme organı. Bu ne demektir. Yargı iptal etmişse, ya yolsuzluk ya usulsüzlük vardır. Sen nasıl oluyor da yolsuzluğu, usulsüzlüğü görmüyorsun. Yolsuzluktan beslenen insanlar böyle davranırlar" dedi.

Deniz Feneri davasına da değinen Kılıçdaroğlu, "Daha sanıkla ize süt olmadığını r yargılanmadı ama savcılar yargılanıyor. Gittiler adalete. Şimdi Deniz Fenerini yargılayacak mahkeme peşindeler. Aslında mahkeme peşinde değil, beraat ettirecek hakim peşindeler. Nerede hangi hakime düşürebiliriz diye Uğraştıkları konu bu" dedi.

"S&P İSTEDİĞİN GİBİ RAPOR YAZMIYORSA SÖZLEŞMEYİ FESHET"

Başbakan Erdoğan'ın ekonomiden anlamadığını ve açıkça halkı kandırdığını savunan Kılıçdaroğlu, "Standard & Poor's bir açıklama yaptı, Türkiye'nin kredi notuyla ilgili. Bizimki yine esti gürledi. Kavga edecek ya? Çünkü ruhunda kavga etmek var, uzlaşmak yok, anlamak, dinlemek yok. 1979'den 2003'e kadar Türkiye'nin ödediği faiz 135 milyar dolar. 2003-2011 arası Türkiye'nin ödediği faiz 135 milyar dolardan 450 milyar dolar açıkmış. Ekonomiyi bilen adama bakın. 450 milyar dolar faiz ödüyorsun. Recep TayyipErdoğan cebinden mi ödüyor, yok efendim bu milletin ödediği vergilerden ödüyor. O dünyalığını yaptı zaten" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, medya patronlarına 'köşe yazarlarına parayı siz veriyorsunuz, sizin istediklerinizi yazsınlar' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben de ona şimdi söylüyorum; Standard & Poor's'un parasını sen veriyorsun. Eğer senin istediğin gibi rapor yazmıyorsa sözleşmeyi feshet. Israr ediyorum feshet diye. Ben de adım gibi biliyorum, bunu yapamaz. Yalancı pehlivanın tipik özelliğidir bunlar" dedi

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile