Partisinin MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Süheyl Batum, Başbakan'ın İsviçre'de hesabının bulunup bulunmadığını Türk milletinin bilmeye hakkı olduğunu belirtti. İstanbul'da Başbakan'ın rektörlerle toplantı yaptığı sırada gösteri yapan öğrencilere yönelik polisin tutumunu eleştiren Batum, bakanın korumalarının bizzat öğrencileri dövdüğünü iddia etti. Bu olayların totariter bir rejime götürüldüğünün bir kanıtı olduğunu savunan Batum, dünyanın hiçbir ülkesinde öğrencilere böyle davranan bir iktidarın bulunmadığını ileri sürdü. CHP olarak kesinlikle bu öğrencilerin arkasında olacaklarını vurgulayan Batum, öğrencilerin ailelerine CHP olarak birinci elden yardım edeceklerini, Meclis'te araştırma önergeleri vereceklerini ve hukuksal destek sağlayacaklarını ifade etti.
Batum, DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler cinayeti davasının zaman aşımına uğramasına da sert tepki gösterdi. Bu olayın AK Parti iktidarının ne durumda olduğunu açıkça gösterdiğini savunan Batum, yargılamanın büyük bir bölümünün AK Parti iktidarı döneminde geçtiğini belirtti. 30 yıldır zaman aşımının ortaya çıkmasına neden olan sorumlular hakkında bugüne kadar ne yapıldığını soran Batum, Osman Kaçmaz ve İlhan Cihaner'e reva görülenlerin herkesin gözü önünde olduğunu ileri sürdü. "Neden Kemal Türkler davasında hiçbir şey yapmadılar?" diye soran Batum, gerçek olmayan bir duyarlılığın gösterildiğini iddia etti.
AK Parti'nin yandaş bir yargı oluşturmaya çalıştığını ileri süren Batum, Kemal Türkler olayının bunun bir kanıtı olduğunu savundu. Meclis'te araştırma önergesi verdiklerini anlatan Batum, tekrar üzerine gideceklerini söyledi.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Batum, Ergenekon tutukluları Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın aday gösterilip gösterilmeyeceğine yönelik bir soruya böyle bir şeyin MYK toplantısında konuşulmadığını belirtti. "Tabii ki bunlar haziran seçimlerine yaklaşılırken, bunlar konuşulur, değerlendirilir ve ben size bilgi veririm." diyen Batum, bireysel olarak konunun tartışılabileceğini ve herkesin bir kanaati olduğunu, ancak tüzel kişilik olarak böyle bir konuşma olmadığını ve böyle bir karar verilmediğini kaydetti.
Bir takım iddialarla gazetecileri içerde tutmanın hukuk devletiyle bağdaşmadığını ileri süren Batum, AK Parti'nin bir çözüm bulmadığnı ve bunu da ileri demokrasi olarak adlandırdığını iddia etti. Şahsi olarak buna bir çözüm bulunması gerektiğini dile getiren Batum, ancak milletvekili yapılarak böyle bir çözüm bulalım diye bir düşüncelerinin olmadığını savundu.
İktidarları döneminde hiç kimsenin dinlenmeyeceğini ve böyle bir korku içinde olmayacağını ileri süren Batum, bir soru üzerine yeni katılımların mutlaka olacağını belirterek, İstanbul ve Marmara Üniversitelerinin bazı çok değerli öğretim üyelerinin CHP'ye katıldığını açıkladı.
