CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1) 'Niye anayasa değişikliği? Hangi gerekçe ile? Bakanları koruyorsun, hırsızları koruyorsun, yolsuzluk yapanları koruyorsun, TBMM'de tiyatro oynatıyorsun, adına 'Dokunulmazlık' diyorsun. 'Kimin dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsan getir kardeşim, hep beraber kaldıralım' diyoruz, kaçıyorsun' 'Kilis süratle Suriyelileşiyor. Suriyelilerin nüfusu Kilislilerden fazla. Ve Kilis'te yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 20, 25'i göç etmek zorunda kaldı. Onlar göç ediyorlar, Suriyeliler oraya yerleşiyorlar. Peki nereye kadar gidecek bu?' 'Kilis'te esnaf yeni ekonomik paket bekliyor. Boşuna bekliyorsun, kardeşim. Bunlar can derdine düşmüşler. Düşük profilli, her şeye 'Evet' diyen adam arıyorlar. Onların derdi Kilis değil ki'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Niye anayasa değişikliği? Hangi gerekçe ile? Bakanları koruyorsun, hırsızları koruyorsun, yolsuzluk yapanları koruyorsun, TBMM'de tiyatro oynatıyorsun, adına 'Dokunulmazlık' diyorsun. 'Kimin dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsan, getir kardeşim, hep beraber kaldıralım' diyoruz, kaçıyorsun.' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiğini, yaşanan gelişmelerin bu tespitinin doğruluğunu ortaya koyduğunu, ülkedeki demokrasi standardının giderek düştüğünü belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, böyle bir tablonun, demokrasi kültürünün zenginleşmesi yolunda yıllardır verilen mücadeleyi zayıflattığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, siyasi görüşü ne olursa bütün vatandaşları demokrasi standartlarını yükseltmek için ortak çaba harcamaya çağırdı.

Seçim öncesinde CHP'nin, iktidara gelmeleri halinde taşeron işçilere kadro verileceği vaadinde bulunduğunu, bu vaadin diğer siyasi partiler tarafından da kopyalanarak kullanıldığını savunan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin taşeron işçilere kadro sözü verirken, işçiler arasında herhangi bir ayrım yapılmayacağını da güvence altına altığına aldığını, bir kişinin ekmeğiyle oynamayı dünyanın en ahlaksız işi olarak gördüklerini vurguladı.

Bir süre önce ASKİ'de taşeron olarak çalışan bir grup güvenlik görevlisinin kendisini ziyaret ederek, 'İşimize son veriyorlar, ne olur bizimle ilgilenin.' dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, bunun üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir mektup yazarak bu sorunu aktardığını bildirdi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Ocak ayında 400 taşeron işçinin işine son verildi Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde. Mayıs sonuna geliyoruz, toplam bin 722 işçinin işine son verildi. Bin 722 evde akşam çorba kaynıyordu, bir umut bekliyorlardı. 'Size kadro vereceğiz' diye bütün siyasi partiler söz verdi. Türkiye'deki 1 milyonu aşkın taşeron işçisi kardeşime sesleniyorum, senin sorununu bilen parti CHP'dir. Görüşü ne olursa olsun sana kadro sözünü vermek, nasıl benim ifademse, onu gerçekleştirmek de benim boynumun borcudur. Bunu yapacağım. Taşeron işçisi kardeşim senden sadece bir isteğim var. Benim bu taahhüdümü yerine getirebilmem için bana iktidar yolunu açmak zorundasın. Aileleriyle birlikte 5 milyon kişi. 5 milyonun oyunu istiyorum, sana kadro sözü veriyorum.'

CHP'nin seçim öncesinde, asgari ücretin net bin 500 lira olacağı sözünü de verdiğini anımsatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'İktidara gelmedik ama yerel yönetimlerde iktidarız ve CHP'li belediyelerde asgari ücret net bin 500 liradır.' diye konuştu.

- 'Ölüm peşin, bedeli tazminat olarak taksitle'

Kılıçdaroğlu konuşmasında, 2014 yılında Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasına ve olayın mağdurlarına hükümet tarafından verilen sözlere de değinerek, CHP'nin facianın ardından mağdurların haklarını arayacağı sözünü verdiğini, bugün de aynı noktada olduğunu belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

'Bazı sözleri tuttular, gereğini yaptılar ama bazı temel sorunlar var ki sözlerini tutmadılar. Verdikleri sözlerden birisi şu, devlet tarafından denetimler yapılana ve teftiş raporları tamamlanana kadar kimse madenlere inmeye zorlanmayacak ve bu süre içinde kimseye 'işine son verdim' denilmeyecek. Ama 1 Aralık 2014 günü bir telefon mesajıyla 2 bin 831 işçinin işine son verildi. Bu ahlak mıdır? Sen devletsin, hükümetsin, çıkıp işçiye 'kimsenin işine son verilmeyecek' diye söz veriyorsun ve 1 Aralık günü 2 bin 831 işçinin işine son veriyorsun. Ne diyoruz? Ahlakta ciddi yozlaşma var. Tepede yozlaşma varsa, aşağıya doğru o yozlaşma devam ediyor. 'Ölen işçilerin bütün tazminatlarını ödeyeceğiz' dediler. Uzun süre yerine getirmediler. Sonra Sayın Cumhurbaşkanı, 4 Haziran 2015'te Manisa'da bir miting yaptı. Miting yaparken vali açıklama yaptı, 'tazminatları ödeyeceğiz' diye. Tazminat hakları olarak 24'te birini yatırdılar. Bugün ne kadar ödendi biliyor musunuz? Bugün 7 Haziran'dan bu yana tazminatın 5'ini ödediler, diğerleri duruyor. Aylığa bağladılar. Ölüm peşin, bedeli tazminat olarak taksitle. Böyle bir şey olabilir mi?'

Kazadan 36 gün sonra şirketin kendi mal varlığına tedbir koyduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, hükümetin bunun takibini de yapmadığını belirterek, Grup Başkanvekili Özgür Özel'e talimat verdiklerini, CHP olarak tüm bu olumsuzlukları yakından takip ettiklerini bildirdi.

Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa ülkeleri arasında birinci, dünya ülkeleri arasında da üçüncü olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, '2016'nın ilk dört ayında iş kazalarında hayatını kaybeden işçi sayısı 586 kişi.' dedi.

- 'Dündar ile Gül 'kral çıplak' dediler ve Türkiye'nin önüne tabloyu koydular'

Gazeteci Can Dündar'a yönelik silahlı saldırıya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdem Gül ve Can Dündar'ın doğru haber yaptıkları için ceza aldıklarını savundu.

Kılıçdaroğlu, 'Can Dündar ile Erdem Gül 'kral çıplak' dediler ve bütün Türkiye'nin önüne tabloyu koydular. Ama 'Sizden bunun intikamını alacağım, hesabını vereceksiniz' diyor. Hesap soracaksan, senin kabinende Başbakan Yardımcılığı yapan Tuğrul Türkeş var. 'Vallahi de billahi de o silahlar Türkmenlere gitmiyordu' diyor. Yargılayacaksan onu yargıla. Dokunulmazlığını kaldıracaksan onun dokunulmazlığını kaldır. Neden gazeteciler? Çünkü gücü onlara yetiyor. Ama hiç meraklanmayın, senin gücün onlara da yetmeyecek.' diye konuştu.

Üniversitelerde görev yapan, ancak doktoralarını yapmak üzere başka üniversitelere gönderilen 10 bine yakın akademisyene, 'Doktoranı yarım bırak, eski üniversitene geri dön.' denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunun anlaşılabilir bir durum olmadığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, 'Bunu niçin yapıyorlar? 'Tepedeki zat istedi, onun için yapıyoruz' diyorlar. Üniversiteler aydınlanmanın kaynağıdır. Bir üniversite bir zatın iki dudağının arasından çıkan söze teslim olmuşsa oraya üniversite denemez. O nedenle bütün üniversite rektörlerine açık çağrı yapıyorum; bu garabetten lütfen vazgeçin.' dedi.

- 'Bu ülkede hükümet yok mu? Vallahi yok'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, roketlerin düştüğü Kilis'te bir dramın yaşandığını, CHP olarak bu kente gönderdikleri heyetlerle sorunları yakından takip ettiklerini belirterek, Kilislilerin hükümeti aramak için gazeteye tam sayfa ilan verdiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini paylaştı:

'Her gün bombalar, füzeler atılıyor, ortada kimse yok. Bir ara yeni bıyık bırakan birisi, düşük profilli birisi o da gitti Kilis'e. Birkaç füze atılınca apar topar nefesi Ankara'da aldı. Peki Kilislilerin derdi ne? Niye ilgilenmiyorsunuz? Bu ülkede hükümet yok mu? Vallahi yok. Hükümet olsa böyle bir dert olmazdı. Kilis süratle Suriyelileşiyor. Suriyelilerin nüfusu Kilislilerden fazla. Ve Kilis'te yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 20, 25'i göç etmek zorunda kaldı. Onlar göç ediyorlar, Suriyeliler oraya yerleşiyorlar. Peki nereye kadar gidecek bu? Esnaf perişan. Kilis'te esnaf yeni ekonomik paket bekliyor. Boşuna bekliyorsun, kardeşim. Bunlar can derdine düşmüşler. Düşük profilli, her şeye 'Evet' diyen adam arıyorlar. Onların derdi Kilis değil ki. Kilis yerle bir olsa onların kılı kıpırdamayacak. Kilis'te dört aydır okullar kapalı. Aileler çocuklarını nereye gönderecekler? Dört aydır hükümet yok. Kilisliler diyor ki 'Biz ensar değiliz, biz de mülteci konumundayız. Çünkü burada Suriyeliler fazla, biz de onların mültecisi konumundayız'. Ben Kilisli kardeşlerime sesleniyorum, sorununuzu biliyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Bunlar Kilis'i feda ettiler, görmezlikten geliyorlar. Ama senin derdinle en çok ilgilenen, sorununu da çözecek olan biziz. Bu dış politikayı 180 derece değiştirecek olan da biziz.'

- 'Milleti kandırmayacaksın'

Dokunulmazlıkların son günlerin en yoğun tartışılan konularından biri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun için anayasanın değiştirilmesine gerek olmadığını, kimin dokunulmazlığı kaldırılmak isteniyorsa, bunun Meclis Genel Kurulu'na getirilebileceğini söylediğini anımsattı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Genel Kurul'da sadece 300 milletvekili olsa, dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili, 151 oy verilse, dokunulmazlık kalkıyor. Niye anayasa değişikliği? Hangi gerekçe ile? Bakanları koruyorsun, hırsızları koruyorsun, yolsuzluk yapanları koruyorsun, TBMM'de tiyatro oynatıyorsun, adına 'Dokunulmazlık' diyorsun. 'Kimin dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsan getir kardeşim, hep beraber kaldıralım' diyoruz, kaçıyorsun. Ahlaktan söz etmiştim. Milleti kandırmayacaksın, yalan söylemeyeceksin. Ahlakın kuralı budur.' ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile