CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu : (1)'2019 bütçesi AK Parti ve MHP'nin ortak oylarıyla kabul edildi. Beni üzen milliyetçilikle yola çıkanların tefecilere hizmet edenlerle aynı kulvarda yürümesidir''Asgari ücreti 2 bin 20 lira olarak açıklamışlar. Niye 2 bin 200 lira değil? 'Kılıçdaroğlu, 2 bin 200 lira dedi, acaba ona denk getirirsek sesini keser mi' Kesmem'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçesinin AK Parti ve MHP'nin oylarıyla kabul edildiğini belirterek, "Beni üzen milliyetçilikle yola çıkanların tefecilere hizmet edenlerle aynı kulvarda yürümesidir. Asgari ücreti 2 bin 20 lira olarak açıklamışlar. Niye 2 bin 200 lira değil? 'Kılıçdaroğlu, 2 bin 200 lira dedi, acaba ona denk getirirsek sesini keser mi' Kesmem." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, yeni yıla huzur, barış içinde, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, herkesin emeğinin karşılığını aldığı, işsizlik, yoksulluk nedeniyle insanların kendisini yakmadığı, intihar etmediği bir Türkiye arzusuyla girmek istediklerini söyledi.

Mamak'ta TOKİ inşaatında çalışan, ücretlerini alamadıklarını söyleyen işçilerin hak talebiyle grup toplantısına geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, işçilerin yanlarında olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, ne saraydan ne de saray çevresinden medet umduklarını, tek güvencelerinin Türk milleti, Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşlar olduğunu anlattı.

Kılıçdaroğlu, bu sabah ölümünün 45. yılında İsmet İnönü'yü anmak üzere Anıtkabir'de olduklarını anımsatarak, İnönü'nün dünyada ender yetişen devlet adamlarından, Lozan'ın kahramanlarından ve Türkiye'nin bağımsızlık harcını ilk atanlardan biri olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, İnönü'nün aynı zamanda bir Osmanlı paşası olduğunu, savaşın, ölümün, yoksulluğun ne olduğunu bildiğini belirtti.

Ölenin arkasından rahmet okunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Eğer bu kadar büyük hizmetler yapmış bir kişinin arkasından bazı çevreler halen kin ve öfke kusuyorsa bunu düşünmemiz gerekiyor." dedi.

Hristiyanların Noel yortusunu da kutlayan Kılıçdaroğlu, farklı inanç grupları, farklı kimliklerle hep birlikte Türkiye'de huzur ve barış içinde yaşamak istediklerini, kimseyi kimliğinden, inancından, yaşam tarzından dolayı ötekileştirmeyeceklerini ifade etti.

-"Bir sanatçıyla nasıl konuşulacağının haddini bileceksin"

Kılıçdaroğlu, demokrasinin, insanların düşüncelerini özgürce açıkladıkları, yargının bağımsız olduğu, özgür medyanın bulunduğu, gücün eleştirildiği, kontrol edildiği rejimin adı olduğunu söyledi.

Demokrasilerde aykırı kişilerin bulunduğunu, bu kişilerin başında sanatçıların geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sanatçıların özü itibarıyla her ortamda demokrasi ve insan haklarını, bazen şarkıyla, bazen tiyatroyla, bazen sinemayla, resimle savunduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, sanatın 7 dalında sanatçıların boy gösterdiğini ancak gücün önünde eğilmediklerini, dik durduklarını, eğilene de sanatçı denilmeyeceğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'in iki değerli sanatçı olduğunu, tiyatro ve sinemada kalıcı eserleri bulunduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 1970'li yıllarda Taksim Sıraselviler'de Devekuşu Tiyatro'nun müdavimlerinden birinin de kendisi olduğunu, siyasetçilerin nasıl hicvedildiğini gördüğünü, buraya siyasetçilerin de geldiğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, demokrasinin eleştiriye tahammül rejimi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Beni kimse eleştiremez) İyi de sen kimsin? Her vatandaş seni eleştirebilir. 'Ben Cumhurbaşkanıyım o nedenle beni kimse eleştiremez.' İyi de kim sana cumhurbaşkanı diyor, zorla sana cumhurbaşkanı diyorlar. Sen o koltuğa meşru bir seçimle gelmedin, o koltuğa şartları kendi lehine dönüştürerek geldin. Beyefendinin 'Kadıköy'de oturanlar kaymak tabakadır.' lafı var. Müjdat Gezen, gayet güzel bir üslup, 'Haddini bil' demiş. 'Vay sen bana nasıl haddini bil dersin.' Sen 81 milyona 'haddini bil' diyorsun, birisi de sana diyecek. Sen de haddini bileceksin, bir sanatçıyla nasıl konuşulacağının haddini bileceksin. Bu toplantıda beni de eleştiriyorlar, üstelik beni daha fazla eleştiriyorlar. Ben ağzımı açıp bir şey mi söyledim hayır. Sanatçıdır eleştirebilir, onun eleştirme hakkı vardır. Siyasetçinin de eleştirilerden ders çıkarma hakkı vardır.

Eleştiriye tahammül edemiyorsunuz ve 'yargıda hesabını vereceksin' diyorsun, talimat veriyorsunuz. Hitler de o talimatı veriyordu. Demokrasilerde siyasetçi eleştiriye tahammül edecek. Anayasa, cumhurbaşkanı tarafsızdır diyor. Sen tarafsız mısın? Hayır. Bir partinin genel başkanısın, benim cumhurbaşkanım değilsin, 81 milyondan çok sınırlı sayıda bir grubun cumhurbaşkanısın. Nasıl seçimle geldiğini ben gayet iyi biliyorum. Bütün televizyon kanallarına kurduğun baskıyı, zorbalığı, estirdiğin korkuyu gayet iyi biliyorum. Şimdi kalkmış bize ders verecek. 'Sanatçı müsveddesi' demiş. Müsveddenin ne olduğunu öğrenmek istiyorsan aynaya bak, göreceksin kardeşim."

-"Ensesinde boza pişirmek doğru değil"

"Savaş bir halk sağlığı sorunu" açıklamasında bulunan Türk Tabipler Birliği (TTB) mensuplarının 27 Aralıkta duruşmasının olacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, ömrü savaş meydanlarında geçen dünya lideri Atatürk'ün, "Savaş zorunlu olmadıkçı bir cinayettir." dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütlerinin ensesinde boza pişirmenin doğru olmadığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, demokrasi konusunda hiç kimsenin aşık atamayacağı tek partinin CHP olduğunu savundu.

Demokrasi anlayışlarının, kültürlerinin farklı olduğunu, kendileri gibi düşünmeyenlerin de özgürce konuşmalarını, yazmalarını istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Sen Saidi Nursi'nin kitaplarını yasakladın biz o yasağa karşı kitaplar yasaklanmamalı diye Anayasa Mahkemesine gittik." dedi.

-"Tefecilere hizmet eden bütçe"

Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçesinin, AK Parti ve MHP'nin ortak oylarıyla kabul edildiğine işaret ederek, bütçenin vatandaşa bir şey getirmediğini, sömürülen Türkiye'nin dışarıya kaynak aktarmasının yolunu açan, tefecilere hizmet eden bir bütçe olduğunu öne sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Beni üzen milliyetçilikle yola çıkanların tefecilere hizmet edenlerle aynı kulvarda yürümesidir, beni rahatsız eden budur. Bu bütçe asgari ücretlilere ne getirdi? 2 bin 20 lira açıklamışlar. Niye 2 bin 200 lira değil? Onu da 'Kılıçdaroğlu, 2 bin 200 lira dedi, acaba ona denk getirirsek sesini keser mi' Kesmem. 2 bin 200 lirayı CHP'nin bütün belediyelerinde 1 Ocaktan itibaren uygulayacağım. Kazanacağımız bütün belediyelerdeki işçilere de o sözü veriyoruz." diye konuştu.

Kazanacakları belediyelerde hiçbir işçinin kılına dokunmayacaklarının sözünü veren Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanının işten çıkarması halinde ise kendisinin işe yeniden yerleştireceğini kaydetti.

Çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretle geçindiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bütçenin asgari ücretin altında çalışan 1 milyon 800 bin işçiye bir şey vermediğini savundu. Kılıçdaroğlu, asgari ücretlinin, asgari ücretin altında çalışanlara göre kral gibi olduğunu, en azından her ay asgari ücret aldığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, Konya'da bir dram yaşandığını, geceleri az maaşla bir işte çalışan, ikisi hasta dört çocuğuna ve hasta anne, babasına bakan bir babanın intihar ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sarayın ne dini ne vicdanı ne ahlakı olduğunu ileri sürdü.

Çiftçilerin, hükümetten 154 milyar 850 milyon lira alacağı bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kanuna göre ödenmesi gereken bu paranın 2006'dan bu yana ödenmediğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Çiftçinin traktörünün hacizli olduğunu söylediğim zaman, beyefendi, kibir abidesi sarayda oturuyor, 'Çiftçiye traktör yetiştiremiyoruz' diyor. Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği 2018 raporunda, traktör üretiminin yüzde 32 azaldığını, traktör satışlarının bir önceki yıla göre yüzde 65,8 oranında düştüğünü söylüyor. Hani çiftçiye traktör yetiştiremiyordunuz? Yalanı ben kanıtlamıyorum bu işi yapanlar kanıtlıyor. Kalkıp, 'Çiftçiler traktör kuyruğunda, traktör yetiştiremiyoruz' diyorsun. Ben ne yetiştiremediğimizi çok iyi biliyoruz sana; efuli, ejder meyvesi yetiştiremiyoruz." diye konuştu.

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile