Yapılan hesaplamalara göre, düz bir zemin olduğu varsayıldığında, 40 kilometre uzunluğunda, 25 metre derinliğinde ve 150 metre genişliğinde bir kanal kazılıp ortadan kaldırıldığında ortaya 152 milyon metreküp hafriyat çıkıyor. Bu hafriyatın da oradan çıkarılıp boşaltmanın maliyeti yaklaşık 4,5 milyar dolar.
Kanalın kaba inşaatının yapımı için ise 7 milyon 875 bin metreküp beton kullanılması gerekiyor. Bunun da maliyeti 788 milyon dolar. Yine kullanılacak 1 milyon 395 bin ton demirin maliyeti 2 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
İnşaatçılara göre, bunların hepsi bir araya getirildiğinde, ışıklandırma ve diğer maliyetlerle birlikte projenin toplam maliyetinin yaklaşık 10 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, çılgın projenin her tarafını desteklediğini, ancak detaylarda hata olabileceğini, detaylarda doğru gitmek gerektiğini belirtti.
2008 yılında kendisinin ‘‘Haliç‘i Karadeniz‘e bağlayalım, Karadeniz‘deki kömür ocaklarını da göl haline getirelim ve ikinci boğaz yaratalım‘ beyanatı olduğunu anımsatan İnan, Başbakan‘ın açıkladığı Kanal İstanbul projesinin Türkiye‘ye ve İstanbul‘a değer katacağını söyledi.
İnan, ‘‘yabancıya satışı başlatmamız ve bu kanallar üzerinde yapılacak lüks konutları da yabancılara satmamız lazım. Türkiye‘nin ne büyük madeni ne petrolü var. Bizim elimizde turizm ve insanların yaşamak istediği gayrimenkullerimiz var. Bunun yabancılara satışını ön plana almamız lazım. İspanya‘yı İspanya yapan Araplara sattıkları 400 milyar avroluk gayrimenkul. O kanalın yapma hakkını bana verin size 30 milyar dolar ödeyeyim‘ dedi.
Projenin kendi kendisini finanse edebilecek bir proje olduğunu ifade eden İnan, ‘‘Bir kaç yüz milyar dolar para getirebilecek proje. Boğazda bugün 30 milyon dolara satılan evler var, ikinci boğazda da o fiyatlara ev satılabilir. Şu anki boğazdan çok daha güzelini bile yapabiliriz‘‘ diye konuştu.
Projenin tamamlanmasının 10-15 seneyi bulabileceğini belirten İnan, Türkiye‘nin dış borcunu bu proje ile ödeyebileceğini kaydetti.
ULUÇ YAZMIŞTI
'Çılgın projeyi' gündeme ilk Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan'la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: "İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın. Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakan'ın hakkı.."
İşte Erdoğan'ın merakla beklenen 'çılgın projesiyle' ilgili açıklamaları:
HAYALLER KURDUK
Bir İstanbul aşığı olan, İstanbul’u hayal şehir, bu şekilde tanımlayan Yahya Kemal özellikle İstanbul üzerine yazmış olduğu deniz adlı şiirini şu dizeleriyle bitiriyor:
“Çıktığın yolda bugün yelken açık yapayalnız. Gözlerin arkaya çevrilmeyerek pervasız. Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar.”
İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar. Alparslan bir hayal kurmuş, Anadolu’nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş, gemileri karadan yürütmüş. Süleymaniye Mimar Sinan’ın önce hayallerini süslemiş, ardından İstanbul’un incisi olmuştur. Selimiye Edirne’nin, Türkiye’nin dünyamızın incisi olmuştur. Bütün büyük adımlar bir hayalle başlamıştır. Bütün büyük zaferlerin, medeniyetlerin temelinde önce hayal vardır. İşte biz de ülkemiz için milletimiz için hayaller kurduk.
Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş İstanbul için:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.”
KİM ÇEVRECİ? CHP Mİ BİZ Mİ?
İşte böyle bir İstanbul’un hayaliyle iş başına geldik. Gecesi sümbül kokan bir İstanbul için kolları sıvadık. Biz hayalleri gerçeğe dönüştürmek için koştuk. Çöp dağları vardı. İktidarda CHP vardı. Çöp dağlarında hayallerin tükendiği bir İstanbul’u, Ümraniye’de çöp dağlarının patladığı ve 39 vatandaşımızın öldüğü şu Ümraniye’de iktidarda CHP vardı. Çöpten çöp dağlarından kurtararak buraları park alanlarına dönüştürdük. İstanbul’u suyla buluşturduk. Temiz bir Haliç isteniyordu. Kime gittiysek bize Haliç temizlenmez diyorlardı. Kayalarla toprakla dolu bir Haliç. Düşünebiliyor musunuz? Bunun söyleyenler bize artık danıştığımız o koskoca hocalarımızdı. Onlar bize böyle söylüyorlardı. Fakat biz aradık araştırdık ve Haliç’in temizlenebileceğini öğrendik. Haliç’in içinden bütün çamuru aldık ve onu 9,5 km uzaklıktaki Alibeyköy’deki taş ocaklarına taşıdık. Kamyonlarla taşımıyorduk, oraya adeta petrol boru hattı gibi borular döşemiştik. Orada kendimize 650 bin metrekarelik bir park meydana getirdik. Kim çevreci? CHP mi biz mi?
İstanbul sevdamız bizi buralara getirdi. Yılmadık, umudumuzu kaybetmedik. Hayallerimizi hiç yitirmedik. Aylar boyunca özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar büyük Türkiye’nin hayallerini kurduk orada. 14 Ağustos 2001’de işte o hayallerin peşine düştük. Biz konuşan düşüncelerini özgürce ifade edebilen korkmayan korkutulmayan hiçbir ferdi dışlanmayan ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk. Bunu başardık, başaracağız.
UÇAK NEDİR BİLMEZDİM
Çocukluğumda uçak nedir bilmezdim. Görünce sırt üstü yatar uçağı seyrederdim. Şimdi soruyorum artık uçağa binmek bu ülkede hayal mi? Artık havayolları belli bir kaymak takımın yolu olmaktan çıktı. Halkın yolu oldu.
ÇANAK ÇÖMLEK ÇIKTI DİYE MARMARAY'IN BİTİŞİ 4 YIL ERTELENDİ
Çok enterasan üçüncü köprü dedik. CHP’lilerin hemen eteği tutuştu. Açıklama yaptılar karşıyız. E sizden zaten başka bir şey beklenmez ki? Bu zihniyet sevgili kardeşlerim birinci köprüye de karşıydı, ikinci köprüye de karşıydı. Bu zihniyet Marmaray’a da karşıydı. Zaten bu zihniyet Marmaray’ın bitişini 4 yıl erteletti bize. Neden biliyor musunuz? Orada çanak çömlek çıkmış bu. Lafa gelince insandan değerli bir şey yok. Ama 4 yıl bir proje geciktirilmez. İnsanımın 4 yıl yaşamında, İstanbul’un ulaşımında artılarla eksileri bunların hesaplama durumu yok. İnsan öncelikli bakmadı bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar.
Bolu Dağı Tüneli hayaldi. Başladılar beceremediler. 'Acaba buraları patates deposu mu yapalım' dediler. Geldik ve söz verdik. Sadece Ünye viyadükleri hariç, biz bunun tamamını bitirdik. Ankara-Konya’ya hızlı tren yapılacakmış diyorlar. Bunların kılavuzunu bilemiyorum. Bunları değiştirmesi lazım. Zira Ankara-Konya hızlı treninin test sürüşlerini bizzat kendim başlattım. Önümüzdeki ay normal seferlerine başlayacak. Günaydın.
YENİ EVLENECEKLERE 100 TL TAKSİTLE EV
500 bin konut yaptık, ikinci hedefimiz 2023’e kadar 500 bin daha yapacağız. Yeni evlenecek olanlara 65 metrekare uygulaması getireceğiz. Yine peşinatsız 100 lira taksite bu yolu açacağız. Evin içinin çeyizini biz buna dahil edeceğiz.
Artık daha büyük hayaller kuruyoruz. Hayallerimizi asla ulaşılamaz görmüyoruz. Tarih belirliyoruz artık. Türkiye hazır hedef 2023 diyoruz. Milli gelirimiz 2023’te 2 trilyon olacak inşallah diyoruz. Kişi başına milli gelirimiz 25 bin dolar olacak. İhracatımız 500 milyar dolara yükselecek ve az önce de söyledim 500 bin konut inşa edeceğiz. 15 bin km daha duble yol yapacağız. Türkiye’nin dört bir yanını Atatürk’ün dediği gibi; biz Atatürk’ün partisindeyiz diyenlere hatırlatılır ve hibe olunur. Gazi demir ağlarla ördük dedi, peki ne yaptınız yahu nereyi ördünüz söyler misiniz? 37’den 50’ye kadar iktidar oldunuz ne yaptınız? Koalisyonlara girdiniz ne yaptınız var mı? Ama biz ülkenin dört bir yanını demir ağlarla örmeye devam ediyoruz.
İstanbul Türkiye’nin özetidir. Güzelliğiyle, potansiyeliyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın göz bebeğidir. İstanbul’a yapılan her hizmet, Anadolu’ya trakya’ya yapılan bir hizmettir. İnsanlığa yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti yeni bir eseri kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın olduğu kadar arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un sakinlerinin de aslında bir hayalidir. İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı olduğum zaman, bu özellikle Independent olayını yaşadığımızda, çok ciddi rahatsızlıklar geçirmiştik. Böyle bir felaketle baş başa kalırsan ne yaparız, aylarca bu yangın sürmüştü. Ne yaparız diye kendi kendime soruyordum. Zaman zaman bunları konuşuyordum.
Başbakan olduktan sonra, ulaştırma bakanım ve belediye başkanımla helikopterle zaman zaman dolaştık. Türkiye bunu başaracak güce ulaşmıştır dedik. Artık kaynaklar noktasında da sıkıntımız yok. Milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntı da yok. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve bunun adımını attık.
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, barındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
İki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu projenin üzerinde büyük bir titizlilikle çalıştık. Birkaç grubu dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü haksızlığı önlemek adına, projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğim. Onu açıklayacak değilim.
Projenin yeri ve maliyeti üç aşağı beş yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları iki yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
Çılgın Proje'nin Maliyeti 10 Milyar Dolar
İnşaatçılara göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ''Kanal İstanbul'' projesinde 152 milyon metreküp hafriyat çıkacak ve kanalın kaba inşaatının yapımı için 7 milyon 875 bin metreküp beton kullanılması gerekecek. Toplam maliyetin 10 milyar dolar olması bekleniyor.