Cizreliler Terörle Değil, Turizmle Anılmak İstiyor

Cizre'de yaşayanlar, ilçenin adının son dönemde gündeme gelen terör olaylarıyla değil, sahip olunan tarihi ve turistik mekanlarla öne çıkmasını istiyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve milli mücadele döneminde Fransızların, halkın direnişinin ardından işgalden vazgeçtiği 7 bin yıllık kent Cizre, kadim tarihi ve kültürel geçmişiyle yeniden eski parlak günlerine dönmeyi hedefliyor.
İslamiyetin yayılmasıyla, ''Yarımada'' anlamına gelen ''Cezire'' adını alan, cumhuriyet döneminde ise ismi, ''Cizre'' olarak değiştirilen ilçenin sakinleri, yaşadıkları yerin artık terör olaylarıyla değil, tarihi ve turistik potansiyeliyle anılmasını istiyor.
Cizrelilerin bu yöndeki en büyük talebi, tarihi bir yerleşim yeri olması ve kültür turizmi yönünden zengin bir potansiyeli bünyesinde barındırmasına rağmen, terör olayları nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin güzergahları dışında kalan ilçenin, kabuğunu kırarak, 12. yüzyılda ilk robotu tasarlayan El Cezeri'nin, 16. yüzyılda evrensel değerleri bir bütün halinde insanlığa teşmil eden Mele Ahmede Ciziri'nin, aşklarıyla dünyaya nam salan Mem-u Zin'in kenti olarak bilinmesi...
- "İlçe halkı huzur istiyor"
Cizre Müftü Vekili Hamza Erik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin eskiye dayanan köklü bir geçmişinin bulunduğunu, hep iyiliklerle ve güzelliklerle anıldığını söyledi.

İlçede son zamanlarda meydana gelen olay ve ölümlerden muzdarip olduklarını, Cizre'nin bu tür olaylarla anılmasını istemediklerini aktaran Erik, Cizre'nin, medreseleri ve türbeleri ile ilim irfan yuvası olduğunu vurguladı.
Erik, ilçe halkının sadece huzur istediğine işaret ederek, "Cizre'nin, güzel, hayırsever, misafirperver insanı ile anılmasını istiyoruz. Şehrimiz gerçekten güzel bir şehir, yeter ki buralarda ölüm olmasın, buralarda insanlar birbirlerine düşmesinler. Burada insanlar kendi kaderini, yaşadığı toplumun geleneklerine uygun yaşasınlar. Toplumumuz burada birbirine saygı ve hürmet içerisinde davranmalıdırlar. Müslümanlık bunu gerektirir" dedi.

Cizre halkının yaşanan olayları tasvip etmediğini belirten Erik, şunları kaydetti:
"İlçe halkı yaşanan olaylardan muzdariptir. Cizre, medeniyeti, köklü geçmişi, İslamla şereflendiği tarihten bu yana hep güzelliklerle anılmıştır ve hep böyle devam etmesini istiyoruz. Cizre'nin inanç turizmi, yatırımlar ve hizmetlerle anılmasını istiyoruz. Cizre, bunu hak ediyor. Olaylarla ölümlerle kargaşayla gürültü ile anılmasını istemiyoruz."
Cizre Esnaf ve Sanatkarlar Odası (ESOB) Başkanı Hafzullah Memduhoğlu ise ilçenin, coğrafik konumundan dolayı birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını söyledi.

-''Barış sürecinin devam etmesi lazım''-
İlçenin turistik ve ekonomik açıdan bir potansiyelinin bulunduğunu, bunların iyi değerlendirilmesiyle Cizre'nin ''öteki yüzünün'' ortaya çıkacağını dile getiren Memduhoğlu, şöyle konuştu:
"Bütün bunların olabilmesi için barış sürecinin devam etmesi lazım. Sürecin barışla sonuçlanması gerekir. Çünkü huzur ve barışın olmadığı bir yerde kimse ne yatırım ne bir girişim yapar. Beklentimiz bu sürecin barışla sonuçlanmasıdır. Bölgede zengin maden yatakları var. Bunların araştırılması lazım. Bunlar gün yüzüne çıkarıldığı zaman Türkiye'nin ekonomisini güçlendirecektir. Batıda olduğu gibi tarihin izlerini taşıyan mekanlarımızı turistlere anlatmak ve bunun getirisini, ekonomisini esnafımıza yaymak istiyoruz."
Cizreli araştırmacı yazar Abdullah Yaşın de ilçenin 7 bin yıllık tarihi olduğunu, 4 kez çeşitli medeniyetlere başkentlik yaptığını ifade etti.

Yaşın, tarihi ve turistik mekanlara ev sahipliği yapan Cizre'nin, bazı ünlü bilim adamı, yazar ve düşünürlerin de yetiştiği yer olduğuna dikkati çekti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile