SEFA MUTLU - Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, 'Yaz ayları son derece tehlikeli. Okulların olmaması nedeniyle bazı çocuklarda gerek şartlardan gerekse de tercihlerinden dolayı bir boşluk oluşuyor. Bu boşluk çocukların ekranla daha fazla beraber olmalarına neden oluyor. Süre çok uzuyor. Yaz döneminde ailelerin çocuklarına mutlaka ama mutlaka bir etkinlik bulmaları lazım.' dedi.
Öztürk, çocuk ve gençlerde dijital oyun bağımlılığı ve bağımlılığın engellenmesi konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Oyunun sadece çocuklar için değil her yaş grubu için bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Öztürk, oyunun şeklinin yaş gruplarına göre değişebileceğini ifade etti.
Öztürk, çocukların birçok amaçla oyun oynadığını belirterek, 'Erişkinlerden farkı, oyun çocuk için aynı zamanda öğreticidir. Zihinsel süreçlerini geliştirir ve dünyayı tanımalarını sağlar. Erişkinlerde ise amaç vakit geçirmek ve eğlenmektir. Bu anlamda oyunsuz bir çocuk ve oyunsuz bir dünya hayal etmek mümkün değildir.' değerlendirmelerinde bulundu.
Her şey elinden alınsa bile çocuğun bir şekilde kendisine oyun kurabileceğini aktaran Öztürk, bunu bilen teknoloji üreticilerinin ciddi anlamda oyunlar üretmeye başladıklarını hatırlattı.
Öztürk, bu oyunların önceleri tek başına oynandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Daha sonra oyunlar interaktif şekilde oynanmaya başlandı. Çocuklar adeta sokakta oynar gibi bilgisayar başında oyun oynamaya başladılar. Aslında oyun ihtiyaçlarını bu şekilde giderdiler. Maalesef arkadaş ihtiyaçlarını da bu şekilde gidermeye başladılar. Kişi oyun oynarken buna bir sınır koyabilir. İşin içine bilgisayar ve online oynanan oyunlar girdiği zaman, sınır koyamıyorsunuz. Zaten oyunlar sınır koymama üzerine kurulu. Bitmiyor. Sonu gelmiyor, bir hırsla, kazanma gücüyle oynuyorsunuz. Durum bununla da sınırlı değil. Oyunu oynarken diğer oyuncularla da sürekli etkileşim halindesiniz. O bireyin cinsiyetin, yaşını ve kim olduğunu bilmiyorsunuz. Sıkıntı tam da burada.'
Online oyunlarda kişilerin belli aşamadan sonra kendi kontrollerini yitirdiğine dikkati çeken Öztürk, bu noktada her yaş grubunun risk altında olduğunu söyledi.
- 'Maddi güç gerektiren oyunlar, kumara sürükleyebilir'
Öztürk, bazı oyunlar konusunda çocukların daha farzla risk altında olduğuna dikkati çekerek, 'Çocukların gerçeği değerlendirme yetisi ve zaman kavramı erişkinler gibi olmadığı için daha da büyük problemler doğuyor. Oyun oynarken zihninizi ve duygularınızı kullanıyorsunuz. Kazanıyor ve kaybediyorsunuz. Kazanmak için efor sarf ediyorsunuz. Birtakım güçler elde etmeye çalışıyorsunuz ve bunun için de maddi güce ihtiyacınız oluyor. Aslında bir manada insanı kumara bile götürebilecek büyük bir kısır döngüyle karşı karşıyasınız. Çocuklar, gençler ve erişkinler bu süreci maalesef yönetemiyorlar.' diye konuştu.
Dijital oyunlardaki etkileşime vurgu yapan Öztürk, şu tespitlerde bulundu:
'Burada adeta hipnotize olma durumu söz konusu. Zaten ekrana o kadar süreyle baktığınızda zihniniz başka bir şey düşünmüyor ve gerçeklik algısı bozuluyor. Gerçeklik algısı bozulan bir bireye zararlı bir şey yaptırmak da çok zor olmayabilir. Bu aslında birtakım telkinlerle olabilir. Oyunu gerçek gibi kabul edip o telkinlerin dışında kendisi de böyle bir yorumda bulunuyor olabilir. Bu vahim olayların hepsinde temel problem zihinsel süreçlerin normal işlememesi. Doğallıktan sapmadır.'
Öztürk, çocuk ve gençlerin oyun seçimlerinde ve oynama faaliyetlerinde ailelere birtakım görevler düştüğünü söyledi.
Bilgisayarın kullanımının kontrolünün tamamen çocuğa bırakılmaması tavsiyesinde bulunan Öztürk, bütün kontrolün ebeveynde olması gerektiğini anlattı.
- Ebeveynlere tavsiyeler
Öztürk, ailelere bilgisayar kontrolünü iki aşamalı yapmaları önerisinde bulunarak, şöyle devam etti:
'Hangi oyunların oynandığına ve oyunun içeriğine dikkat edilmeli. Oyunun maddi boyutunun ne olduğu sorgulanmalı. Bir de süre konusuna aile müdahale etmeli. İçerik konusunda oldukça hassas davranılmalı. İçeriği sadece şiddet olarak da algılamamalıyız. Bugün cinsel içerikli oyunlar da söz konusu. Verilen mesajlar bağlamında da inanç ve kültüre aykırı oyunlar var. Bunlara dikkat edilmeli. Süre hususunda mutlaka bir sınırlama olmalı. Bu aslında sistematik olarak uygulanabilir. Aileler çocukla ekranı kontrolsüz şekilde tanıştırırsa sonradan koyulan sınırlara çocuklar tarafından direnç geliştiriliyor. O sistemi baştan kurmalıyız. Yaz ayları son derece tehlikeli. Okulların olmaması nedeniyle bazı çocuklarda gerek şartlardan gerekse de tercihlerinden dolayı bir boşluk oluşuyor. Bu boşluk çocukların ekranla daha fazla beraber olmalarına neden oluyor. Süre çok uzuyor. Yaz döneminde ailelerin çocuklarına mutlaka ama mutlaka bir etkinlik bulmaları lazım.'
Yeşilay olarak çalışmalarında teknoloji bağımlılığıyla mücadeleyi merkeze aldıklarını dile getiren Öztürk, oyunların sınıflandırılması ve sınırlandırılmasının son derece önemli olduğunu aktardı.
Öztürk, belli oyunların yasaklanması belli oyunların da sınırlandırılması gerektiğinin altını çizerken, bu noktada diğer sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla bir platform oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti.
'Çocuklar Yaz Aylarında Oyun Bağımlısı Olabilir'
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. Öztürk: 'Yaz ayları son derece tehlikeli. Okulların olmaması nedeniyle bazı çocuklarda gerek şartlardan gerekse de tercihlerinden dolayı bir boşluk oluşuyor. Bu boşluk çocukların ekranla daha fazla beraber olmalarına neden oluyor. Süre çok uzuyor. Yaz döneminde ailelerin çocuklarına mutlaka ama mutlaka bir etkinlik bulmaları lazım' '(Oyunlar) Kazanmak için efor sarf ediyorsunuz. Birtakım güçler elde etmeye çalışıyorsunuz ve bunun için de maddi güce ihtiyacınız oluyor. Aslında bir manada insanı kumara bile götürebilecek büyük bir kısır döngüyle karşı karşıyasınız'