Üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda en sık görülen enfeksiyon olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Demirkaya, "Bulaşıcıdır ve sonbahar ve kış dönemlerinde salgınlar yapabilir. Kreş ve okul gibi kalabalık ortamlarda bulaşma daha sıktır. Bu sebeple hasta çocukların evde kalması salgınları azaltır. Çocukların bir kısmı hastalığı ayakta atlatırken, bir kısmı evde istirahatten hastaneye yatırılmaya kadar varan şiddetli yakınmalar gösterebilir. Bu durum ailelerde zaman ve iş gücü kaybına da sebep olmaktadır. Ateş yüksekliği, burun akıntısı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, halsizlik, öksürük ve solunum problemleri, beslenmede azalma gibi bir çok şikayet görülebilir. Bu şikayetler ortalama 5-7 gün sürer. Bazı çocuklarda şikayetler 3 haftaya kadar devam edebilir. Ateşin 39-40 dereceye varan yükseklikleri ve ikinci günden sonra da devam etmesi, aileleri endişeye sevk edebilir. Bir yaşından küçük çocukların, yakınmaları şiddetli olanların, daha önce hastaneye yatma öyküsü olanların çocuk hekimine başvurarak muayene olmaları uygun olur" dedi.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunluğu viral enfeksiyonlar olduğunu belirten Demirkaya, "Bakteriyel etkenler daha az sıklıktadır. Bu sebeple çoğunlukla antibiyotik kullanımını gerektirmeden semptomatik ve destek tedavilerle iyileşirler. Gereksiz antibiyotik kullanımı, normal florayı oluşturan yararlı bakterilerin etkilenmesine, maddi kayıplara ve en önemlisi de bakteriyel direnç gelişimine neden olur. Ayrıca döküntü, ishal, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi bir çok ilaç yan etkileri görülebilir. Semptomatik tedavide ateş düşürücü ve ağrı kesiciler, burun açıcı ilaçlar, öksürüğü azaltacak ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca bol sıvı tüketimi, C vitamini içeren meyve-sebze tüketimi, çinko desteği tedavide faydalı uygulamalardır" diye konuştu.
Çocuklarda Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları Ve Antibiyotik Kullanımı
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Demirkaya, gereksiz antibiyotik kullanımı, normal florayı oluşturan yararlı bakterilerin etkilenmesine, maddi kayıplara ve en önemlisi de bakteriyel direnç gelişimine sebep olduğunu söyledi.