Çocukları Kemik Erimesine Dikkat

Çocukları Kemik Erimesine Dikkat

Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, genetik veya edinsel kronik hastalığı olan, hareketsiz ve yetersiz beslenen çocuklarda kemikler beklenen boyut, kütle ve kuvvete ulaşmadığını ve bu durum çocukları kırığa yatkın hale getirdiğini söyledi.

Osteoporozun yaşlıların ve özellikle menopoz sonrası kadınların sorunu olarak bilinirken, son yıllarda çocukluk çağı ve adolesanların da kemik sağlığı giderek artan önemli bir endişe konusu haline geldiğini belirten Gebze Medical Park Hastanesinden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Sahip olduğunuz genetik özellikleri değiştiremediğimize göre osteoporozu önlemek veya yavaşlatmak için sağlıklı beslenme ve yaşam kriterlerini tercih etmek için bazı ipuçları vardır” dedi.

Bu ipuçların başında güçlü kemikler için kalsiyumun şart olduğunu kaydeden Küçük, “Kalsiyum tüketimi çocuklukta kemik üretimi, erişkinlikte kemik kütlesinin stabilizasyonu için gereklidir. Düşük kemik kütlesi ile kalsiyum arasında saptanan ilişki nedeniyle günümüzde önerilen günlük kalsiyum alımı; 3-8 yaş için 800 mg, 9-17 yaşları arası için de 1300 mg’dır. Kalsiyum kaynaklarımız ise süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir), yeşil sebzeler, konserve balık (fileto olanlar dışında), kuruyemiş ve fortifiye edilmiş besinler (meyve suları, tahıllar, mısır gevreği vb.) dir. Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak için tüketilmesi gereken süt miktarı 3-8 yaş için 3 porsiyon; 9- 17 yaş için 4 porsiyon yeterli olacaktır. (1 Porsiyon= 1 büyük su bardağı süt veya yoğurt; 1 Porsiyon= 30-40 gr peynir)” diye konuştu.

Kemik yoğunluğunu arttırılması gerektiğine dikkat çeken Küçük, “İyi bir potasyum ve magnezyum kaynağı olan sebze ve meyvelerin tüketiminin kemik mineral yoğunluğunu koruyucu etkisi vardır. Badem, fındık, fıstık gibi sert kabuklu meyveler, kuru baklagiller yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllar magnezyumun zengin kaynaklarında olduğunu unutmayın” ifadelerini kullandı.

Osteoporozu yavaşlatmak ve önlemek için aneroksiya nervoza dikkat edilmesi gerektiğini belirten Küçük, “Genellikle genç kızlarda görülen aneroksiya nervoza, kalori alımında azalma, kilo kaybı, amenore ve davranış değişikliğini içerir. Kilo almamak için diyet yapma ile başlayan bu hastalık iştah azalması, yemek yemekten kaçınma ile devam eder. Bu besin alımı bozuklukları kemik mineral yoğunluğunu etkilemekte dolayısıyla da osteoporozu tetiklemektedir” dedi.

Egzersizi ihmal etmeyin, besin çeşitliliğini sağlayın

Küçük, “Çocukluk ve adölesan dönemindeki iskelet gelişimi, hayatın ileri dönemindeki kemik sağlığını etkiler. Çalışmalarda, fiziksel olarak aktif çocuklarda kemik kitle artışının daha fazla olduğu belirtilmiştir. Yer reaksiyon kuvvetini arttıran jimnastik ve bale gibi sporlardaki kemik kitle artışı, ağırlık destekli veya düşük etkili kuvvetlerin yaptığından daha fazladır. Yüksek etkili zıplama programı, olağan aktivitelerden daha fazla kemik yoğunluğu artışına neden olur. Osteoporuzun önlenmesinde, dengeli beslenmenin önemi açıktır. Dört besin grubundaki besinler; süt ve süt ürünleri, et, yumurta, kurubaklagiller, taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıl grubu birlikte aynı öğünde çocukların gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmeli ve her defasında grup içerisinden farklı besinler seçilerek, besin çeşitliliği sağlanmalıdır. Özellikle fastfood ile beslenme içerdiği aşırı miktardaki fosfor nedeniyle osteoporoz riskini arttırdığını unutmayın. 2 yaş ve üzerindeki çocuklarda yağ (özellikle doymuş yağlar) ve kolesterol alımı kısıtlanmalı, yaşlarına uygun kaloride beslenme programı hazırlanmalı ve lif içeren (meyve, sebze ve tahıl) gıdaları almaları temin edilmelidir” şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile