Çöl tilkisi buhar olup uçtu

Çöl tilkisi buhar olup uçtu

Libya'da isyancılar 6 aylık mücadelenin ardından başkent Trablus'a girdiklerinde elit Magrayef Birliği'nin komutanı teslim oldu ve Seyhülislam Kaddafi'nin yerini ispiyonladı.


Libya
’da isyancıların dün Trablus’ta kontrolü ele geçirmesinde en büyük rolü NATO oynadı. Birleşmiş Milletler’in Libya’ya insani müdahale kararı ile mart ayında hava operasyonunu devralan NATO’nun yetkisi sadece sivilleri korumakla sınırlıydı. Ancak New York Times gazetesine konuşan Batılı yetkililer, NATO ile isyancıların arasında son dönemdeki koordinasyon ve yardımlaşmanın ne kadar arttığını ortaya koydu.
Birlikte planladılar
Trablus’un takma adından esinlenerek “Denizkızı” adı verilen operasyon için iki taraf aylarca plan yapmışlardı. Operasyon sırasında da ortak çalıştlar. Ulusal Geçiş Konseyi sözcüsü Ahmet Cibril operasyonun Trablus’daki ‘uyuyan hücreler’, NATO ve Bingazi olmak üzere üç koldan yürütüldüğünü söyledi.
Çöl tilkisi buhar olup uçtu

TRABLUS’TA 22 HEDEF
Denizkızı Operasyonu cumartesi günü sabaha karşı başladı. Önce NATO uçakları, kentin girişindeki askeri merkezleri bombalayarak Muammer Kaddafi’nin güçlerini etkisiz hale getirdi. Bugüne kadar 7 bin 459 sorti yapan NATO uçakları cumartesi de Trablus’ta 2 hedef vurdu.

Misrata’dan DENİZ DESTEĞİ
Kentin girişleri Kaddafi güçlerinden arındırılınca haftalardır verdikleri mücedele ile Trablus’un kapıların dayanan isyancı güçler, hızla ilerlemeye başladı. Trablus’un batısındaki Zaviye, güneyindeki Garyan ve doğusundaki Brega kısa sürede ele geçirildi. İsyancılar karadan üç koldan başkente girerken, Misrata’dan da deniz yolu ile 200 kişilik birlik onlara katıldı.
Kamis’e NATO bombası
Tanklar ve roketler de isyancıların ilerlemesini yavaşlatıyordu. İsyancılar sırayla bunları etkisiz hale getirdi. İsyancılar için dönüm noktası NATO’nun yardımıyla elit Kamis Birliği’nin merkezinin alaşağı edilmesi oldu. İsyancılar buradan kutularca silah ve cephanelik alarak Trablus’a yola çıktı.

HÜCRELER İÇİN SİNYAL İFTAR
Bu sırada Trablus’taki ‘uyuyan hücreler’ de harekete geçmişti. İsyancı güçlerin geldiği haberleri üzerine imamlar öceden kararlaştırıldığı üzere camilerden hücreleri uyandıracak sinyali yaymaya başladı. Bu sinyal ‘iftar’dı. Böylece hücreler başkentin içindeki Kaddafi güçleri ile savaşmaya başladı. Geceyarısı isyancılar kente dört yandan girerken halk da sokaklarda bayraklarla onları karşıladı. İsyancılar güçler Kaddafi’nin Yeşil Kitap’ının adını verdiği meydana girerek kutlamalara başladı.



Bitti artık kıvırcık kafa

İsyancıların Trablus’a girdiği haberinin duyulmasıyla birlikte tüm ülkede “Bitti artık kıvırcık kafa” sloganları atıldı. Sadık Muhammed isimli bir isyancı “Bu Tanrının en büyük armağanı. Bugün hayatımın en mutlu günü” derken 64 yaşındaki Nez Badrush gazetecilere “İnanamıyorum. 6 aydır cehennemde ayışyorduk. Ama şimdi özgür hissediyoruz. Tanrı sizi, ABD’yi ve NATO’yu korusun” dedi. Adel Bibas isimli bir Libyalı da “Bu bizim bağımsızlık günümüz. Albayın sonu geldi” diye bağırdı.

Çöl tilkisi buhar olup uçtu


SADDAM?TAKTİĞİ?Mİ?

Muammer Kaddafi’nin nerede olduğu meçhul. Amerikalı yetkililer hala Libya’da olduğunu söylese de Venezuela’ya kaçtığı, hatta ölmüş olabileceği konuşuluyor

Libyalı isyancıların başkent Trablus’a girmesinin ardından, 42 yıllık iktadarıın sonuna gelen Muammer Kaddafi kayıplara karıştı. En son önceki gece pek de net duyulamayan bir ses kaydı ile Libyalılara seslenen Kaddafi’nin nere olduğu ise dün en çok sorulan soru oldu. İsyancılar ve Amerikalı yetkililer albayın halen Trablus’ta olduğunu düşünüyor. İsyancılar Kaddafi’nin kaçmasını engellemek için şehri ele geçirdikten sonra havaalanına giden tüm yolları tutarak kontrol noktaları oluşturdu. İşte Kaddafi’nin nerede olduğu ya da nereye kaçabileceği ile ilgili olası senaryolar.
TRABLUS: El Cezire televizyonu birkaç gün önce kalp krizi geçirdiği iddialarının ardından Kaddafi’nin Trablus’taki Tajura Hastanesi’nde olabileceğini iddia etti. AFP haber ajansı ise Kaddafi’nin Trablus’taki Bab’ül Aziziye yerleşkesinde saklandığını öne sürdü.
SİRTE: Daily Telegraph gazetesi Kaddafi’nin doğum yeri olan Sirte kasabasına kaçmış olabileceği iddia etti. Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin de doğum yeri olan Tikrit’te bir tünelde yakalanmıştı.
GÜNEY AFRİKA: Pazar gecesi Güney Afrika’nın, Trablus’a iki uçak gönderdiği haberleri geldi. Bu haberlerin ardından Kaddafi, NATO ve isyancılar arasında bir anlaşma yapılarak, albayın Güney Afrika’ya gitmesi konusunda hem fikir olunduğu eddia edildi. İsyancıların Kaddafi’nin kendi rızası ile gitmesi halinde yargılanmayacağına dair verdikleri sözler hatırlandı. Fakat Güney Afrika haberleri yalanladı.
MALTA: Kaddafi’nin gidebileceği muhtemel ülkeler arasında Malta’nın da adı geçiyor. Fakat bu iddiaların ardından bir açıklama yapan Malta hükümeti Kaddafi veya Libya hükümetinin aranan üyelerinin kaçarak bu ülkeye gelmeleri halinde tutuklanarak Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim edileceğini bildirdi.
TUNUS: Libya Ulusal Geçiş Konseyi daha önce Kaddafi’ye yönetimden ayrılarak, Mısır, Fas, Tunus ya da Cezayir’e gitmesini önermişlerdi. Kaddafi hakkında geçen hafta çıkan Tunus’a kaçtı iddialarının ardından, karısı ve kızının da Tunus’a gitmeleri, bu seçenekler arasından Tunus ihtimalini kuvvetlendirdi.
VENEZUELA: Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in Kaddafi’ye ilk günden beri destek vermsi, Kaddafi’nin bu ülkeye kaçabileceği dedikodularına neden oldu.




Üç oğlu yakalandı Ayşe hâlâ kayıp

Çöl tilkisi buhar olup uçtuMuammer Kaddafi’nin nerede olduğu bilinmezken, ailesi de adeta dağıldı


Seyfülislam Kaddafi:
Muammer Kaddafi’nin ikinci büyük oğlu olan ve babasının varisi olarak görülen Seyfülislam pazar gecesi isyancılar tarafından tutuklandı. Libyalı muhalifler, Seyfülislam’ın Libya’da yargılanabileceğini ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmesinin de olasılık dahilinde olduğunu kaydetti. UCM ise Seyfülislm’ın teslim edilmesini istedi.
Muhammed Kaddafi:
Kaddafi’nin en büyük oğlu Muhammed, El Cezire televizyonuna isyancılar tarafından tutuklandığını ve ev hapsinde tutulduğunu açıkladı. Muhammed, Libya Olimpiyat Komitesi’nin başkanlığını yapıyor ve ülkenin ana telekomünikasyon firmasının da başında bulunuyordu.
Saadi Kaddafi: Ağabeyi Seyfülislam ile beraber yakalandı. Eski bir futbolcu olan Saadi, Bingazi’deki silahsız isyancıları vuran özel birliklrin de komutanlığını yapıyordu.
Hannibal Kaddafi: En son Cezayir sınırına doğru kaçarken görüldü. Playboy tavırları ile tanınan Hannibal daha önce bir çok kez Avrupa’daki gece kulüplerinde çıkardığı olaylar ile gündeme gelmişti.
Mutassım Kaddafi: Hannibal ile birlikte Cezayir yolunda görüldü. Mutassım ülkenin Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapıyordu. El Arabiya ise Mutassım’ın Babül Aziziye’de olduğunu iddia etti.
Hamis Kaddafi: Kaddafi’nin en küçük oğlu Hamis’in nerede olduğu bilinmiyor. Hamis hakkında NATO’nun hava operasyonu başladıktan sonra bir çok kez öldüğü haberleri çıkmıştı. Hamis, Kaddafi’nin en profesyonel birliği olan 32. Tugay’ın komutanlığını yapıyordu.
Seyfül Arab Kaddafi: 30 Nisan’da bir NATO bombardımanında hayatını kaybetmişti.
Ayşe Kaddafi: Kaddafi’nin tek kızı olan Ayşe’nin annesi ile beraber Tunus’a kaçtıkları öne sürüldü. Bir avukat olan Ayşe Saddam Hüseyin’in dava sırasında savunmasını yapan ekibe de katılmıştı.

42 yıl yönetti 6 ayda devrildi

Çöl tilkisi buhar olup uçtu



1 Eylül 1969: 27 yaşındaki Kaddafi yönetimindeki bir grup subay, Libya Kralı İdris sağlık sorunları yüzünden Türkiye’de tedavi görürken darbe yaptı.
21 Aralık 1988: Kaddafi’nin İskoçya Lockerbee’de düşen uçağın ve 270 kişinin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilmişti. Kaddafi bunu yıllar sonra kabul ederek kurbanların ailelerine 10 milyon dolar ödedi.
5 Nisan 1986: Kaddafi, bu tarihte Berlin’de bir gece kulübüne düzenlenen ve bir Türk’ün de öldüğü saldırıdan da sorumlu tutuldu. İki ABD askerinin öldüğü saldırı üzerine Bingazi’ye ve Trablus’a hava saldırı düzenleyen ABD, aralarında Kaddafi’nin evlat edindiği kızının da bulunduğu 35 Libyalıyı öldürdü.
15 Şubat: Trablus’taki Ebu Salim cezaevindeki mahkumların avukatlığını yapan Fethi Sarbel’in gözaltına alınması üzerine 15 şubat tarihinde ilk protesto gösterisi Bingazi’de gerçekleşti.
26 Şubat: İsyancılar ve Kaddafi güçleri arasında yaşanan kanlı çatışmalar BM’nin Kaddafi ve ailesi üzerinde yaptırım kararı almasına neden oldu.
5 Mart: Ulusal Konsey üyeleri Bingazi’de bir araya gelerek kendilerini Libya’nın tek temsilcisi ilan etti.
17 Mart: BM Güvenlik Konseyi Libya’yı uçuşa yasak bölge ilan etti.
19 Mart: Libya’da Kaddafi güçlerine karşı düzenlenen ilk hava saldırısı gerçekleştirildi.
28 Mart: Katar, Libyalı muhalifleri temsilci olarak tanıyan ilk Arap ülkesi oldu.
30 Mart: Dışişleri Bakanı Musa Kusa İngiltere’ye kaçtı.
30 Nisan: NATO’nun Trablus’ta bir eve saldırısı sonucunda Kaddafi’nin en küçük oğlu ve 3 torunu öldü.
27 Haziran: Uluslararası Ceza Mahkemesi, Kaddafi, oğlu Seyfülislam ve İstihbarat Şefi Abdullah el Senussi hakkında tutuklama kararı çıkarttı.
28 Temmuz: Kaddafi’nin eski içişleri bakanı olan ve muhaliflerin ordusunun başına geçen Abdel Fattah Younes öldürüldü.
14 Ağustos: Libyalı muhalifler Zaviye’yi ele geçirerek Trablus’un Tunus’la arasında olan karayolunu kesmeyi başardı.
21 Ağustos: Muhalifler Trablus’a girdi.



İsyancılar yönetime hazır mı?

Muammer Kaddafi’nin nerde olduğu bilinmezken, Ulusal Geçiş Konseyi, 32 ülke tarafından Libya’nın tek resmi temsilcisi olarak tanınıyor. Ancak kendi içinde de birçok fraksiyona ayrılan isyancılar ülkeyi yönetmeye hazır mı?
İsyancıların ordu komutanı General Abdül Fettah Yunus’un geçen ay kendi içlerindeki bir grup tarafından öldürülmesi muhaliflerin bölünmüşlüğünün en açık göstergesi olmuştu. Yönetimi resmen devraldıklarında bu bölünmelerin şiddetleneceği düşünülüyor.

BÖLÜNDÜLER
Libya üzerine 25 yıldır araştırmalar yapan Darthmouth Üniversitesi’nden Dirk Vandewalle’ye göre isyancıların içindeki fay hatları giderek belirginleşiyor. Ön cephelerde savaşanlarla Bingazi’de kalanlar, Libya’nın dışına kaçan muhalifler, İslamcılar ve Libya için laik bir gelecek öngörenler bunlardan bazıları.
Financial Times gazetesinin uzmanlarına göre isyancılar için ilk engel kentin tam kontrolünü ele geçirmek olacak. İkinci engel ise yönetimi nasıl organize edecekleri. Zira isyancıların hükümeti kısa süre önce dağıldı ve yenisi kurulmadı. Libya’da geleneksel olarak batı ve doğu kabileleri arasında düşmanlık bulunuyor. Kaddafi’ye yakın oldukları için her zaman daha çok söz hakkı bulunan Batı’nın, isyanı sırtlayan Bingazi merkezli doğunun yönetimi altına girmek istemeyeceği düşünülüyor. Buna, ülkenin demokrasi geçmişinin olmaması ve düzensiz kabile kültürü de eklenince sağlam bir yönetim kurulması güç.

SADDAM GİBİ?OLABİLİR
Bazı uzmanlar Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra yaşanan kaosun benzerinin Libya’da ortaya çıkmasından endişe ediyor. Avrupalı bir yetkili “Şimdi ‘alacakaranlık dönemine’ giriyoruz” dedi. Bir Amerikalı yetkili de “Bu adamın ne yapacağını kimse bilmiyor. Saddam gibi o da saklanıp direnişi aylarca sürdürebilir” dedi.
İsyancılar ise planlarını çok önceden yaptıklarını, su, elektrik ve güvenlik gibi aciliyet taşıyan konularda görev paylaşımı yapılıdığını söylüyor. Reuters’a konuşan bir isyancı lideri Bingazi Trablus’u ele geçirmiş gibi bir hava yaratılmayacağını, herkesin görev alacağını söyledi.



Rixos’ta mahsur kaldılar


Libya’da isyan başladığında yabancı gazetecilerin çalışmasına haftalarca izin verilmemişti. Kaddafi yönetimi sonunda gazetecileri ülkeye kabul ettiğinde Trablus’tan çıkmalarını yasaklamış, burada da yalnızca Rixos Oteli’nde kalmalarına izin vermişti. Yabancı gazeteciler o günden itibaren hükümet gezileriyle zorla NATO tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişilerin cenazelerine götürülmüş, Kaddafi yanlısı gösterileri izlemeye mecbur bırakılmıştı.
Bu süreçte NATO’nun otele asla dokunmayacağını bilen birçok hükümet yetkilisi, hatta Kaddafi sık sık otele geliyordu. Ancak isyancılar pazar günü Trablus’a yaklaşmaya başladığında durum değişti. BBC muhabirleri otelden önce hükümete yakın isimlerin “daha güvenli yerlere” kaçtığını, daha sonra çevirmenlerin ve otel çalışanlarının tek tek binayı terk ettiğini anlattı.
Otelde kalan 20 kadar yabancı gazeteci ise bu sırada çoktan kurşun geçirmez yeleklerini vekasklarını takmıştı. Muhabirler otelin basılması halinde nasıl kaçacaklarını d planladı. Ancak dışarı çıkamıyorlardı. İftar saatinde otel şefinin verdiği yemekleri üzerlerinde yelekleri, başlardında kasklarıyla yediler. İsyancıların kontrolü ele geçirmesinin ardından otelden çıkmaya başladı
Türk İş adamı Fettah Tamince, başkentte bulunan bu oteli 2010 yılının şubat ayında açmıştı. Tamince’ye yakın isimler Türkiye Büyükelçisi’nin geçen ay Trablus’u terk etmesinin ardından oteldeki Türk personelin de ayrıldığını kaydetti.







100 ARAÇLA TRABLUS TAARRUZU


İsyancılar Zaviye kentini ele geçirdikten sonra hedef Trablus operasyonu start aldı. İsyancı güçlerden Abdul Mohayem “Zaviye’den Trablus’a gelen yol zordu. Askerler organize değildi ama geri çekilmek de istemediler. Yoğun çatışmalar yaşandı” dedi. Burada 4 saat boyunca devam eden çatışmalarda Kaddafi askerleri Grad roketleriyle saldırdı. Ancak NATO da boş durmuyordu. Trablus’a giden yolları bombalayarak yolu açtı. Trablus’a 16 kilometre mesafedeki askeri üs ele geçirildikten sonra başkent yolu açıldı. İsyancılar yolda bir süre dinlendikten sonra 100 araçla taarruza geçti. Pazar gecesi Trablus’un dış mahallerini tek tek ele geçirmeye başladılar. Ancak Kaddafi’nin keskin nişancıları çatılarda konuşlanmıştı. Buradaki yoğun çatışmalar ise beklenenden kısa sürdü. Başkentin sembolik Yeşil Meydanı 20 dakika içinde ele geçirildi. Sabaha karşı kentin yüzde 95’i artık isyancıların kontrolündeydi.





Dünya kutladı


Libya’da muhaliflerin elde ettiği zafer tüm dünyada kutlamalara neden oldu. Londra’da yüzlerce kişi sokaklara dökülerek şarkılar söyledi. Kutlama yapan Libyalılar Kahire’de de Libya Büyükelçiliği önünde toplandı. Libya’nın Prag, Cezayir ve Brüksel’deki büyükelçiliklerinde de muhaliflerin bayrakları asıldı.



Ankara Libya bayrağını indirdi



Libyalı muhalifler, Libya’nın Ankara Büyükelçiliği önündeki Libya bayrağını indirerek, yerine Ulusal Geçiş Konseyi bayrağını astı. Muhalifler, elçilik bahçesinde şarkılar eşliğinde Libya lideri Muammer Kaddafi’nin posterlerini de yaktı. Muhalifler, Ankara Büyükelçisi Ziyad Adham El Muntaser’in açıklama yapmasına izin vermedi.




Tahliye için Türk gemisi



Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından bir Türk şirketinden kiralanan 300 kişilik Taşucu adlı gemi, ülkedeki yabancıların Libya’nın başkenti Trablus’tan tahliyesi için Bingazi’den demir almayı bekliyor. Bölgedeki AFP muhabiri, BM’ye bağlı örgütün Türk şirketi Akgünler Denizcilik’ten kiraladığı geminin güvenlik sağlanır sağlanmaz Bingazi limanını terkedeceğini açıkladı. Örgütün yetkililerinden Martin Jerrett, Bingazi’ye getirilecek yabancıların Mısır sınırına kadar ise trenle gitmesinin planlandığını ifade etti. Geminin bugün Trablus’a varması bekleniyor. IOM, Rixos’ta kalan yabancı gazetecileri de tahliye etmeyi teklif etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile