Çözüm Süreci

AB Türkiye Delegasyonu binasında yapılan toplantıya Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan Can Paker, Ali Bayramoğlu, Fadime Özkan, Doğu Ergil, Ayhan Oğan, Mehmet Uçum, Zübeyde Teker, Levent Korkut, Mehmet Emin Aktar ve Emine Filiz Bedirhanoğlu katıldı.

Toplantının ardından Mehmet Uçum, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sivil toplumun her kesimden katılımla demokrasi ve çözüm süreci açısından süreci takip etmek, sürecin hızlanmasını sağlamak ve aksamalar olduğunda da gerekli uyarılar yapmak amacıyla geçen yıl Demokrasi ve Çözüm İçin Sivil İnisiyatif'i kurduklarını hatırlattı.
Bu nedenle hem hükümet hem meclisteki partiler hem de uluslararası toplumla ilişki kurma rolü üstlendiklerini belirten Uçum, delegasyona "akil insan" deneyimlerini aktardıklarını söyleyerek "Son derece verimli bir görüşme oldu. Bundan sonra süreç konusunda AB ortak hukuku çerçevesinde ne tür girişimlerde bulunacaklarına ilişkin görüş alışverişi yaptık" değerlendirmesinde bulundu.
"Toplantıda Türkiye'nin demokratik sesini ifade etmeye çalıştık" diyen Uçum, Türkiye'de bu sorunun çözülmesinin aynı zamanda AB bakımından da pozitif sonuçlar doğuracağını vurguladıklarını kaydetti.

-"Barışı da savaşı da yaşatacak olan toplumdur"-
Doğu Ergil, toplantıda çeşitli AB ülkelerinin sefaretlerinden de temsilciler bulunduğunu ve onların en çok Türkiye'deki barış sürecinin nereye vardığını ve bundan sonra nereye gideceğini merak ettiklerini aktardı.
"Barış müzakereleri, hükümetin temsilcileri ile örgütün temsilcisi arasında sürüyor. Halbuki barışı da savaşı da yaşayan ve yaşatacak olan toplumdur" diyen Ergin, akil insanlar olarak Anadolu'yu dolaştıktan ve yüz binlerce kişiyle temas ettikten sonra toplumun beklentilerinden hareket edip, toplum adına bu işe soyunduklarını ifade etti.

Can Paker de heyetin Barış ve Demokrasi Partisi Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Iğdır Bağımsız Milletvekili Pervin Buldan ile görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
Demirtaş'ın çözüm sürecinin devamıyla ilgili yasal bir çerçevenin gerekli olduğunu ve hiç olmazsa böyle bir çerçevenin gündeme alınmasını istediğini bildiren Paker, "Onlar da kendi kamuoylarına sorumlulukları dolayısıyla bunu dile getiriyorlar. Bir de resmi heyetler dışında sivil toplumun da olaya müdahil olmasının süreci pozitif etkileyeceğini düşünüyorlar" görüşünde bulundu.