Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve Türkiye genelinde okunan cuma hutbesinde, "Mekke ve Medine nasıl ki Müslümanların ruhu ve sevdası ise Kudüs de öylece damarlarında dolaşan kandır. Kudüs, İslam ümmetinin vahdet binasında kilit taşıdır. Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir." ifadesine yer verildi.
"Dinmeyen Yaramız: Kudüs" konulu cuma hutbesi, Türkiye genelindeki camilerde okundu.
Hutbede Hazreti Peygamber'in "Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur." hadisi şerifi hatırlatıldı.
Kudüs'ün insanlığın kadim şehri, mübarek, mukaddes ve harem bir belde olduğu belirtilen hutbede, "Dokunulmazdır, saygınlığını çiğnemek, güvenliğine el uzatmak haramdır. İslam'ın ilk kıblesi olan bu kutsal şehir, tarihte pek çok peygambere ev sahipliği yapmıştır. Kudüs'ün taşında, toprağında nice peygamberin aziz hatırası vardır." ifadeleri kullanıldı.
- "İnsanlığın önünde vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır"
Kudüs'ün İslam tarihi boyunca imanlı duruşun, kararlı yönelişin, muhabbetle mukaddese bağlanışın sembolü olduğu vurgulanan hutbede, şunlar kaydedildi:
"Mekke ve Medine nasıl ki Müslümanların ruhu ve sevdası ise Kudüs de öylece damarlarında dolaşan kandır. Kudüs, İslam ümmetinin vahdet binasında kilit taşıdır. Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin emanetidir. Kudüs sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil tüm dünya Müslümanlarının gözbebeği ve insanlığın ortak değeridir. Bugün ise Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır."
- "Milletimiz bugün de mazlumun yanında yer alacak"
Hutbede, Kudüs'ün tarih boyunca barışın ve huzurun merkezi olduğu, bugün barbarca bir işgal ile karşı karşıya kaldığı, Kudüs ve çevresinde yaşayanların insanlık dışı uygulamalara maruz bırakıldığı belirtildi.
Peygamberler diyarında silahların susmadığına, kan, gözyaşı ve çile saçmaya devam edildiğine değinilen hutbede, şu ifadelere yer verildi:
"Kudüs sınavı karşısında her birimize düşen vazife, yaşanan vahşete asla rıza göstermemektir. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın, zulme ve haksızlığa boyun eğmemektir. İnsanların yaşama ve inanç özgürlüğüne insafsızca müdahale edilirken, vahiyle mübarek kılınan şehirde ezanlar susturulurken sessiz kalmamaktır. Aziz milletimiz her zaman olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alacaktır. Ama tarih pervasızca yapılan bu saldırıları kara bir leke olarak kaydedecek, huzura ve barışa kastedenler er geç cezasını çekecektir."
Kudüs bilincinin, iman ve adalet şuurunun canlı tutulması gerektiğinin vurgulandığı hutbe, "Allah'ım, Mescid-i Aksa'yı işgale yeltenenlere fırsat verme. Müslüman kardeşlerimize içinde bulundukları zor durumdan bir an evvel kurtulmaları için yardım eyle. Bizlere yeniden aziz bir ümmet olarak adaleti ayakta tutmayı nasip eyle. Dualarımızı kabul eyle." duasıyla son buldu.
Cuma Hutbesinde 'Kudüs' Vurgusu
Türkiye genelindeki camilerde Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 'Dinmeyen Yaramız: Kudüs' konulu cuma hutbesi okundu Hutbeden: 'Mekke ve Medine nasıl ki Müslümanların ruhu ve sevdası ise Kudüs de öylece damarlarında dolaşan kandır. Kudüs, İslam ümmetinin vahdet binasında kilit taşıdır. Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir' 'Kudüs sınavı karşısında her birimize düşen vazife, yaşanan vahşete asla rıza göstermemektir. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın zulme ve haksızlığa boyun eğmemektir'