Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Karatepe Açıklaması

'(FETÖ'nün darbe girişimi) Böyle bir ihanet hiç görmedi Türkiye, bundan sonra da mümkünü yok. Böyle sağda solda, ufak tefek şeyleri alıp da işte mağdurlar edebiyatı yapmakla öyle basitleştirilecek bir olay değil. Sakın bu mağdur edebiyatına kanmayın, çok ciddi bu olay. Bu mikrobun en kılcal köklerine kadar bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor' 'Bütün darbeler dış tesirle yapılır. İstisnasız tüm darbelerin hepsinde belli ölçüde dış tesir vardır' 'Siviller korkak olmazsa gördük asker darbe yapamıyor. Hakikaten geçmişte gidenler gitti, geldi, hiçbir şey yapmadı siviller ama adam gibi adam, yiğit bir adam çıkıyor, 'Ey milletim diyor, bu sizin hakkınız, bunlara boyun eğecek bir millet değiliz' diyor. Sonra bakıyorsunuz millet sokağa çıkıyor ve duman ediyor bunları'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, 'Böyle bir ihanet hiç görmedi Türkiye, bundan sonra da mümkünü yok. Böyle sağda solda, ufak tefek şeyleri alıp da işte mağdurlar edebiyatı yapmakla öyle basitleştirilecek bir olay değil. Sakın bu mağdur edebiyatına kanmayın, çok ciddi bu olay. Bu mikrobun en kılcal köklerine kadar bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor.' dedi.

Karatepe, Atakum Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Samsun Siyaset Akademisi 17. dönem 2. haftasında katılımcılara ders verdi.

Konuşmasında hükümetlerin 2002 yılına kadar aldığı her kararı askere sorduğunu söyleyen Karatepe, 'AK Parti dönemine kadar bu ülkede çok partili dönemde bütün iktidarlar, çıkaracakları tüm kanunları nasıl çıkarırız, ne yaparız, memlekete nasıl faydası olur, zararı neler olur, diye düşünmemişlerdir. Biz bu kanunu çıkartırsak ya da Meclis'e getirirsek asker nasıl tepki verir, işte bu. Buna biz çok partili vesayet sistemi diyoruz. Çok partili sistem falan değil.' dedi.

Bütün darbelerin dış tesirle yapıldığına işaret eden Prof. Dr. Karatepe, şöyle konuştu:

'İstisnasız tüm darbelerin hepsinde belli ölçülerde dış tesir vardır. Ancak bu dış tesirler, ordunuzdan generalleri, albayları bir yere götürüp eğitmezler. Şöyle bir durum, ordu zaten vesayet sistemi olarak hep tepede, ordu zaten bir bahane bekliyor. İşte bir kritik durum çıktığında, hükümetlerin kararlarından memnun olmayan dış güçler, bunların çoğu da sözleşmelerle uluslararası ittifak ettiğimiz ülkeler, hafif bir şekilde iki albayla bir yerde kahve içerken kulağına fısıldar. 'Ya yapın bir şeyler' diye. Darbelere dış tesir şöyle olur, Amerika bu tarafa bakmaz, arkasını döner, 'Sadece bitirsin şunlar, çabuk olsunlar, uzatmasınlar fazla' derler. Yani işaret ederler. Bu noktada önemli bir tesir vardır. Ordu siyaseti bilir, dışarıdan gelecek bir tepkiye darbeyi yapmaz. Türkiye'nin ittifak ettiği batılı ülkeler Amerika ve Avrupa onun yaptığını tanıyacaktır. Tanınmama ihtimali varsa hareket etmez. Tanınma sözünü alır, ondan sonra darbesini yapar. Şimdi böyle bir geleneği olan bir ordu, 60'ta böyle yapıyor, 70 öyle, 80 böyle...'

- 'Zihinler askerlerden daha güçlü olursa darbe yapılamıyor'

Türkiye'de milletin oyu ile gelen iktidarların yaptığını beğenmeyip onun dışında bir şey yapmak isteyenlerin hep orduyu kullandığını anlatan Karatepe, şöyle devam etti:

'Hem güçlü hem rakibi yok hem de meşru olarak darbe yapmak sadece onun hakkı. Hep yapıyor, geleneği de var. Hiç kimse karşı da çıkmamış, çıkamamış. Siviller korkak olmazsa gördük asker darbe yapamıyor. Hakikaten geçmişte gidenler gitti, geldi, hiçbir şey yapmadı siviller ama adam gibi adam, yiğit bir adam çıkıyor, 'Ey milletim diyor, bu sizin hakkınız, bunlara boyun eğecek bir millet değiliz' diyor. Sonra bakıyorsunuz millet sokağa çıkıyor ve duman ediyor bunları. Bir şeyleri göze almak lazım. Demek ki zihinler askerlerden daha güçlü olursa darbe yapılamıyor.'

Türkiye güçlendikçe yolundan, istikametinden caydırmak için birçok oyunlar oynandığına dikkati çeken Karatepe, şunları söyledi:

'Ama beceremiyorlar, bir hükümet dikine gidiyor, bunu nasıl yolundan caydıracak işte belli. Bunun hazırlığını da yapmış ve en hazır emre amade bulunan gücü de burada kullanıyor. Bu şekliyle böyle ama benim şüphem başka. Türk ordusunun yönetme geleneği yoktur, yönetilenleri idare etme geleneği vardır. Yönetilenleri yönlendirme geleneği vardır. Türk ordusu denetler, zaman zaman hakem olur, bu rolü uzun süre ordu kullandı. Hakemlik yapıyor, denetliyor fakat yönetmiyor. Fransa'da Napolyon geliyor, imparatorluk ilan ediyor ve yönetiyor, şu kadar yıl görevde kalıyor. Bir başkası geliyor yine uzun yıllar görevde duruyor. Dikkat edin Türk ordusu yönetmiyor. En uzun görevde kaldığı dönem 1980 ile 1983 yılları. Darbe yaptılar, yönetimi ele geçirdiler ama 1982 yılında Anayasa'yı ilan ettiler ve sivil yönetime geçtiler. Kenan Evren, asker kıyafetini çıkardı sivilleri giydi Cumhurbaşkanı oldu. Ondan sonra 1983 yılında seçim yapıldı. Bu darbenin 2 yılı askeri rejim, 1 yılı sivil yönetimdir. 12 Eylül Türk ordusunun en uzun görevde kaldığı dönemdir, o da sivili ile resmisi ile 3 yıldır.'

'Bu FETÖ ihaneti bunların devamı mıydı, yoksa farklı bir şey miydi?' sorusunun aydınlanması gerektiğini dile getiren Karatepe, şunları kaydetti:

'Bunlar ele geçirseydi seçim yapacaklar mıydı, 1 yıl sonra ne yapacaklardı? Bana göre bunlar öbürleri gibi gelip de gitmeyecekti. Bu darbe girişiminde halkın sokağa çıkması çok önemli ama gene sistem asker tarafından durdurulmuştur. Türkiye'de darbenin nihai önleyicisi bizzat askerin kendi tutumudur. Böyle bir ihanet hiç görmedi Türkiye, bundan sonra da mümkünü yok. Böyle sağda solda, ufak tefek şeyleri alıp da işte mağdurlar edebiyatı yapmakla öyle basitleştirilecek bir olay değil. Sakın bu mağdur edebiyatına kanmayın, çok ciddi bu olay. Bu mikrobun en kılcal köklerine kadar bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. O kadar tehlikeli bir şey. Hepsinin bir pişmanlık noktası olabilir ama bu işe şuurlu girenin pişmanlığı yoktur, olmaz.'
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile