Cumhurbaskani Erdogan Açiklamasi 'Biz Türk Sporunun Tartismalarla Degil, Basarilarla Gündeme Gelmesini Arzu Ediyoruz'

Cumhuriyet tarihinin en önemli edebiyatçi ve fikir adamlarindan Necip Fazil Kisakürek’in manevi ve kültürel mirasini yasatmak amaciyla, Kültür ve Turizm Bakanliginin katkilariyla Star Gazetesi tarafindan Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Necip Fazil Ödülleri" sahiplerini buldu. Bu sene "Dogdu batmayan günes" sloganiyla düzenlenen törene onur konugu olarak Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan katildi.

Programa Cumhurbaskani Erdogan’in yani sira, Kültür ve Turizm Bakani Mehmet Nuri Ersoy, Istanbul Valisi Davut Gül ve AK Parti Milletvekili Adil Karaismailoglu da katildi.



“Ayasofya’yi yeniden açan Cumhurbaskani olarak anilmak bizim gönül dünyamizda sereflerin en büyügü”

Programda konusan Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Kaleme aldigi eserlerle zor zamanlarda verdigi mücadeleyle merhum üstadimiz deha derecesinde insa kudretine sahip mümtaz bir sahsiyetti. Siirden nesire, tiyatrodan hikayeye edebiyatin her alaninda eser veren bir münevverdi. Üstadimizin emaneti degerli dostumuz Mehmet Kisakürek’i de burada rahmetle aniyorum. Ekol haline gelmis degerlerimizin vefatlari geride doldurulmasi çok güç bosluklar birakiyor. Yeni yetisen gençlerimizin üstatlarindan aldigi emaneti hakkiyla tasiyip kendinden sonrakilere en güzel sekilde teslim edecegine inaniyorum. Iste bu noktada Necip Fazil Ödülleri büyük bir önem arz etmektedir. 10 ayri kategoride ödülleri tevcih edecegiz. Üstad Necip Fazil, siyasi, sosyal ve kültürel bakimdan Türkiye’nin en sancili döneminde yasadi. Iki cihan harbi dahil ekonomik ve siyasi dar bogazlar gördü. Tüm dönüm noktalarina bizzat sahitlik etti. Ezanin degistirilmesine tanik oldu. Ayasofya’nin kapisina vurulan zincirler en çok da üstada agir geliyordu. O dava adamiydi. Siirleriyle, tiyatrolariyla bir hakikat yolcusuydu. Türkçeyi en mahir sekilde kullanan ediplerimizden biriydi. Devrinin tatsiz, tuzsuz lisan dayatmalarina asla itibar etmemistir. Dilden daha büyük dilden daha gerçek dilden daha müdafaali vatan yoktur diyerek Türkçe’yi savunmustur. Necip Fazil’a göre mutlak hakikat Allah’tir. Siir Allah’i güzellik yolunda arama isiydi. Tüm yasaklara ragmen 35 yil boyunca nesrettigi Büyük Dogu Dergisi ile gençlere ilham asilamanin gayretindeydi. O mücadelesini milletin içinde bilhassa gençlerle birlikte yürüttü. Binlerce kisinin katildigi konferanslar düzenledi.

Defalarca hapse girdi ama asla inandigi yoldan geri adim atmadi. Necip Fazil Kisakürek’in 40. yil mücadele jübilesinin takdimini yapmak bu fakire nasip oldu. Üstadin en büyük hayali olan Ayasofya’yi açma serefine de eristik. Ayasofya aslina rücu etti. Üstadin hayalini kurdugu sekilde bu yüce mabedi açmayi basardik. Rabbime bir kez daha bu onuru bize bahsettigi için sonsuz hamd ediyorum. Ayasofya’yi yeniden açan Cumhurbaskani olarak anilmak bizim gönül dünyamizda sereflerin en büyügü” dedi.



“31 Mart yeniden Istanbul’umuzu Türkiye’mizi aslina rücu ettirmek için çok önemli”

Cumhurbaskani Erdogan konusmasinin devaminda, "Geldigimiz zaman çöp çukur çamurdu Istanbul. Öyle almistik. Onlara nasil Istanbul teslim ettik ortada. Onlar simdi ne yaptilar? Ayni hale dönüstürdüler. Onun için 31 Mart çok önemli. Yeniden Istanbul’umuzu Türkiye’mizi aslina rücu ettirmek için çok önemli” ifadelerini kullandi.

Cumhurbaskani Erdogan, hükümet olarak son 21 yilda siyasetteki vesayet sistemini bitirdiklerini söyleyerek, "Kültür sanat alanindaki vesayeti bitirmekte hala muvaffak olamadik. Kendi dünya görüsünden oldugu için katillere, teröristlere, tacizcileri ülke ve millete düsmanlarina leke kondurmuyorlar. Müzik kutusu misali parasini verenin plagini çalan bu çevrelerin temel özelligi her seferinde ülkenin karsisinda konumlanmasidir. Hak ve özgürlükler konusunda ahkam keserler ama basörtüsü yasagina bir sey söylemezler. Insan haklarinda mangalda kül birakmazlar ama Gazze’de devam eden Israil vahseti karsisinda bir kelime etmezler” seklinde konustu.



"Biz Türk sporunun tartismalarla degil, basarilarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz”

Cumhurbaskani Erdogan, dün Suudi Arabistan’da Galatasaray ve Fenerbahçe arasinda oynanmasi beklenen Süper Kupa finalinin iptal edilmesi hakkinda ise, "Dün gece yasanan hadiselerden duydugumuz üzüntüyü burada vurgulamak istiyorum. Biz Türk sporunun tartismalarla degil, basarilarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz. Sporun gündelik siyasetin mezesi haline getirilmesi yanlistir, hatalidir, sporumuza faydasi yoktur. Muhalefet partilerinin yaptigi açiklamalari istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz. Cumhuriyet 85 milyonun ortak degeridir. Gazi Mustafa Kemal bu ülkenin banisidir. Daha düne kadar ’Siz Atatürk’ün askeri degil itlerisiniz’ diyenlerle el ele kol kola yürüyenlerin bizim nezdimizde hiçbir kiymeti harbiyesi yoktur. Türkiye’nin ve Türk milletinin onurunu, haysiyetini, serefini nasil savundugumuzu CHP bilmese de tüm dünya çok iyi biliyor. Ülkemizin itibarini nasil korudugumuzu muhalefet bilmese de tüm insanlik biliyor. Dünkü olayin mecrasindan çikarilarak sov ve provokasyon malzemesi yapilmasina müsaade edemeyiz. Bu konuda yapilmasi gereken ne varsa hangi adim atilmasi gerekiyorsa yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. Dünkü hadiselerden dolayi futbolseverlere ve spor camiasina geçmis olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm spor camiasinin fair play ruhuna samimiyetle sahip çikmalarini bekliyorum” dedi.



Ödüller sahiplerini buldu

Öte yandan Prof. Dr. M. Fatih Andi, Prof. Dr. Hicabi Kirlangiç, Prof. Dr. Turan Karatas, Doç. Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan olusan jüri, Necip Fazil Siir Ödülü’ne Ali Günvar’i layik gördü. Hikaye-Roman Ödülü Selahattin Yusuf’a, Fikir-Arastirma Ödülü Ahmet Ayhan Çitil’e, Ilk Eserler Ödülleri ise Sema Bayar ve Ridvan Tulum’a takdim edildi. Uluslararasi Kültür Sanat Ödülü Nacer Khemir’e verilirken, Çocuk Edebiyati Ödülü Figen Yaman Cosar’a, Görsel Sanatlar Ödülü Selahattin Sancakli’ya, Müzik Ödülü Büsra Kayikçi’ya, Saygi Ödülü ise Hüsrev Hatemi’ye verildi.