Üsküdar Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde kendisi için düzenlenen fahri doktora töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“Bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerine yönelik operasyonu değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK’nın parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık, ‘bunlar parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler’ dedik. Ne yazık ki bunlar bununla yetinmediler. 7 Haziran’da 80 milletvekili yakaladılar. Tamam işte 80 milletvekilin var, hadi parlamentoda işine bak. O günün ertesinde Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen de öldüren de Kürt’tü. Bunu onlar yaptı. Yaşanan hadise açık ve nettir. TBMM geçtiğimiz Mayıs ayında istisnasız tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. Fakat şu anda Batı’nın ağzına bakın. Batı şu anda nasıl değerlendirmeler yapıyor. Bu düzenleme anayasa mahkemesine götürüldü biliyorsunuz. Yüksek mahkeme de yapılan işlemi hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dahil yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili adliyelerde ifade vermeye başlamışlardır. Ancak bir siyasi parti mensupları başından beri bu konuyu tahrik unsuru haline getirdiler. Önceleri meydan okudu ‘benim dokunulmazlığımı kaldırın’ diye. O zaman öyle diyordun da sonra ne oldu sana. Daha sonra aksini yapmaya ve kaçmaya çalıştılar. Dokunulmazlık üzerinden devlete, millete, yargıya meydan okuyan bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık ve net söylüyorum. Benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum yoktur. Benim için aslolan milletimdir” diye konuştu.
“Bizim için artık ‘şu ne der’, ‘bu ne der’ diye bir ölçü yok”
Türkiye’nin son 3 yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık olaylara bakış açısını değiştirdiğini vurgulayan Erdoğan, “Bizim için artık ‘şu ne der’, ‘bu ne der’ diye bir ölçü yoktur. Mesela 2013 Gezi olayları sırasında biz bu anlayışla hareket ettik. 17-25 Aralık darbe girişiminde ölçü yine buydu. Orada da yargıya ve polise müdahale etmek istediler. PKK 20 Temmuz 2015’te çukur eylemlerini başlattığında o yerleşim yerlerinde yaşayan sivil vatandaşlarımızın can güvenliğine itina gösteren bir yaklaşımla ne gerekiyorsa onu yaptık. Türkiye 7 Haziran seçimleri ardından siyasi belirsizlik dönemine girdiğinde ben biraz seyrettim ‘bakalım ne yapacaklar’ diye. Birinci parti dolaştı gezdi. Ardından hemen şunu başlattılar. ‘Görevin ikinci partiye verilmesi lazım.’ Ben siyasette çırak değilim, kalfa da değilim, Elhamdülillah bir yere geldim. Sana vereceğiz de sen ne yapacaksın. Sen bir defa Beştepe yolunu bilmiyorsun. Senin sayısal durumun zaten diğer iki parti ile de bir araya gelsen bu hükümeti kurmaya yeterli değil. İktidar partisi zaten sayısal olarak çok fazla. Onun olmadığı bir ortaklık zaten yeterli değil. ‘Benim zaman kaybına tahammülüm yok’ dedim ve adımı attık tekrar seçim kararı aldık. Millet bizim bu kararımızı paylaştı. Millet bu kararı paylaştığı için olan netice çok açık net ortada. Anayasadan aldığımız yetkilerle bu yolu izledik. Ülkeyi kazasız belasın 1 Kasım’a ulaştırdık” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ, PKK, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleri ile mücadeleyi sürdürdüğünü hatırlatan Erdoğan, terörle mücadele konusunda taviz verilmeyeceğini kaydetti.
“Cerablus operasyonu DEAŞ’a karşı en başarılı operasyondur”
Gaziantep’te gerçekleşen canlı bomba saldırısının ardından Türikye’nin Suriye’ye girdiğini belirten Erdoğan, “Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye’ye girdik. ÖSO’yu eğit-donat kapsamında zaten ülkemizde yetiştirmiştik. Onları biz Cerablus’a soktuk. Cerablus operasyonu aslında DEAŞ’a karşı en başarılı operasyondur. Hiçbir mukavemet göstermediler ve hemen çekildiler. Onlar Güney’e doğru inerken Cerablus’a halk yerleşmeye başladı.
Normal nüfus 60 bin civarında, şu anda yaklaşık 30 bin kişi yerleşti. Bununla kalmadık. Dedik ki bir adım daha atmamız lazım. Rai’den buraya ayrıca bir müdahalemiz gerekiyor. Çünkü Suriye kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmak isteniyordu. Bu terör koridoru ile Türkiye sürekli tehdit altına alınmak isteniyordu. Bu kez Rai’den girdik. Tabii ki arkalarında bizim özel kuvvetlerimiz var. Orada da bir dirayet gösteremediler ve kaçarak güneye indiler. Meşhur bizim tarihi Mercidabık’ı bilirsiniz. Dabık’a kadar bunlar kovalandı. Dabık’ta çok direndiler fakat bir yere kadar. Ondan sonra El Bab’a doğru inmeye başladılar. Hedefimiz oradan da onları kovmak. Şu anda bizim El Bab’a 12-13 kilometremiz var. Görev devam ediyor ama Dabık boşaltıldı. Buraya oradaki Arap kardeşlerimiz yerleşiyor. Kısmen az miktarda Türkmenler var. Bütün bu mücadele devam ederken hala birileri Kobani’de yaptıkları oyunu buralarda da oynamak istediler. Dedik ki ‘hayır’ burada bu oyunu oynatmayacağız. Şu anda dikkatli şekilde mücadele sürüyor” ifadelerini kullandı.
“Bunlarda dürüstlük yok”
Fırat Kalkanı operasyonunun hedefleri ile ilgili ABD Başkanı Barrack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya’nın şansölyesi Angela Merkel’le defalarca görüştüğünü anlatan Erdoğan, “Dedim ki ‘bu bölgede terörden arındırılmış bölge ilan edelim. Burayı uçuşa yasak bölge ilan edelim, biz buranın inşasına varız. Siz kaynak sağlayın.’ Şansölye Merkel ile de bunları konuştuk. Hepsi de mutabık kaldıklarını söylediler. Güzel bir senaryo dediler. Tamam o zaman uygulayalım. Uygulamaya gelince her zaman yaptıkları oyunu yaptılar. Şimdi AB’de ne dediler. ‘3 milyar Avro vereceğiz’ dediler. Şu anda verdikleri 200 milyon avro. Bunlar dürüst değil. Bu parayı bize vermiyorlar. Bu para uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla oradaki garip gurebaya. Güya Kızılay’a vereceklerdi. Bunlar böyle. Bizim harcadığımız para 13-14 milyar doları buldu. Bir de STK’larımızın harcadığı paralar var. Şimdi dürüstlük kazanmıyor görüyorsunuz. Bunlarda ise dürüstlük yok” dedi.
“PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen şu anda teröre Avrupa yataklık yapmakta”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’ye yönelik operasyonlar karşısında Avrupa ülkelerinin tavrını da eleştirerek şunları söyledi:
“En son şu yaşanan olaylarda bakın Avrupalı Bakanlar Türkiye’ye hücum ediyorlar. Malum partiyi gidip ziyaret ediyorlar. Ne olacak gelip gideceksiniz. Buradaki kararı mı değiştireceksiniz. Burada hukuk var. Biz bunlara bir şey söylediğimizde ‘biz hukuk devletiyiz’ diyorlar. Seninki bağımsız tarafsız ise, bizdeki hukuk da tarafsız, bağımsız. Sen nasıl saygı istiyorsan, bize de saygı duyacaksın. Birçok olayda hep bunu önümüze bahane olarak çıkarmışlardır. 4 bin MİT dosyası verdim sayın Şansölye’ye teröristlerle ilgili. 6 ay kadar önce İstanbul’da yaptığımız görüşmede ‘ne oldu o dosyalar’ diye sordum. Dedi ki ‘O dosyalar 4 bin 500 oldu şu anda.’ Peki ne olacak? Geciken adalet, adalet değildir. Şu anda Avrupa birlik olarak PKK’yı terör örgütü ilan etmesine rağmen, şu anda teröre Avrupa yataklık yapmaktadır. En basiti Sabancı ailesi. Kaç kere faili yakalanmıştır, bir kapıdan sokulmuş öbür kapıdan bırakılmıştır. Bizler bu konuda onların bu yaklaşım tarzına karşı somut güvenlik anlayışımızı inşallah bunlara deldirmeyeceğiz. Böyle baskılarla, bizi karikatürize edecekler, bizler geri adım atacağız. Boşuna bu şeylere kafalarını yormasınlar. Biz bunları gayet iyi tanıyoruz. Tarihlerini de iyi okuduk, onu da iyi biliyoruz. Hele şu 14 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde de iyi tanıdım bunları. Onlar bana diktatör demiş , şunu demiş umurumda değil. Bir kulağımdan girer diğerinden çıkar. Milletim ne diyor önemli olan bu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Bu Densizlerin Amacı Türkiye'yi Sıkıntıya Sokmak'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerine yönelik operasyonu değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dokunulmazlık üzerinden devlete, millete, yargıya meydan okuyan bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık ve net söylüyorum. Benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum yoktur” dedi.