Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Fransa Sen Konuşamazsın'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Fransa Sen Konuşamazsın'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin, bizim orada haklarımız var. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan ve İngiltere konuşur garantördür ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında konuştu.

Türkiye’nin sürekli ve daha büyük sınamalarla karşı karşıya geldiğini belirten Erdoğan, “Bu sınamalar karşısında pısırık davranmak, kabuğumuza çekilmek yerine hep meydan okumayı tercih ettik. Bölgemizi ve dünyayı ilgilendiren böylesine kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde birileri ülkemizi yine kendi içine hapsetmeye çalışıyor. Hedef Türkiye’yi yeniden düzenlenen küresel oyunun dışına itmektir. Bu niyeti en başından itibaren gördüğümüz için hazırlıklarımızı yaptık. Ülkemizin temel diplomatik, güvenlik ve ekonomik öncelikleriyle ilgili politikalarımızdan en küçük bir taviz vermeyerek, hiçbir tehdide boyun eğmeyerek tavrımızı ortaya koyduk” ifadelerini kulandı.

“Örgüt içinde ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır”

Terör örgütlerine yönelik yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen terör operasyonlarına yönelik de açıklamada bulunan Erdoğan, “Bölücü terör örgütünü yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Yaptığımız operasyonlarla Kuzey Irak’tan ülkemize yönelik terör tehditleri kaynağında önleyecek başarılar elde ettik. Suriye’de terör örgütünün kazanımlarımıza yönelik saldırılarının tamamını da boşa çıkardık. Türkiye’yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası haline getirmeye yönelik tüm çabaları akim bıraktık” diyerek teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmelerin örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının işareti olduğunu kaydetti.



Fransa sen konuşamazsın”

Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmelere de değinen Erdoğan, konuya yönelik şunları söyledi:

“Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak olan her türlü kaynağın adil bir şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu havzadaki petrol, doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceğiz.

Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Bizim orada haklarımız var, aynı şekilde bu haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak olan gemilerimiz hem sondaj gemilerimiz bu faaliyetlerini yürütecek, bunun yanında da silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri alacaktır.

Ülkemizde siyaset yapanlar, sözde siyaset yapanlar bizim bu noktada ‘ne için böyle adımlar atıyoruz’ gibi eleştiriler yapıyorlar. Ama bunların böyle bir derdi yok, sıkıntısı yok. Bunlar benim Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu? gibi bir derdi yok ama bizim derdimiz var. Soydaşlarımızın bütün o bölgede çıkan ne kadar petrol, doğalgaz varsa orada hakları var ve bu haklarının tespitinde orada Kuzey Kıbrıslı yöneticilerinin de yer alması bizim başından beri savunduğumuz tezdir. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan, İngiltere konuşur garantördür ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok.”

“Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları çözdüğümüzde rakam milyonlara ulaşacaktır”

Suriye’deki krizin Türkiye’nin güvenlik endişelerini ve insani yüklerini ortadan kaldıracak bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri çözüm yollarını sonuna kadar zorladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Şu anda en önemli buralardaki konu bir terör koridoru olayıydı. Bunu yaptığımız müdahaleler ile ortadan kaldırdık. Şu anda bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Bunun içinde bu güvenlik koridorunda Türkiye’deki mültecilere oralarda bir yerleşim imkanı sağlayalım ve bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya biz koalisyon güçleriyiz, şuyuz buyuz diyenler. Tamam gelin o zaman, hadi verin desteklerinizi, birlikte bu güvenlik koridorunda onlara yerleşim yerlerini kuralım, onları oraya yerleştirmeye çalışalım. Bu konuda ABD gelsin lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin. Biz burada özellikle deneyimimizin çok ileri olduğu TİKA ile burada yerleşim noktasında yoğun bir şekilde altyapı, üstyapı çalışmalarını yaparız. Bunları birçok Batı ülkelerine, geçmişte başta Obama’ya söyledim, bu dönemde de Trump’a söyledim ve o da dikkat ederseniz bu güvenli bölge ifadelerini birkaç kez kullandı. Ama mali desteğe gelince hiçbirisi bu konuda mali desteği vermedi. Merkel ile de bunları konuştum. O da bu noktada böyle bir desteği verebileceğini ve bu projenin isabetli olduğunu söyledi.

Hep söylüyorlar, laf ola beri gele. Ondan sonra herhangi bir şey yok. Bütün bunlara rağmen ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerini temin noktasında sınırlarımız ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar 330 bin kişi geri döndü. Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları da çözdüğümüzde kısa sürede bu rakam inanıyorum ki milyonlara ulaşacaktır” diye konuştu.

Önümüzdeki dönemde ekonomi ve güvenlik konularının gündemin en üst sıralarında yer alacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomideki asıl hedefinin yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğunu söyledi.



“Teşekkür etmesini bilin”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in TBMM Grup Toplantısında söylediği sözlere yönelik Erdoğan, “Maalesef, Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri eğitimde, sağlıkta attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Adalet, emniyette attığımız adımlarla kendilerine prim yapmaya çalışıyor. Ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. Bugün bir tanesi öyle söylüyor. ‘Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız’ diyor. Öbür taraftan şunu da söyle: Yüksek Hızlı Tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek. Daha da ileri gidiyorum, 26 tane havaalanını 56’ya çıkarttık diye mi bu millet size oy verecek. Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak filan ne olacak, sen niye varsın o zaman. Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar. Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı. Bu tabi bir tanesi. Yüzlerce tünel, dağları yüzlerce tünelle deldik. Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu, şimdi yapınca neden rahatsız oluyorsun. Biride bir teşekkür etmesini bilin. Siz de geçmişte bakanlık yaptınız, niye sizler bunu yapamadınız. İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Bu tünelleri inşallah açmaya devam edeceğiz, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız, Marmaray gibilerini de yapacağız, Avrasya Tünelini de yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.



“Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz”

Erdoğan, ekonomiye yönelik ise şu mesajları paylaştı:

“Türkiye’nin geleceğini karartmaya, önünü kesmeye yönelik ekonomik tuzakların milletimizi günlük hayatında nasıl bunalttığının da biz çok iyi farkındayız. Kur, faiz, enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerimizin, iş adamlarımızın, esnafımızın hangi sıkıntıları çektiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunun için ekonomiyi dengeye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye, istihdamı artırmaya çalışıyoruz. Bunun sinyalleri gelmeye başlamıştır. Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti, istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır. Türkiye’nin üretimdeki ve insan gücündeki potansiyelini, kabiliyetlerini bilenler ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları işte hep bu istikrar noktasına yoğunlaştırıyor. Biz de tedbirlerimizi ona göre aldık, alıyoruz. Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı dirençli, uluslar arası rekabete daha güçlü, sağlıklı sürdürülebilir ve dengeli büyümeli hedef alan bir program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz. Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 2,6 oranında büyümüştük. Bu yılın ilk çeyreğini de yıllık bazdaki daralmaya rağmen mevsim etkisinden arındırılmış olarak baktığımızda bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyümeyle kapattık. Haziran ayı itibariyle her alanda göstergeler olumlu yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı. Tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi. Ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de Haziran ayında olumlu yönde yükseliş gözleniyor. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranında da artış var. İhracatımızdaki ve turizm sektöründeki olumlu yükseliş sürüyor. İhracatta 170’in üzerine ve turizmde de 50 milyon turistin üzerine çıkacağız, şu andaki görüntü bu.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile