Türkiye’nin çeşitli ilçelerinden gelen vali yardımcıları ve kaymakamlarla "2. Mülki İdare Amirleri Toplantısı"nda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada Türkiye’deki tüm kaymakamlarla bir araya gelerek kendileriyle hasbihal ederek, hasret gidereceğini belirtti.
Yeni Türkiye’nin inşası sürecinde Türkiye’deki tüm kesimlerin görüşlerini, düşüncelerini ve hissiyatlarını öğrenme arzusunda olduğunu söyleyen Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, devletin sadece protokol yüzü değildir, olmayacaktır. Bu mekan elbette devlet işlerinin en üst düzeyde görüldüğü yerdir ama aynı zamanda devletle milletin birlikteliğinin de sembolüdür" dedi.
Devlet mekanizmasını canlı bir sisteme benzeten Erdoğan, bu sistemi yaşatanların ise insanlar olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Her başarı gibi kaymakamlık görevindeki başarı da yaptığınız işi sevmenize, kendinizi işinize adamanıza bağlıdır. Kaymakamlık sabah 09.00, akşam 18.00 saatleri arasında yapılacak, sonra da kepengi indirip eve gidilip yatılacak bir iş kesinlikle değildir. Kaymakam gönlü ve kafasıyla 24 saat boyunca çalışan, teyakkuz halinde olan kişidir" şeklinde konuştu.
"MAZERET DEĞİL ESER ÜRETEN KAYMAKAMLAR GÖRMEK İSTİYORUM"
Başarılı kaymakamı "devletin imkanlarıyla vatandaşın beklenti ve hassasiyetlerini en üst düzeyde buluşturabilen" kişi olarak tanımlayan Erdoğan, "Sizler kolay ve çok olan mazeret kapısı yerine, zor olan çözüm kapısını zorlamalısınız. Elbette hukuktan, meşruiyetten ödün vermeyeceksiniz. Ama bu demek değil ki önünüze çıkan sorun ve zorluklar karşısında eliniz, kolunuz bağlı oturacaksınız. Ya bir yol bulacaksınız ya bir yol yapacaksınız. Kendini mevzuat hazretlerine mürit yazdıran kaymakamın belki başı ağrımaz ama eseri de olmaz. Ben ilçelerimizde mazeret değil eser üreten kaymakamlar görmek istiyorum. Madem bulunduğunuz yerde devleti temsil gibi şerefli bir sorumluluk üstlendiniz, öyleyse bunun hakkını vermek mecburiyetindesiniz. Sürekli murakabe altında olduğunu unutmayın. Sizleri vatandaşlarımız gözlüyor, muhtarlarımız takip ediyor, siyasetçilerimiz adım adım izliyor. İçişleri Bakanlığımızı, onun denetim mekanizmalarını saymıyorum, onlar ayrı. Kaymakamlarımızın başarıları da, başarısızlıkları da ilçeden il geneline, oradan bölgeye ve Türkiye’ye kadar her yerde biliniyor, konuşuluyor" ifadelerini kullandı.
"TÜM ALGI OPERASYONLARINA RAĞMEN TÜRKİYE TÜM DÜNYAYA İNSANLIK DERSİ VERDİ"
Son günlerde Suriye kaynaklı krizin daha da derinleştiğini, Rusya’nın müdahalesiyle iyice çıkmaza girdiğini söyleyen Erdoğan, sayıları 3 milyonu bulan sığınmacıya yıllardır ev sahipliği yapan Türkiye’nin bu bakımdan tarihi bir imtihanı yüzünün akıyla verdiğini belirtti.
"Ülkemiz ve milletimiz gerçekten 5 yıldır bu konuda insani görevini, komşuluk vazifesini ve uluslararası yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirdi, getiriyor" diyen Erdoğan, Türk halkına ve uluslararası camiaya çağrıda bulunarak, "Tarihimizin bize mirası olan, bizi biz yapan medeniyet değerlerimizi yaşattığımızı biz şu son 5 yılda tüm dünyaya gösterdik. Türkiye zalim ile mazlumu savunanların ayrıldığı, maskelerin düştüğü bu süreçte küresel vicdanın sesi olmuştur. Türkiye tüm algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine, din, dil, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarak tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir" diye konuştu.
"BU SÜREÇTE BİRÇOK İKİYÜZLÜLÜĞE, HATTA ÇOK YÜZLÜLÜĞE ŞAHİT OLDUK"
Suriye meselesinin aynı zamanda birçok ülke, siyasetçi ve kurum için adeta bir "turnusol kağıdı" olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu süreçte birçok ikiyüzlülüğe de şahit olduk hatta çok yüzlülüğe şahit olduk. Şuana kadar yapmış olduğumuz ödeme 10 milyar dolara yaklaşmıştır. STK ve belediyelerimizin yaptıklarını söylemiyorum sadece milli bütçeden yapılanları söylüyorum. Kendi halkına karşı savaş yürüten rejim tarafından terör örgütlerinin desteklendiği, terörle mücadele adı altında kirli hesapların hayata geçirildiği bir dönemi yaşadık. Batı hala sessiz. Yapılan toplantılar var. Bu toplantılardan bir netice çıkmıyor" dedi.
"DAHA NE ARIYORSUNUZ, O KÜVÖZLERİN İÇERİSİNDEKİ FOTOĞRAFLARI GÖRMEDİNİZ Mİ?"
Erdoğan, Rusya’nın "500 bin insanın ölümüne neden olan katil, zalim Esed’in yanında yer almak suretiyle kendi kimliğini ortaya koyduğunu" dile getirerek, "Şuandaki süreçte yağdırdığı bombalarla o da çok açık net ortada. Çok ciddi bir insanlık suçu ve bir savaş suçu işlemekle karşı karşıyadır. Birlemiş Milletler, ’Eğer tespit edilirse belirlenirse bu bir savaş suçudur’ diyor. Daha ne arıyorsunuz, işte buyrun hastaneler bombalanıyor. O küvözlerin içerisindeki fotoğrafları görmediniz mi? Gönderin elemanlarınızı oralarda yerinde inceleme yapsınlar" dedi.
"DOST, DOSTLUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMALIDIR"
PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak görmeyen ABD’yi sert bir dille eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:
"PYD ve YPG’ye hala ’terör örgütü’ diyemeyen veya demeyen ’YPG’ye desteğimiz sürecektir’ diyen Amerika’yı da anlamakta zorlanıyorum. Terör örgütü PKK’nın bütün kayıtlarında PYD’nin kurucusunun kim olduğu bellidir, YPG’nin kurucusunun kim olduğu bellidir. Biz Amerika’yla NATO’da beraber değil miyiz? Senin dostun biz miyiz yoksa PYD mi, YGP mi? Bunu da öğrenmek istiyoruz. O zaman çık bunu da açıkla, ’Dostum YPG’ye silah yardımı yapıyorum’ de, ’Dostum PYD’ye silah yardımı yapıyorum’ de bunu da bilelim. Bilelim ki ondan sonra bu meseleleri sizinle konuşmamıza da gerek kalmasın. Gizli kapılar arasında veya arkasında bazı şeylerin konuşulması bizleri üzmektedir. Dost, dostluğunun gereğini yapmalıdır. Biz dost bildiğimize gereğini yaparız ama bizi dost olarak görmeyenler lütfen açıkça net bunu ifade etsinler. Dün sözcünün açıklamasını duyuyoruz, görüyoruz. Ne diyor? ’YPG’ye yardımımız devam edecektir ama orada yapılan mücadelede işimizi zorlaştırmasın.’ Lafa bak. Bir defa temelden bu yaklaşım sakat. Bu bilgileri sen bizden alacaksın. Bu kalkılıp da bu tür insanlara, teröristler bu sorulur mu? Ona soracaksın, onun verdiği bilgiye göre hareket edeceksin."
"SURİYE HALKINI ’40 KATIR MI, 40 SATIR MI’ TERCİHİNE ZORLAYANLAR İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞ"
"Terör örgütleri ve teröristler arasında ayrım yapıldığını, ’iyi terörist’, ’kötü terörist’ şeklinde sınıflandırmalara gidildiğini görüyoruz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye tüm bu süreçte ilkeli, tutarlı ve kararlı duruşundan taviz vermemiştir. Suriye’de dün de bugün de demokrasiyi ve meşruiyeti savunuyoruz. İlk gün ne diyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin, Esed ve destekçilerinin devlet terörüyle PYD’den DAİŞ’e kadar çeşitli terör örgütleri arasında bir tercihe zorlanamayacağını ifade ediyoruz. Suriye halkını, ’40 katır mı, 40 satır mı’ tercihine zorlayanlar insanlıktan nasibini almamış olanlardır. İyi terörist, kötü terörist yoktur. El Nusra ile El Kaide arasındaki ilişki ne ise PKK ile PYD arasındaki ilişki de odur. DAİŞ söz konusu olduğunda adeta dünyayı yıkmayı göze alanlar PYD, YPG terör örgütünün yanında yer alarak samimiyetsizliklerini gösteriyorlar. Ben aylar önce Suriye’de eğit-donat, bunun yanında terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölge. Bu üç başlığı söylediğim zaman buna yaklaşmayanlar şimdi diyorlar ki ’Şimdi uçuşa yasak bölgeye evet diyoruz.’ Terörden arındırılmış bölge noktasında evet diyenler var ama uçuşa yasak bölgeye hala evet demiyorlar. Soruyorum ey Amerika, bak sen uçuşa yasak bölgeye evet demedin ama bak orada Rus uçakları cirit atıyor ve binlerce, on binlerce oradaki mazlum, mağdur insan ölüyor. Hani biz koalisyon güçleriydik, hani koalisyon güçleri olarak beraber hareket edecektik. Hani ne oldu? Kalkıp Türkiye’ye şu söyleniyor, ’PYD’ye top atışlarını durdurun, YPG’ye top atışlarını durdurun.’ Kusura bakmayın bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye’ye bir kişi kalkar da bir havan topu atarsa kalkar da bir mermi atarsa bu kat be kat fazlasıyla karşılığını bulacaktır. Bu, uluslararası angajman kurallarının işletilmesi demektir. Bunu yapıyoruz, yapacağız."
"KİMSENİN KİMSEYİ KANDIRMASINA GEREK YOK"
Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadele eden güvenlik güçlerine karşı kullanılan silahların ve militanların önemli bir kısmının Suriye kaynaklı, PYD kaynaklı olduğunu belirten Erdoğan, "Güya DAİŞ’le savaşması için örgüte verilen lojistik destek bugün ülkemize yönelik tehditlerin aracı haline dönüşmüştür. Suriye içinde de PYD’ye verilen silahlar, DAİŞ yerine bölge halkına ve onun meşru temsilcisi olan muhaliflere yönelmiştir. Her şey apaçık ortada iken PYD ile PKK arasındaki bağı yok saymak körlük değilse ülkemize karşı hasmane bir tutumdur. Onlar gözlerini bu gerçeğe ne kadar kapatırlarsa kapatsınlar biz terör örgütüne, terör örgütü demeye ve o şekilde muamele etmeye devam edeceğiz. Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok, Suriye’deki fotoğraf çok açık ve nettir. DAİŞ’e karşı operasyon bahanesiyle Suriye’ye gelen veya Suriye içinde palazlanan güçlerin hiçbirinin de terörizmle mücadele diye bir derdi yoktur. Rusya’nın da DAİŞ’le herhangi bir mücadele diye bir gayreti yoktur. DAİŞ’le mücadele bahanesi, kimi ülkeler için bölgedeki çıkarlarını hayata geçirmenin bir aracı haline dönüşmüştür. Açıkçası bugün Suriye’de kendi iktidarını, çıkarını, kendi küresel ve bölgesel hesaplarını hayata geçirmenin çabası içerisindedir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'ye Pyd Ve YPG Tepkisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dost, dostluğunun gereğini yapmalıdır. Biz dost bildiğimize gereğini yaparız ama bizi dost olarak görmeyenler lütfen açıkça net bunu ifade etsinler. Dün sözcünün açıklamasını duyuyoruz, görüyoruz. Ne diyor? ’YPG’ye yardımımız devam edecektir ama orada yapılan mücadelede işimizi zorlaştırmasın.’ Lafa bak. Bir defa temelden bu yaklaşım sakat" dedi.