Kızılcahamam’da yapılan AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamp boyunca yapılan görüşmeler ve sunumlar hakkında bilgi verdi, kendisinin de çalışma odasında 31 milletvekili ile görüştüğünü söyledi.
“Tecrübe ile sabit ki, biz milletimize sürekli hakikatleri anlatmaz, doğruları göstermez, hizmetlerimizi kayıtlara geçirmezsek yalan ve iftira dalgaları her tarafı işgal ediyor. Buradaki çalışmalarımızda şunu gördüm, fitne baya egemen ve fitnenin egemen olduğu yerden ne hayır çıkar ne bereket çıkar” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılması gerekenin herkesin işine bakması olduğunu belirtti.
Erdoğan, “Fitne ile fesatla uğraşmaktansa biz hayra tevessül edecek işlerimizi yapalım ve ülkemizde bizden beklenenlerin cevabını verelim. Ülkemizde AK Parti ve şahsım söz konusu olduğunda her türlü yalanı ve iftirayı üreten mekanizma ile bunun alıcısı bir kesim mevcuttur. Biz doğruya müşteri bulmaya çalışacağız. Bu düşmanlığı asıl sebebinin medeniyet davamız, asıl hedefinin ise milletimizin tarihi, kültürü ve değerleri olduğunu biliyoruz. AK Parti’ye saldıranların gayesi yerine başka bir partiyi ikamet etmek değil, temsil ettiği yıkmaktır. AK Parti ne kadar güçlü olursa ülkemiz de o kadar güçlüdür. AK Parti’nin zayıflaması demek, Allah göstermesin, Türkiye’nin savunmasının zayıflaması demek” diye konuştu.
2002 yılından bu yana yapılan mahalli idareler, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oy yüzdelerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri ‘bunu değiştirelim’ diyor. Neyi değiştiriyorsun? Bu millet yüzde 51,5 ile yeni sistemi onaylamış. Biz millete sorduk. Arkada ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazacak, sen bir defa egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu kabul etmiyorsun ki. 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanlığında yüzde 52,6 oy oranı elde ederken, Cumhur İttifakı olarak yüzde 53,7 ve AK Parti olarak yüzde 42,6 oy oranı elde ettik. 2019 mahalli idareler seçimlerinde Cumhur İttifakı olarak yüzde 51,6 oy oranı, AK Parti olarak yüzde 44,3 oy oranına ulaştık. Bu seçimlerin en çok tartışılan yerleri Ankara ve İstanbul seçimleridir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinde CHP’nin 54,2 oy oranı ile seçimi kazandığını belirterek, her iki şehirde de AK Parti’nin belediye meclis üyeliklerinde birinci parti olduğunu söyledi.
Meclisteki tabloya göre Cumhur İttifakı’nın açık ara önde olduğunu belirten Erdoğan, karşı tarafın bunu hiç konuşmadığını söyledi.
Erdoğan, “AK Parti’nin girdiğim tüm milletvekili ve mahalli idareler seçimlerinde genel seviyesinin biz gerisine düşmedik. Elbette milletvekilliği ve belediye başkanlığı olarak kaybettiğimiz her yerin muhasebesini yapacak, gereken tedbirleri alacağız. Evvela ortada asla bir başarısızlık, telafi edilemeyecek bir yıkım olmadığını önce kendimiz kabul edeceğiz, sonra da milletimize anlatacağız. Rakamlar ve tablo aşikarken sürekli aksi yönde şikayetlerle ortada dolaşmanın iyi niyetle alakası yoktur. Biz her zaman geleceğe bakan bir parti olduk. Bugün de yapmamız gereken geçmişten aldığımız dersler ışığında hep geleceğe bakmak, geleceğe doğru yürümektir. Geçmişe ders almak niyetiyle değil de hesaplaşma gayesiyle bakmak bize de ülkemize de hiçbir şey kazandırmaz. Böyle bir tavır sadece enerjimizin ve zamanımızın boşa harcanmasına yarayacak. Sizlerden ve arkadaşlarımızdan ricam, artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp 7. Olağan Kongre sürecimizle partimizi daha da güçlendirmeye, 2023’e hazırlanmaya odaklanmamızdır” ifadelerini kullandı.
“MECBUR KALMADIKÇA KENDİLERİNİ MUHATAP ALMADIK, ALMIYORUZ VE ALMAYACAĞIZ”
Her defasında önce Allah’a sığınarak, sonra millete güvenerek mücadele bayrağını yeniden yükselttiklerini belirten Erdoğan, “Şimdi bir kez daha birlik, dirlik ve kardeşlik için yeniden yollara düşme vaktidir. Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde mümkün oldu kadar yapıcı, kucaklayıcı, pozitif gündemli siyaset izlemeye çalışıyoruz. Her ne kadar birileri sürekli yalanları ile iftiraları ile hezeyanları ile bu iklimi zehirlemeye çalışsa da mecbur kalmadıkça kendilerini muhatap almadık, almıyoruz ve almayacağız. Bu duruşumuz hakkımıza, hukukumuza, haysiyetimize yönelik saldırıları cevapsız bırakacağımız anlamına gelmiyor. En büyük cevabın icraatımız olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar laf üstüne laf koymak yerine eser üstüne eser koyduk. Bunların en öğündükleri işleri dahi AK Parti’nin her birinin ardından çok büyük emek, alın teri, gayret, mücadele olan başarı hikayelerinin sadakası olamayacak düzeydedir. Yalandan ve iftiradan Rabbimize sığınarak milletimize daima açık sözlü olmaya gayret etik. Kin ve nefret kokan söylemlerle değil, yaptıklarımızla, başardıklarımızla, eserlerimizle bu kifayetsiz muhterislerin çaplarını, gerçek yüzlerini milletimize gösterme yoluna gittik. Bu zihniyet eninde sonunda duvara toslamaya mahkumdur. Daha ‘Bismillah’ bile demeden kendisini dev aynasında gören, milleti aşağılamaya, milletin iradesini küçük görmeye, milleti hiçe saymaya çalışanların günleri sayılıdır” açıklamasında bulundu.
“ANA MUHALEFETİN ATIKLARI BÖYLE"
“Baktım bir televizyonda çıkmış bir ukala bir şeyler söylüyor, güvenli bölgeyi Amerika kendi planlamış, güvenli bölgenin Erdoğan’la bir alakası yokmuş. Bunlar geçmişi kısa, 5-10 seneyi bile okumaktan aciz zavallılar. Ana muhalefetin atıkları böyle” diyerek tepki gösteren Erdoğan, güvenli bölge söyleminin başladığı günden bu yana geçen sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bir defa Sayın Obama döneminde bunları nasıl konuştuk, onları güvenli bölgeyi nasıl teklif ettik, nerelerin güvenli bölge olabileceğini söyleyen şahsım. Sayın Trump döneminde aynı şey. Daha sonra Trump bizim dediğimiz noktaya geldi, ardından da Fırat’ın doğusundan çekilmeyi gündeme getirdi. Ama Sayın Trump’un yanındakiler bu talimata hala uymuş değil. Ne yazık ki, PKK, PYD-YPG gibi terör örgütleri burada cirit atıyorlar. Irak üzerinden buralara gelen 30 bin tır silah, mühimmat kime geliyor, niçin geliyor? Bunun hesabını sormak bizim hakkımızdır. Burada 911 kilometre sınır boyu bize ait. Ona göre de bütün hesabımızı yapmak durumundayız. Tedbirimizi almak durumundayız. Güvenli bölge olarak söylediğimiz ve haritada gösterdiğimiz yerler ve Sayın Trump’un 20 mil diye ifade ettiği, 30-32 kilometrelik derinlik, onun üzerinde yaptığımız çalışmalar hepsi bizim bu bölgede durumumuzun ne olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Bunu bilmeyecek kadar bunlar aciz ve zavallı. Her alanda en iyi hazırlıkları yapıp bir yandan devam eden çalışmaları sonuçlandırmak, diğer yandan yeni projeleri hayata geçirmektir. Kalpleri kararmış, dilleri çatallaşmış olanları önce Allah’a sonra da milletimize havale ediyoruz. Biz işimize bakacağız. Türkiye için ne yapabiliriz ona bakacağız, milletimizin gönlündeki yerimizi nasıl güçlendiririz ona bakacağız, gözlerini ve kalplerini bize yöneltmiş olan kardeşlerimize nasıl yardımcı oluruz ona bakacağız, ülkemizi, bölgemizi ve dünyayı daha güvenli, huzurlu hale nasıl getirebiliriz ona bakacağız. Yolumuzun hak yolu olduğundan, yolumuzun milletimizin yolu olduğundan istikametimizin doğru olduğunda en küçük bir şüphemiz yoktur. Zaferle değil seferle mükellefiz ama inşallah zaferlerimizden de şüphe duymuyoruz. Bugün burada bulunan kardeşlerim, sizler başta olmak üzere AK Parti’nin tüm kadrolarında, davamıza gönül vermiş tüm kardeşlerimden bu anlayışla çalışmalarını istiyorum.”
(Derya Yetim - İlker Turak/İHA)
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Partililerine Uyarı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tecrübe ile sabit ki, biz milletimize sürekli hakikatleri anlatmaz, doğruları göstermez, hizmetlerimizi kayıtlara geçirmezsek yalan ve iftira dalgaları her tarafı işgal ediyor. Buradaki çalışmalarımızda şunu gördüm, fitne baya egemen ve fitnenin egemen olduğu yerden ne hayır çıkar ne bereket çıkar” diyerek, milletvekillerini fitneye karşı uyardı.