Cumhurbaşkanlığı bahçesinde yer alan yemeğe, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bazı bakanlar, beş ilçenin Belediye Başkanları, iş adamlarının yanı sıra Türkiye'den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte KKTC'ye gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu katıldı.
EROĞLU: 'TARİHİ BİR GÜN'
Yemek öncesinde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kendileri için tarihi bir gün yaşandığını belirterek ilk defa halk oyu ile seçilmiş Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yapmasının önemine vurgu yaptı. İlk ziyaretin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirilmesinin, kendilerine verilen değerin bir ifadesi olduğunu kaydeden Eroğlu 'Ziyaret, bizi müzakere masasında tutup da ambargolar altında eritmeye çalışan dış dünyaya karşı çok önemli bir mesaj olarak değerlendirilmelidir' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısında verdiği mesajların gideceği yere gittiğini kaydeden Eroğlu, 'İnanıyorum ki başta bu mesajları alan Güney komşularımız müzakere masasına daha fazla bir anlaşma iradesi ile gelirler' ifadesini kullandı. Anlaşma iradesi olmadan bir anlaşmaya varıp sonuç almanın mümkün olmadığını vurgulayan Eroğlu 'Bugüne kadar ne Hristofyas'ın, ne de Anastasiadis'in bir anlaşma iradesine sahip olduklarını gördüm' şeklinde konuştu.
'YAKINLAŞMALARI REDDEDEN BİR LİDERLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
'Gerçek şudur ki, Anastasiadis'in, dış dünyanın çok fazla umut bağladığı Annan Planı'na evet dediği için müzakere masasına getirdiği önerilere baktığımız zaman anlıyorsunuz ki bir anlaşma niyeti yok. Anlaşmayı ileri götürebilmek için önemli yakınlaşmalar var... Bu yakınlaşmaları reddeden bir liderle karşı karşıyayız' diyen Eroğlu, iyi niyetle müzakereleri sürdürüp, Kıbrıs'ta yaşayabileceğine inandıkları, halkı mutlu edecek, Anavatan'ın menfaatlerine halel getirmeyecek bir anlaşma arayışını sürdüreceklerini vurguladı.
Eroğlu, şöyle konuştu:
'Sabrımızı zorlamaya devam ediyorlar ama biz buna rağmen dış dünyaya karşı olumlu mesajlar vermeye, anlaşma niyeti içerisinde müzakerelerin devamından yana olduğumuzu göstermeye devam ediyoruz. Ama neticede bunun da bir nihai zamanı olması lazım. 'Zaman limiti koyalım' diyorsunuz kabul etmiyorlar. Peki ne kadar devam edecek? Sonsuza kadar! Çünkü Rum'un anlaşmaya ihtiyacı olduğunu söylemek mümkün değil. Biz bir anlaşma arayışı içindeyken, samimiyken, onlar bir anlaşma arayışında değiller ve bu konuda samimi değiller. Bunu rahatlıkla müzakere masasında oturan bir kişi olarak söyleyebilirim.'
Yeni atanan özel temsilcinin önümüzdeki günlerde Ada'ya geleceğini ardından da New York ziyareti yapacaklarını hatırlatan Eroğlu, bu görüşmelerden sonra Rum tarafının tavır değişikliği içerisine girmesi ve müzakerelerde daha anlayışlı davranması temennisinde bulundu.
ERDOĞAN: 'DUYGUSAL VE TARİHİ BİR GÜN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmasında, bugün duygusal olduğu kadar tarihi bir günü daha gerçekleştirdiklerini dile getirdi. 1974'ten bu yana Türkiye'deki tüm iktidarların ilk hedefinin KKTC ziyareti olduğunu belirten Erdoğan, daha sonra Azerbaycan'ın ziyaret edildiğini anlattı. Erdoğan, kendisinin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olduğuna da işaret ederek, 'Böyle bir seçimden sonra da gerçekten benim için Kuzey Kıbrıs Türk ziyareti çok anlamlı çok duygusal olmuştur' dedi.
'KIBRIS ÜZERİNDEN OYUNLAR OYNANIYOR...'
Kıbrıs üzerinde oynanan oyunları 11 yıllık Başbakanlığı döneminde de yaşadığına dikkat çeken Erdoğan, Bürgenstock'ta Annan Planı meselesinde Yunan tarafının manevralarını, ikircikli tavırlarını, kendilerini orada Annan'a göstermenin bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydetti. Bürgenstock'ta, Rumların ikircikli planlar yaptıklarını anlatan Erdoğan, Güney Kıbrıs'ın Annan Planı'nı çok ciddi oranla reddettiğini, Kuzey Kıbrıs'ın dürüstlüğünün de ortaya çıktığını dile getirerek, 'Ama gel gör ki Batı, o da ikircikli davrandı. Batı onlara AB üyeliğini vermeyeceğinin sözünü bize verdiği halde, tuttu siyasi bir kararla Güney Kıbrıs'ı AB'ye üye yaptı' dedi.
'BİZ YOLUMUZA KARARLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ'
Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olmasının, AB müktesebatında zaten yerinin olmadığını, bunun hiçbir ilkeye oturmadığını, ama AB'nin 'yaptık oldu' dediğini anımsatan Erdoğan, 'Şu anda Türkiye ile AB noktasında Güney Kıbrıs'ın mukayese edilebilir yanı mı var? Türkiye nerde, AB nerde? Bize durmadan hendek atlatıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'yi 10 yıl öncesi ile mukayese eden Erdoğan, 3 kat katlamış ekonomisiyle, altyapısıyla, üst yapısıyla yoğun bir şekilde gelişen bir rekabet pazarı içerisinde yer alan, mali noktada disiplinini koruyan, istikrarı öne çıkaran bir Türkiye olduğunu dile getirerek, 'İnanıyorum ki KKTC'de birliğimizi, beraberliğimizi sağladığımız anda ister -tabi geçti gitti- Hristofyas, ister Anastasiades -tabi oda kalmayacak ki o da gidecek- çünkü bu anlayışla durulmaz. Siyasette istikrar dürüstlüktedir. Sözünü verdiğin zaman arkasında duracaksın. Eğer sözünü verdiğin zaman arkasında durmazsan, millet seni sırtında taşımaya mecbur değil. Vakti saati geldiği anda kapıya koyar. Bu iş böyledir' diye konuştu.
'ANASTASİADES BENİMLE İKİ KEZ GÖRÜŞTÜ... HRİSTOFYAS'I ELEŞTİRDİ... HADİ ŞİMDİ ÇÖZ'
Rum Yönetimi lideri Anastasiades'in kendisiyle iki kez görüştüğünü söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:
'O zaman bu noktalarda değildi. Kendisi bana şunu söylemiştir. Ben Hristofyas'ın yaklaşımlarını beğenmiyorum, kabul etmiyorum... Bu işi artık çözmemiz lazım. Hadi gel şimdi çözüm noktasındasın. Çöz... Görüyorsunuz gene manevra yapıyorlar. Bunların genlerinde var. Belli yerlerden talimat almadıkça bunlar adım atamaz. Atsalar da, atmasalar da, onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Davos'ta ben Annan'a şunu söylemiştim. Türkiye olarak, Türkler olarak 'biz bir adım önde olacağız ama siz ne yapacaksınız' demiştim. Biz sözümüzde durduk ama onlar sözlerinde duramadı.'
'TALİH SUYU, BARIŞ SUYU'
Artık güçlü bir Türkiye, güçlü bir KKTC'nin bunların hepsini köşeye yatıracağını kaydeden Erdoğan sözlerini söyle tamamladı:
'Önümüzde şu anda Türkiye'den gelecek Anadolu suyu bir talih suyudur... Bir barış suyudur. İnşallah onunla birlikte enerjiyi de buraya taşıyacağız. Enerjide de buraya bir çevreci enerjiyi inşallah denizin altından taşımış olacağız. Bunlar tabi Güneyi çok farklı bir noktaya getirmiş olacak. Yeter ki biz bir olalım. Beraber olalım, hep birlikte dayanışma içinde olalım, kardeşliğimizi zedelemeyelim. Ben bu duygular içerisinde Sayın Eroğlu'nun ev sahipliğine çok çok teşekkür ediyorum ve bu muhabbet sofrası inşallah baki kalsın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna yemek
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile eşi Meral Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın onuruna akşam yemeği verdi.