Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye ekonomisinin sağlam adımlarla ilerlediğini, bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye‘nin yakaladığı Maastricht kriterlerini yakalayamadığı için büyük krizler yaşadığını, bazı ülkelerin de yakında yaşayacağını söyledi.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) tarafından Swiss Otel Grand Efes‘te düzenlenen ‘Bir İzmir Akşamında Ege İşadamları Buluşması‘ toplantısına katılan Gül, burada konuşma yaptı.
Kendisinin İzmir ile özel bir ilişkisi bulunduğunu; 1938 yılında dedesinin Kayseri‘den öğretmen olarak İzmir‘e atandığını, Halil Rıfatpaşa semtinde bir evde oturduğunu ve Kemal Reis İlkokulu‘nda okuduğunu ifade eden Gül, "Ailemin bir kısmı hala İzmir‘de yaşıyor. İzmir kendi başına büyük bir metropol olarak Türkiye‘nin batıya açılan penceresidir." dedi.
İzmir‘de yaklaşan genel seçimler öncesi tüm siyasi partilerin bir araya gelerek centilmenlik anlaşması imzaladığı haberlerini okuduğunu ve bundan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Gül, "Yaklaşan seçimler öncesi burada huzurlu bir ortam olduğunu biliyorum. Siyasi partilerimiz centilmence bir yarış içinde. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi İzmir‘de de çevreyi kirletmeden, afiş ve boya kullanılmadan, konvoylarla gürültü kirliliği yapılmadan seçim kampanyası yapılması beni çok mutlu etti." diye konuştu.
"AB ÜYESİ BAZI ÜLKELERİ YENİ KRİZLER BEKLİYOR"
Türkiye‘nin içinde bulunduğu ekonomik duruma değinen Gül, ülke ekonomisinin başka ülkelerle karşılaştırıldığında güven verici olduğunu; Avrupa, Afrika ve Doğu ülkeleriyle mukayese edildiğinde çok iyi durumda bulunduğunu söyledi.
Türkiye‘nin dış borç yükünün milli gelirin yüzde 40‘ı, bütçe açıklarının ise yüzde 3‘ü düzeyinde bulunduğunu aktaran Gül, "Bu, Maastricht kriterlerini karşılıyor. AB üyesi ülkeler bu rakamları karşılayamadığı için büyük krizler yaşıyor. Bazıları da çok büyük krizleri yakında yaşayacaklar, bunları göreceksiniz. Böyle bir dönemde kendine güvenen ve sağlam adımlarla ilerleyen bir ülkeyiz. Biz şimdi kendimizi konsolide etmemiz lazım her dakika.
Ekonomik olarak da, siyasi yapı olarak da, siyasi reformlar, demokratik reformlar, hukuk reformları açısından da bütün bunları derinleştirmemiz ve bunları artık geriye gitmeyecek şekilde sağlamlaştırmamız gerekiyor. Türkiye‘nin yapacağı şey kendisini her alanda sağlamlaştırması, konsolide etmesi ve dışarıdan veya içerden esecek herhangi bir rüzgar karşısında hiç sarsılmamasıdır. 2008 finans krizinde Türkiye kendisini ispatlamıştır. Bu da yaptığı köklü reformlardan dolayıdır. Bu reformlar hukuk, siyasi ve ekonomik reformlardır.‘‘ dedi.
"ŞİKAYET ETMEK DEĞİL ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR"
Türkiye‘nin sağlam ayaklar üzerinde ilerlerken İzmir‘in en avantajlı bölgede olduğunu, haritaya bakıldığında Türkiye‘nin batısında bir İstanbul, bir de Ege Bölgesi‘nin bulunduğunu ifade eden Gül, şunları söyledi:
"Bizim hiç şikayet değil, sadece çalışmamız gerekmektedir. Bazen vakti şikayetle, konuşarak geçiriyoruz. Böyle eleştiriyle, şikayetle değil, işimize bakmamız, herkesin atılım içinde ve yarış içinde olması gerekir. Bunun için her türlü imkan vardır bu ilimizde. İzmir‘in tanıtılması adına her şeyi yapacağım, yapıyorum da. İzmir‘in sadece ismi, geçmişi kendisine yeter. Bize düşen görev tabii ki bunları daha çok tanıtmaktır.
EXPO 2015 büyük bir hamle olmuştur. EXPO 2015 için tüm kentle birlikte elbirliği içinde çalıştık. Maalesef kaybedilmeyecek olan bir yarışı kaybettik. Kaybedilmesine rağmen o dönemde yapılan tanıtımın neticeleri alınıyor. İzmir EXPO 2020 adaylığını hak etti. İkinci kez aday gösterildi. Ancak Ankara çıkıp da sizinle rekabete girmeseydi herhalde siz de harekete geçmeyecektiniz. Bence o yüzden Ankara‘ya teşekkür etmelisiniz.
İnanıyorum ki 2020 EXPO‘yu İzmir kazanacak. Bu sadece İzmir‘in değil, Ege‘nin değil tüm Türkiye‘nin projesidir. 2020 yılında inanıyorum ki milyonlarca insan İzmir‘e gelecek. Şangay‘da yapılan EXPO‘yu 70 milyon kişi gezdi." diye konuştu.
İzmir Valisi Cahit Kıraç da, İzmir‘in EXPO 2020 adaylığına verdiği destekten dolayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘e teşekkür ederek, bu adaylığın İzmir‘de heyecan ve sevinçle karşılandığını söyledi.
İzmir ekonomisine İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) yoluyla 80 milyon liralık desteği İzmir ekonomisine yönlendirdiklerini, bu desteklerin sağlanmasında daha hızlı olmak istediklerini belirten Kıraç, İzmir‘in yabancı yatırım anlamında da hareketli bir dönem yaşadığını ifade etti. İzmir‘in turizmden istediği payı alamadığını, kentin tanıtımı için İZKA tarafından İzmir Kent Tanıtım Stratejisi‘nin hazırlandığını, bunun tüm İzmir tarafından uygulanması gerektiğini dile getiren Kıraç, İzmir‘in tanıtım hamlesini bu stratejiyle gerçekleştireceğini söyledi.
"İZMİR‘E CUMHURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜ YAPALIM"
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da, kendisini ‘‘yarı İzmirli‘‘ olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Gül‘ün İzmir ve Ege Bölgesi‘nin gelişimine büyük destek verdiğini belirterek, ‘‘Geleceğe güvenle bakmamızda kuşkusuz en büyük pay sizin...‘‘ dedi.
Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi İzmir‘in kendisine açık destek verdiğini, buna karşı çıkanlara bugün ne kadar haklı çıktıklarını anlattıklarını söyledi.
Ege Bölgesi‘nin küresel merkez olmaya en yakın bölge olduğunu, Egelilik ruhunun, Atatürk‘ün yolunda dünyaya açık olmak, girişimci olmak ve demokrasiye inanmak demek olduğunu, bölgede 10 milyon 800 kişinin yaşadığını, Türkiye elektriğinin yüzde 20‘sinin bu bölgede tüketildiğini, iç ve dış ticarette yüzde 25‘e yakın payının bulunduğunu belirten Demirtaş, ‘‘Biliyorsunuz ki biz fazla şeyler istemeyiz. Örnek olarak Aydın, havaalanı istiyor. Balıkesir, lojistik köyünü, Kütahya, Balıkesir, Çanakkale yolunu, Manisa-İzmir tünelini istiyor. Tüm iller jeotermalin değerlendirilmesini, ecrimisil kiralarının düşürülmesini istiyor. Tüm kıyı illeri, kültür balıkçılarına daha düşük kiralar ve kıyıda lojistik alan istiyor. Yapılacak Turizm Master Bölge Planı ile ve eksik altyapısının tamamlanmasıyla bölgemize en az 20 milyon turist çekebiliriz diyoruz. Antalya‘yı kıskanmıyoruz. Çünkü biz, daha butik bir turizm istiyoruz.‘‘ dedi.
İzmir‘i, dünyanın ilk 100 kentinden biri, dünyaca tanınan Marka Kent haline getirmek istediklerini ifade eden Demirtaş, ‘‘Sizden beklentimiz tanıtımımıza destek vermeniz.‘‘ diye konuştu.
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül‘den, EXPO 2020‘yi de 2015 gibi himayesine almasını isteyerek, Cumhurbaşkanlığında bir birim oluşturularak, her üst düzey ziyarette görüşmelerin bir maddesinin EXPO 2020 haline getirilmesini istedi.
5. İktisat Kongresinin 17 Şubat 2013‘de yapılmasını talep ettiklerini de belirten Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Her gün ya Ankara‘ya birileri geliyor ya da siz seyahat ediyorsunuz. Hiç aklınızdan bizi ve EXPO 2020‘yi çıkarmayın. Bu yoğun trafiğinizin bir bölümünü İzmir‘e kaydırmanızı istiyoruz. Aslında bu konuyu canlı ve yapılabilir kılmak için size İzmir‘de uygun bir yerde Cumhurbaşkanlığı köşkü yapalım. İşimizi garantiye alalım. Daha sık gelin.‘‘
Konuşmaların ardından İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül‘e, Topkapı Sarayı‘nda yer alan Tılsımlı Gömlekler Koleksiyonunda, padişahlara giydirilen gömleklerin üzerinde yer alan duaların işlenmiş olduğu bir kase içinde incir, Ege halısı ve Cumhurbaşkanı Gül‘ün ilkokulu okuduğu Kemal Reis İlköğretim Okulu‘nu ziyareti sırasında öğrencilerle birlikte çekildiği fotoğrafı hediye etti.
Yemek sırasında efe ve zeybek oyunları sergileyen İzmir Ekonomi Üniversitesi Halk Dansları Topluluğu da Cumhurbaşkanı Gül‘e, kendisi ve eşi Hayrünnisa Gül için iki adet Zeybek fesi hediye etti. Cumhurbaşkanı Gül, fesi takarak, ekiple fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Gül: Ab Üyesi Ülkeleri Yeni Krizler Bekliyor
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye ekonomisinin sağlam adımlarla ilerlediğini, bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye‘nin yakaladığı Maastricht kriterlerini yakalayamadığı için büyük krizler yaşadığını, bazı ülkelerin de yakında yaşayacağını söyledi.