Gül, ''Gerçekten eğitim alanı bu ailenin en mümtaz vasfıdır. Nasıl dershanelerle başlayan, okullarla gelişen eğitimin her alanında faaliyet gösterdikten sonra 15 sene önce de üniversite alanına geçmeye karar veren bu aile, bütün eğitimden kazançlarını eğiteme yine yatırmakla herkes tarafından tanınmakta ve bilinmekte. Bundan dolayı kendilerine takdirlerimi ve tebriklerimi bir kez daha sunmak istiyorum'' dedi.
Gül, Çankaya Üniversitesi'nin 15. yılı olması dolayısı ile epey bir mezun vermiş olduğuna dikkati çekerek, mezunlarında gayet başarılı olduklarını gördüğünü ve üniversitenin başarısını ilk kez yıllar önce Cumhurbaşkanı olarak OSTİM'i ziyaret ettiğinde fark ettiğini kaydetti.
Bugün Türkiye'de çok sayıda üniversite bulunduğunu ve hepsi ile de övündüklerini vurgulayan Gül, devlet ve vakıf üniversitelerinin hepsinin bir rekabet ve yarış içinde olduklarını, ancak Çankaya Üniversitesi'nin öne çıkan vasfının ''sanayi ve iş dünyası ile işbirliği'' olduğunu söyledi.
Bu bilgiyi iş dünyasından aldıktan sonra üniversiteyi ilgi ile takip ettiğine dikkati çeken Gül, şunları kaydetti:
''Biraz önce rektör beyin sunumunda da gördük ki bu konu sizin öne çıkarttığınız bir alan. Bundan dolayı da tebrik etmek istiyorum. Çünkü üniversiteler sadece öğretim veren yerler değildir. Tabii ki bunun ötesinde araştırma, geliştirme, bilimsel faaliyetler, bütün bunlar ama bunlar da yeterli değildir. Bütün bu biriktirdikleri bilgiyi sanayiye nasıl aktaracaklar- Nihayette nasıl ekonomiye yararlı hale gelecekler. Bu çok önemli. Yoksa bütün bilgiler dershanelerde kalırsa, bütün bilgiler kitaplarında kalırsa, yetişen öğrenciler, sadece teorik bilgilerle mezun olurlarsa onların hayata adaptasyonu çok daha zor olacağı gibi bugün kalkınmanın temel unsuru olan başta özel sektör olmak üzere, onlar bu kaynaklardan faydalanamamış olurlar. O bakımdan özellikle üniversiteler ve sanayi, iş dünyasının işbirliği başından beri teşvik ettiğimiz ve görmek istediğimiz bir başarıdır. Bunu sizin üniversitenizin gerçekleştirmiş olmasından gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.''
Gül, kalkınmış ve gelişmiş ülkelerin o ülkelerin çok iyi üniversiteleri ve bilim dünyası bulunduğuna işaret ederek, ''Bilim dünyası güçlü olmayan, bilim dünyası gelişmemiş ülkelerin de kalkınmış olmaları pek söz konusu değildir. Onun için her şey nitelikli insandan geçmekte. Nitelikli bilim adamından geçmekte ve neticede nitelikli bir öğretimden geçmekte. Onun için ülkemizin önceliği de budur. Her alanda eğitim. İlkokul öncesi, orta öğretim, üniversite, üniversite sonrası her alanda eğitim birinci önceliğimizdir. Bugün büyük bir gururla ifade edebilirim ki uzun dönemlerden sonra bütçemizin en büyük payı eğitime ayrılmaktadır. Eğitim de devamlı yeni arayışlar, yeni reformlar gerçekleştirilmektedir'' diye konuştu.
Eğitime yapılan yatırımların getirisinin çok olduğunu belirten Gül, ''Bunun farkında olduğumuz için Türkiye olarak önceliği buna veriyoruz. Bütün kaynaklarımızla da hiç tereddüt etmeden önce eğitimin ihtiyacını, daha sonra diğerlerine ayırıyoruz. Bunun neticelerini de görmeye başladık. Çok şükür. Bugün Türkiye eğer görünür şekilde kalkınıyor, gelişiyor ve refaha ulaşıyor ise bunun altında da şüphesiz ki eğitim vardır'' değerlendirmesinde bulundu.
-''Araştırma, geliştirme konularında Türkiye öne çıkmaya başladı''-
Gül, Çankaya Üniversitesi'nin bir vakıf üniversitesi olduğunu hatırlatarak, üniversite eğitimine devlet üniversiteleri ve diğer vakıf üniversiteleri olarak canlı ve tatlı bir rekabet getirdiklerini kaydetti.
Bunun faydalarının da görüldüğünü görüldüğünü, yeni çıkacak üniversite yasası ile üniversiteler arasındaki rekabetin ve yarışın çok daha belirgin hale geleceğine dikkati çeken Gül, ''Tüm bunların neticesinde Türk bilim dünyası çok daha güçlü olacaktır. Sizler de biliyorsunuz, artık araştırma, geliştirme konularında da Türkiye öne çıkmaya başladı.
Eskiden milli gelirimizin çok küçük bir kısmı araştırma geliştirme fonlarına ayrılırken, şimdi neredeyse gelişmiş ülkelere yaklaşmaya başladık. İnanıyorum ki 4-5 sene sonra en gelişmiş ülkelerin ayırdığı milli gelirdeki payı biz de ayırmaya başlayacağız'' ifadelerini kullandı.
Eskiden öğretim üyeleri ve üniversitelerdeki araştırma geliştirme çalışmaları için yeterince fon bulunmadığını anımsatan Gül, şimdi ise hem yerli hem de uluslararası fonların üniversitelerin hizmetinde olduğunu söyledi.
Gül, uluslararası fonların Türkiye'nin devlet olarak katıldığı fonlar olduğunu belirterek, ''O açıdan önümüzde aslında hiçbir bahane de yoktur. Ne kadar çok çalışılırsa, ne kadar çok gayret sarf edilirse o kadar çok güzel neticeler çıkacaktır. Türkiye'nin bu yarışında Çankaya Üniversitesi'nin de çok büyük katkıları olacağına inanıyorum'' dedi.
Başkent Ankara'nın sadece bürokrasinin, bakanlıkların ve devlet kuruluşlarının olduğu şehir olarak öne çıkmadığına değinen Gül, Türkiye'nin en iyi üniversitelerini barındıran bir şehir olarak da öne çıktığını söyledi.
Gül, Alp ailesine ve üniversiteyi bilinir hale getirdikleri için öğretim üyelerine de teşekkürlerini sundu.
Konuşmaların ardından Çankaya Üniversitesi'nin Merkez Kampüsü'nün açılışı yapıldı. Sahnede açılış için getirilen kırmızı kurdeleyi Cumhurbaşkanı Gül, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eski TBMM Başkanı ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sıtkı Alp ve Çankaya Üniversitesi Rektörü Ziya Burhanettin Güvenç birlikte kesti.
Bu arada Cumhurbaşkanı Gül'ün yakın korumalarından birinin gözlüğüne sabitlenmiş mikrokamera dikkati çekti. Gül'ün Çankaya Üniversitesi'nde katıldığı açılış programında kullanılan ve ses alma özelliği de bulunan mikrokameranın, korumanın üzerinde bulunan harici bir harddiske kayıt yaptığı ve daha sonra görüntülerin sabit diske aktarıldığı kaydedildi.
Törende Çankaya Üniversitesi Rektörü Ziya Burhanettin Güvenç ve Mütevelli Heyeti Başkanı Sıtkı Alp, üniversiteyi anlatan birer konuşma yaptılar.
