Cumhuriyet Halk Partisi Tunceli Milletvekili Kamer Genç Açıklama Yaptı

Genç, partisinin il başkanlığı binasında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nazımiye ilçesi Aşağı Doluca köyünde özel bir firma tarafından yapımı devam eden Pembelik Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin sahasında yaşanan olayları onaylamadığını belirtti.

Genç, şunları kaydetti:

''Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu bölgede yapılan barajlara karşıyız. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonuna hem önergeler vermişiz hem de özellikle Pülümür ve Munzur vadilerini birinci derecede sit alanı olarak ilan edilmesi için kanun teklifimiz var. Fakat bu kanun tekliflerini Adalet ve Kalkınma Partisi çıkarmıyor. Yine ilimiz hudutları içinde yapılan barajların yapılmaya elverişli olup olmadığı, yapıldığı zaman ne gibi sonuçlar doğuracağı konusunda bir meclis araştırma önergemizde var. Bu da henüz gündeme alınmadı. Biz barajların Tunceli'de yapılmasına karşıyız. Bu konuda yapılan her türlü eylemede destek veririz, ama bu eylemlerde meşru zeminlerde olacak. Yani kırmadan dökmeden, hukuki yollarla bu eylemlere destek veriyoruz ve vermeye de devam ediyoruz.''

Genç, 12. Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne bir belediyenin dışında davet almadığını belirterek, ''Bu yıl Nazımiye Belediyesi dışında hiçbir belediye, 'ben bir milletvekiliyim' ne program gönderdi ne de davetiye gönderdi. Ben buradayım yine de giderim, halkın arasında gezerim ama bu belediyeleri ve bu Munzur festivalini düzenleyenlerin bu davranışını şiddetle protesto ediyorum, bunları halka da şikayet ediyorum. Bunlar bu davranışlarıyla bu halka fayda değil zarar veriyorlar'' ifadelerini kullandı.

Bölgede yaşanan terör olaylarını da değerlendiren Genç, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Herkeste biliyor ki ben öteden beri laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütünlüğünden yanayım. Buradaki silahlı eylemlerinde şiddetle karşısındayım. Bakın şimdi festival var. Festival başlamadan önce burada yollar kesiliyor, araçlar yakılıyor. 'Bunun amacı ne-' Bunun amacı Tunceli'yi yok etmek. Tunceli'yi tamamen haritadan silmektir. Halkıma da bunları söylüyorum ve artık 21. asra doğru giderken bu memleketteki sorunları, sıkıntıları konuşarak çözebiliriz. Eğer bu yol kesmeler ve eylemler olmasaydı ben inanıyorum ki Türkiye'nin ve dünyanın dört bir tarafından insanlar her zaman Tunceli'ye gelir güzelliklerini görür, paylaşmaya çalışırlardı. Bu da burada ki insanlar için bir zenginlik kaynağı olurdu. Bunların amacı 1937-1938'de Tunceli yok edilmeye çalışıldı, bir de şimdi bu eylemlerle yok edilmeye çalışılıyor. Bunun anlamı budur. Kim istiyorsa bunları da kendisiyle tartışırım.''

Muhabir: Haydar Toprakçı

Yayıncı: Emine Konuk