Erzurum TMK Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram tarafından hazırlanan üç sayfalık mütalaa mahkemeye verildi.
Savcı Bayram, hazırladığı mütalaada şu görüşlere yer verdi:
“İran İslam Cumhuriyeti Devleti görevlileri, İran’a gerek ticari amaçla giden, gerekse gezi veya ziyaret amaçlı giden Türk vatandaşlarının gümrük kapısında yaşamış oldukları zorluklar veya İran’daki asayiş olayları neticesinde karşı karşıya kaldıkları zor durumlar neticesinde yardım edecekleri vaadiyle ticari ilişkiler bahanesiyle Türk vatandaşlarıyla irtibata geçtikleri, yapmış oldukları sözde yardım neticesi sonrası Türkiye Cumhuriyeti’ne ait askeri ve siyasi bilgileri casusluk amacıyla Türk vatandaşlarından istedikleri İranlı şahıslar adına kayıtlı olan telefon numaralarının akrabalık ve komşuluk ilişkisi içerisinde olan şahıslar haricinde farklı farklı telefon numaraları olduğu, birbirleriyle soruşturma kapsamındaki suç bakımından irtibatlı olmadıkları, İranlı şahıslara bağımsız olarak bilgi sızdırdıkları
Ülkemizin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettikleri devlet sırları ve devlete ait stratejik yerlere ait bilgileri İran ülkesine bildirdikleri ve faaliyet içerisinde oldukları, sanıklar Shahram Khoı ve Muhammed Rezai Esmaeılpour Ali Melek ile haklarında evrak tefrik edilen şüpheliler İbrahim A., Aziz A., Ali K. kişilerin İran İslam Cumhuriyeti adına ülkemizde casusluk faaliyeti içerisinde olan görevliler olduğu
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan sanıklar Ali Abiş, Kamil Aras, Timur Ağrı, Nurettin Abiş, Suat Sip, Abdurrahman Yavrutürk, Ali Zengin ve Mustafa Karahan isimli kişilerle irtibata geçerek, bir kısmına doğrudan İran İslam Cumhuriyeti adına casusluk yapmaları teklifinde bulundukları, bir kısım Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ise İranlı bu kişilerin kendileriyle casusluk amacıyla irtibata geçtikleri, bilgilerinin bile olmayabileceğinin hatta sorulan bazı sorulara iyi niyetle cevap vermiş olabilecekleri anlaşıldığı
İranlı vatandaşlar Shahram Zargham Hkoı ve Muhammed Rezai Esmaeılpour Ali Melek’in Türkiye Cumhuriyeti aleyhine casusluk faaliyeti amacıyla Türkiye’de bulundukları, ellerinde İran İslam Cumhuriyeti istihbarat teşkilatlarına ait kamera, fotoğraf makinesi, GPS cihazlarının bulunduğu, yabancı ülke ve vatandaşları için askeri, siyasi gizlilik içeren MİT binası, Askerlik Şube Başkanlığı, Kaymakamlık binası, askeri birlik, köprü, petrol doğalgaz boru hatlarına ait güzergahları da gezerek bu bölgelerin stratejik öneme haiz yerlerin fotoğraf, görüntü ve koordinatlar aldıkları,
Sanık Bilal Tanrıkulu’nun ücret karşılığında bu bilgilerin olduğu yerleri İranlı ajanlara casusluk suçuna yardım ettikleri, sanık Timur Ağrı’nın ise İran İslam Cumhuriyeti Devleti adına çalışan Aziz A., Yaghoub Ahnoukhosh ile yakın irtibat halinde çalıştığı çok sayıda gizli belge ve bilgileri verdiği, el yazılı belgelerin bir kısmının 20.03.2010 günü tarihinde belgeler yakalandığı, Timur Ağrı’nın İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Teşkilatı adına çalışan kişilere ve ülkemize ait siyasi, askeri gizli bilgileri verirken çekilmiş kamera görüntülerinin olduğu"
5 SANIK HAKKINDA BERAAT İSTEDİ
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bayram, tutuksuz sanıklardan Ali Abiş, Kamil Aras, Nirettin Abiş, Suat Sip, Abdurrahman Yavrutürk, Ali Zengin ve Mustafa Karahan’ın üzerlerine atılı casusluk suçlamasıyla ilgili yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verilmesini istedi.
Duruşmada konuşan İranlı Muhammed Rezai Esmaeılpour Ali Melek, ”Ben iki yıla aşkın süredir tutukluyum. İsmim casus olarak ilan edildi. Benim çocuğum 3 yaşına geldi, beni tanımıyor. Ben casusluk yapmadım” dedi.
“CEZAEVİNE GELENLER MİT BİNASINI ÇEKİYOR”
Tutuklu Shahram Zargham Hkoı ise, ”MİT binasında hiçbir uyarı levhası yok. İran’da istihbarat binasına üç dilde fotoğraf çekilmemesi uyarı yazısı bulunmaktadır. Biz MİT binasına mı girdik? Bir fotoğraf çektiğimiz için hayatımız alt-üst oldu. MİT’in karşısında bulunan cezaevi ziyaretine gelenler MİT’in fotoğraflarını çekiyor. Benim doktoralığım da elimden gitti. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Cumhuriyet Savcısı verdiği mütalaasında Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu biri Türk 2’si İranlı ajanın arasında olduğu sanıklar hakkında "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" 5237 Sayılı TCK'nin 328/1 maddesi uyarınca 20 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, karar duruşması için dosyayı ileri bir tarihe erteledi.
Cumhuriyet Savcısı İranlı Casuslar Hakkında Mütaalasını Verdi
Iğdır'da casusluk yaptıkları iddiasıyla haklarında 20 yıla kadar hapisleri istenen 3'ü tutuklu 11 sanığın yargılanmasına Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.