Çuvallardan çıkan Kızılay arşivleri, araştırmacıların hizmetinde

Atatürk’ün Trablusgarp’ta göz muayenesi olduğu cihazdan, Kızılay’ın ilk motorlu ambulansına Fenerbahçe’nin yardım isteği yazısından, esir mektuplarına 2. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’a yardım götürürken sulara gömülen Kurtuluş Vapuru’nun fotoğrafı il



ESİR ASKERLER İLE İLGİLİ KAYITLAR VAR. BİR KISMINI ÇANAKKALE’DE SERGİLEYECEĞİZ
Osmanlı zamanında esir olan askerlerin tamamı ile ilgili kayıtlar bulunduğunu belirten Küçükali, bunların da yer aldığı bazı belgeleri 18 Mart-24/25 Nisan tarihlerinde Çanakkale’de sergilemek istediklerini ifade ediyor. Ayin için gelen Anzaklara işaret eden Küçükali, onların dedelerine ait bazı hatıraların da arşivlerde bulunduğunu aktarıyor.
Esir askerlerin hepsinin isimlerinin tutulduğunu kaydeden Küçükali, "Ailelerinden gelen paralar teslim edilirken tutanak haline getirilmiş.Mesela bir İngiliz komutanının bizde aile resmi var, küçük çocuğunun fotoğrafı. Annesi, hanımı ve kardeşlerinin ortak yazdığı bir mektup. Bunu da Çanakkale’de sergileyeceğiz. Belki torunlarından biri gelir. Belki de o küçük çocuk şu anda yaşıyordur. Fotoğrafta, 3.5-4 yaşlarında görülüyor." diyor.
Ellerinde savaş dönemine ait çok sayıda filmin de bulunduğunu söyleyen Küçükali, bu konuda da TRT ile işbirliği yaparak filmleri çalışır hale getirmeye çalıştıklarını dile getiriyor. Arşivden özellikle akademisyenlerin istifade ettiğini aktaran Küçükali’nin, ülkemizde bulunan büyükelçiliklere de bir çağrısı var: "Osmanlı zamanında karşı karşıya geldiğimiz ya da yan yana durduğumuz ülkelerin büyükelçilikleri bize müracaat edebilirler. Bizim arşivlerimizde gerekli olan bilgileri alabilirler."

ATATÜRK’ÜN GÖZ MUAYENESİ OLDUĞU SET
Kızılay arşivi sergi alanında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Trablusgarp’ta Hilal-i Ahmer çadırında göz muayenesi olduğu 1910’lu yıllara ait set, Fenerbahçe’nin yardım mektubu, Kızılay’ın kullandığı ilk motorlu ambulans gibi çok sayıda tarihi eser ve belge de yer alıyor. Tekin Küçükali, göz muayene cihazını bir çuval içinde bulduklarını söylüyor. 1930’lu yılların sonunda Vehbi Koç tarafından hediye edilen ford marka ilk motorlu ambulansı ise kendi araç hurdalıklarında bulduklarını aktarıyor. Küçükali, motorlu ambulansın iki yılda, içindeki tahta işlemelerine kadar orijinal hale getirildiğini belirtiyor.
Arşiv çalışmalarında, başlangıcından bu yana görev alan Türk Kızılayı Arşiv Uzmanı Hande Uzun Külcü, Fenerbahçe’nin yardım talebinin yer aldığı yazı ile ilgili şunları söylüyor: "21 Nisan 1914 yılında Fenerbahçe, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nden (bu dönem seferberlik zamanı olduğu ve askeri idmanlar yapıldığı için) baş gösteren salgın hastalıklar nedeniyle ilaç ve yaralıların istirahati için de çadır istiyor... Hilal-i Ahmer, Fenerbahçe’ye çadır, ilaç ve gereken tüm yardımları iletiyor."

YUNANİSTAN’A YARDIM GÖTÜRÜRKEN SULARA GÖMÜLEN KURTULUŞ VAPURU
Külcü, sergi alanında resimleri yer alan Kurtuluş Vapuru ile ilgili de bilgi veriyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altında bulunan Yunanistan’da büyük bir açlık yaşandığını anlatan Külcü, bu dönemde yaklaşık 100 bin Yunanlı’nın açlıktan öldüğünü söylüyor.
Külcü, şöyle devam ediyor: "Çocuklar aç, insanlar yokluk içinde. O dönemde Kızılay, Yunanistan’a büyük yardımlar yapıyor. Yılmaz, Dumlupınar, Kurtuluş vapurları ile yemek ve ilaç yardımları gönderiliyor. Böylece insanlar açlıktan kurtuluyorlar. Bu dönemde, Kızılay’a, Yunan Kızılhaç’ı teşekkür madalyası veriyor, Atina hükumeti teşekkür şilti. Kurtuluş vapuru, 20 Şubat 1942 tarihinde Yunanistan’a yardım götürürken, 38 mürettebatı ile sulara gömülüyor. Mürettebattan hiçbir kayıp yaşanmıyor."

95 YIL SONRA AÇILAN ESİR MEKTUPLARI
Çok sayıda tarihi belgenin bulunduğu Türk Kızılay’ı arşivlerinde 300 bin adet Türk ve yabancı askerlere ait esir kartları ile çok sayıda esir mektubu da bulunduğunu aktaran Külcü, bu mektuplardan iki tanesinin ise 95 yıl sonra açıldığını belirtiyor. Bunlardan birinin 1915 yılında Irak Kut’ül Amara cephesinde esir düşen İngiliz askere eşi tarafından yazıldığını kaydeden Külcü, mektubun hikayesini “Bu mektup, 95 yıl sonra Türk Kızılayı tarafından açılmış. Maalesef askerin eline hiç geçmemiş bir mektup. Eşi çok duygulu, göz yaşlarını akıttığı bir mektup yazmış. Mektupta da, (zannediyorum ki bu mektup hiçbir zaman eline ulaşamayacak) diyor." sözleriyle anlatıyor.
Arşivdeki belgelerin tasnif çalışmalarının 2006 yılında ODTÜ Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Seçil Karal Akgün ve Emk. Öğr. Gör. Murat Uluğtekin’in rehberliğinde eski yazı belgelerinin tercümeleri ile başladığını anlatan Külcü; tercüme edilerek tasnif edilen belgelerin veri tabanına işlenerek araştırmacıların hizmetine açıldığını söylüyor. Şu ana kadar tasnif edilen belge sayısının 70 bini bulduğunu aktaran Külcü, "Bu kayıtların da üçte ikisi dijital ortama alındı." diyor. Bugüne kadar, 1868-1928 tarihleri arasındaki belgelerle ilgili çalışmaların tamamlandığını aktaran Külcü, projenin devam ettiğini dile getiriyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile