Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında dava açılan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakim karşısına çıktı. Duruşmada üye hakimin devreye girerek müdahalede bulunmasına tepki gösteren avukatlara hakim, "Tuzluk değil, hakimim tabi ki konuşurum." uyarısında bulundu.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe Yüksel, Emekli Albay Aydın Ortabaşı, Avukat Mustafa Namık Kemal Boya, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halime Filiz Meriçli, Hamdi Gökhan Ecevit, Kimya mühendisi Ömer Sadun Okyaltırık ve Avukat Fatma Nur Gerçel katıldı. Hakkında kırmızı bülten çıkarılan ÇEV eski başkanı Gülseven Yaşer‘i ise avukatı Hüseyin Buzoğlu ve Hasan Gürbüz temsil etti.
İstanbul Baro Başkanı Avukat Ümit Kocasakal’ın da aralarında olduğu bir grup avukat da duruşmaya gözlemci olarak katıldı. Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Türkiye Barolar Birliği’nin duruşmadan önce yazılı olarak gözlemci sıfatıyla katılma talebinde bulunduğunu belirtti. Türkiye Barolar Birliği’nin duruşmada gözlemci olarak hazır bulunduğunu belirten mahkeme başkanı, İstanbul Barosu’nun gözlemci olduğuna ilişkin bir beyanda bulunmayınca baro başkanı Ümit Kocasakal, söz istedi. Mahkeme başkanı, taraf olmadığı gerekçesiyle Kocasakal’a söz hakkı vermedi. Mahkeme başkanının resmi yazıyla başvurulması gerektiğini hatırlatması üzerine salondan itirazlar geldi. Bu tepki üzerine başkan, “Böyle yaparsanız duruşmayı kapatacağım.” uyarısında bulundu.
Bu tartışmanın ardından üye hakim Mehmet Karababa, İstanbul Barosu’nun gözlemci olarak salonda olduğunu ve seyircilerin bulunduğu bölümde duruşmayı izleyeceğini bildirdi. Ancak izleyiciler arasından bir kişi “Seyirci ne? Burada maç mı izleniyor?” şeklinde ifadeler kullandı. Karababa ise, “Seyirci, izleyici ne fark eder? Burada kasıt yok. Kelimelere takılmayın.” dedi.
Sanıkların kimlik tespitlerinin ardından mahkeme başkanı avukatlara söz verdi. Gülseven Yaşer’in avukatı Hüseyin Buzoğlu, davanın Poyrazköy davasıyla birleştirme talebiyle açıldığını hatırlatarak, mahkemenin UYAP tarafından belirlenmediğini, dolayısıyla mahkemenin dosyadan el çekmesini talep etti. Avukat Buzoğlu, sanıkların anayasal düzeni değiştirmek ve hükümeti yıkmakla suçlandığını vurgulayarak hükümetin ve meclisin Ankara’da olduğunu belirterek dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Ankara’ya gönderilmesini istedi. Avukat Buzoğlu, iddianamenin delil klasörlerinde yer aldığını iddia ettiği hukuka aykırı delillerin de dosyadan çıkartılmasını ve iddianame okunurken bu delillerin okunmamasını da talep etti. Söz alan diğer avukatlar da dosyanın ek delil klasörlerinde yer alan hukuka aykırı delillerin çıkartılması gerektiğini söyledi.
Fatmanur Gerçel’in avukatı Serkan Günel, Baro Başkanı Ümit Kocasakal ile yaşanan tartışmada üye hakim Mehmet Karababa’nın sık sık araya girdiğini belirterek, “Mehmet Karababa, mahkeme başkanlığına ortak olduğunu giydiği çift çelenkli cübbeyle de gösteriyor zaten.” dedi. Avukat Günel, üye hakim Karababa’nın sadece mahkeme başkanlarının giydiği yakasında çift çelenk bulunan cübbeyi giymesini eleştirerek Karababa’nın mahkeme başkanından izin almadan konuşmasına da tepki gösterdi.
Taleplere ilişkin görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç, öncelikle bugünün 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü olduğunu belirterek “Çanakkale şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. Ardından yetki itirazına ilişkin görüşünü açıklayan savcı Saraç, iddianamenin meclisi ve hükümeti devirmeye yönelik değil, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açıldığını ifade etti. Dolayısıyla yetkili mahkemenin Ankara olmadığını söyleyen Saraç, iddianamenin uzunluğu nedeniyle mahkemenin görevlendireceği kişilerce okunmasını talep etti.
Savcı Saraç’ın, Avukat Hüseyin buzoğlu’nun “mahkemenin dosyadan el çekmesi” talebine iliklin mütalaa vermemesi üzerine Avukat Buzoğlu mahkemenin dosyadan el çekmesi talebini yeniledi. Bu sırada araya giren üye hakim Mehmet Karababa, “Talebinizi açıkça ifade eder misiniz? Reddi heyet talebinde mi bulunuyorsunuz?” diye sordu. Buzoğlu ise, hakim Karababa’nın, mahkeme başkanından izin almadan araya girmesini eleştirince hakim Karababa, “Ben burada tuzluk değil, hakimim. Tabi ki konuşurum.” diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Avukat Buzoğlu, “Bir ret talebim yok. Dosyadan el çekmenizi istiyorum. Sayın Karababa’nın ‘tuzluk’ deyiminden başka ret nedeni yok.” dedi.
Mahkeme, taleplere ilişkin kararını açıklamak üzere duruşmaya 20 dakika ara verdi. Aranın ardından duruşma tekrar başladı. Kürsüye gelen mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu kısa bir açıklama yaparak, “Duruşma salonunun çok kalabalık olması ve avukatların çok olması nedeniyle bir başkanın her şeye yetişmesi mümkün değil. Benim yetişmediğim kısımlara onların katılmasını ben söyledim. Kaldı ki onların da soru sorma ve duruşmada konuşma hakları var. Bunu, başkanı baskı altına almaya çalışıyorlar şeklinde değerlendirmeyin.” dedi.
Kararlarını açıklayan başkan, “Yetkisizlik verilerek dosyanın Ankara’ya gönderilmesi, bazı delillerin dosyadan çıkartılması, mahkemenin çekilmesi” taleplerinin reddedildiğini açıkladı. Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu, iddianamenin okunması için TRT tarafından temin edilen spikerlerin görevlendirildiğini belirterek, avukatların talebi doğrultusunda savcı tarafından özetin de okunabileceğini söyledi. Avukatların kabul etmesi nedeniyle duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savcı Saraç, iddianamenin özetini okuyacak.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Çydd Ve Çev Davası Başladı
Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında dava açılan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakim karşısına çıktı. Duruşmada üye hakimin devreye girerek müdahalede bulunmasına tepki gösteren avukatlara hakim, "Tuzluk değil, hakimim tabi ki konuşurum." uyarısında bulundu.