Dalgalarla Gelen Gençlik!
Dermatec Polikliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Ata Nejat Ertek fokuslu ultrason ile ameliyatsız yüz germe yapılabileceğini belirtti. Dr. Ata Nejat Ertek, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Fokuslu Ultrason ile ameliyatsız yüz germe işleminde ses dalgaları kullanılarak sadece bir seansta cildin alt katmanlarındaki kolajen üretiminin tetiklenmesi, ciltte sıkılaşma ve lifting etkisi sağlanır. Cilt elastikiyetinin kaybına bağlı olarak oluşan sarkma ve kırışıklıklar cerrahi bir işlem olmadan giderilmektedir. Uygulama sonrası ilk andan itibaren başlayan etki her geçen gün daha belirginleşir, 3 ayın sonunda maksimum etki ortaya çıkar. Öncesi ve sonrası fotoğraflara baktığınızda bazı çizgilerin işlem biter bitmez azaldığını, çoğu zaman ise yok olduğunu görebiliyorsunuz. Ultrason ile cilt germe ciltte kolajen üretimini uyardığı için sonuçlar uzun süre kalıcılık taşımaktadır. Bu cihaz ile yapılan tedavide, ısı enerjisi oluşturan ses dalgaları istenen doku derinliğe odaklanmakta ve cildin üst tabakasına zarar vermeden deri altındaki bağ dokusunda kolajen üretiminin artıran küçük ısı hasarları oluşturmaktadır” dedi.
Ultrason ile cilt germe süresi uygulama yapılan bölgeye göre 30-75 dakika arasında değişmekte olup tüm yüz ve boyuna yapılan uygulama ortalama 1 saat kadar sürmektedir. Ultrason ile cilt germe tek seanslık bir uygulama olup en erken 6 ay en geç 2 yıl içerisinde tekrarlanabilmektedir. Uygulama sırasında hastalar hissettikleri acıyı genellikle “iğne batması” ya da “elektriklenme” olarak ya da hafif hassasiyet olarak tanımlamaktadır. Uygulama özel odaklı ultrason tekniği ile anesteziye ihtiyaç olmadan yapılabilir. Tedavi ağrısız kişinin sosyal yaşamını etkilemeyecek ve sosyal izolasyon gerektirmeyecek bir tedavi yöntemidir.
Uygulama ardından kişi günlük aktivitelerine hemen dönebilir. Ultrason ile cilt gençleştirme sonrasında ciltte yanık, leke vb. ciddi bir yan etki oluşmaz. Bazı hastalarda birkaç saat sonra normale dönebilecek hafif kızarıklıklar oluşabilir.Bu uygulama için herhangi bir yaş sınırı yoktur. Ancak, yer çekiminin etkilerine maruz kalmış, yıpranmaya başlamış ve ovalitesini yitirmeye başlayan ciltlere uygulanması en doğru yaklaşımdır. 30 yaş üstü kişiler uygulama için ideal hasta grubunu oluşturmaktadır.”