Darbe Mağduru Başkanlar Konuştu

Darbe Mağduru Başkanlar Konuştu

12 Eylül Darbesi`nde gözaltına alınarak Pirin Palas`ta işkence gören ve şu an belli mevki ve makamlarda bulunan kişiler yaşadıklarını anlattı.

  12 Eylül Darbe ile birlikte Adıyaman`da gözaltına alınan ve toplama merkezi olan Pirin Palas`a götürülen Gap Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Zeynal Abidin Kıymaz , Adıyaman eski Belediye Başkanı Abdulkadir Kırmızı ve Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Fırat , yaşadıklarını anlattı . Birbirinden ilginç hikayeler anlatan başkanlar gelinen sürecin demokrasi acısından çok olumlu olduğunu vurguluyor

" DARBE SUÇLARI İDAMLA CEZALANDIRILMALI " Gap Gazeteciler Cemiyet Başkanı Zeynal Abidin Kıymaz , bir neslin falakadan geçtiğini belirterek , o günlerde cezaevinde yaşadıklarıyla bugün Silivri`de yatan mahkumların durumunu karşılaştırarak , " Yemekler resmen bir rezaletti . Siyah mercimek mahkumlara veriliyordu , mercimeğin yarısı kurttu . İşkencelerin sınırı yoktu . Önce 1 saat kadar kollarına ellerine tempolu , ritimli bir şekilde dayak atılıyorlardı . Ellerine kollarına sopa vurulduktan sonra mahkumları döndürüyor , bu sefer sırtlarına kıçlarına , bacaklarına 1 saati aşkın süre sopa vuruluyordu . Buda ritim ve komutanın tekmilleriyle yapılıyordu . Mahkumların üstleri soyuluyordu . Bir pantolonla kalıyorlardı , kışın karda yerde yüzüstü yatırılıyorlardı . Kar`da süründürüyorlardı , yüzüstü yere süründürülüyor , sırtlarına basıyorlar , sopa vuruyorlardı . Yerde baygınlık geçirenlerin üzerlerine çıkıp çiğniyorlardı botlarıyla . Bu işlemler ile bir toplum , bir nesil falakadan geçmiş oldu . Türkiye`ye çok yazık oldu . Bir nesil`e çok yazık oldu . Türkiye çok şeykaybetti . Bunların yaralarının sarılması bir daha askeri darbe ve darbe ortamı olmaması için devletin bütün tedbirleri alması ve mutlaka sivil , halk tarafından yapılmış , sivil bir meclis tarafından yapılmış bir anayasaya yapılmalıdır . Anayasa ve Türk Ceza Kanunlarında da darbe suçları idam cezası ile cezalandırılacak bir düzenleme mutlak suretle getirilmelidir . Bugün Silivri`de yatan mahkumlar o dönemle mukayese edilirse , şimdi 5 yıldızlı otelde yatıyorlar " dedi

" İŞKENCEDE BİR GÖZÜNÜ KAYBETTİ " Adıyaman eski Belediye Başkanı Abdulkadir Kırmızı ise , cezaevinde komutanın namaza küfrettiğini ve solcu bir kişinin komutana namaza küfrettiği için tepki gösterdiğini kaydederek , " Ben İslamcılıktan yani onların ifadesiyle şeriatçılıktan gözetim altına alınmıştım . Genelde orda sol görüşlü insanlar vardı . İnsanları çıplatarak soğuk su banyoları , cam üstünde yürümeler , coplamalar ve başka başka şeyleri insanlara reva gördüler . Oraya girip de sağlam çıkan olmadı diye düşünüyorum . Eğer biri sağlam çıkmışsahelali hoş olsun bizde orada bir gözümüzü kaybettik . 12 Eylül ihtilalini yapan askeri cuntanın yargılanmasını veya en azından adalet karşısına çıkarılması bu milletin gönlüne serpilmiş bir sudur . Bir daha Türkiye`de ihtilal askeri darbe yapılmaması adına yapılanları takdirle karşılıyorum . 28 Şubatçıları da , 27 Mayısçıları da , 27 Nisan bildirisini yayınlayanları da mutlaka mahkemeler karşısında görmek istiyoruz . Bu bizi memnun ediyor . Bu elektrik prizlerinden insanlar diğer koğuştaki insanlarlahaberleşiyorlardı . Bunu askerler görmüş . Askerlerden biri aniden içeri girdi . Herkes ayağı kalktı . İştimaya geçtik . Altı kişiyi askerler komutanın odasına götürdü . Komutanın odasına dizdiler . `Elektrik prizinden konuşan kim?` diye sordular kimse bişey söylemedi . Sıra bana geldi , gerçekten de ben bilmiyordum . Bana sorunca bende `bende bilmiyorum` deyince komutan bana bağırarak namaz kıldığım için , namazıma küfrederek `güya da namaz kılıyorsun , niye doğruyu söylemiyorsun` dedi . Orada bulunan sol görüşlüyani komünist dediğimiz bir arkadaş `komutan komutan` dedi . `Arkadaşın namazına küfretme , ben konuştum` dedi . Öyle deyince askerler hepimizin üzerine çullandılar , her birimizi bir yere götürdüler . İşkencelerin türü çeşidi sayılmayacak kadar çok ve gerçekten dayanılmazdı " diye konuştu

" İNSANLARIN NAMUSUNU ZEDELEDİLER " Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Fırat ise , 100 gün Pirin Palas`ta kaldığını ve çeşitli işkencelerden geçtiğini belirterek , çok kötü günleri geride bıraktıklarını söyledi . Mahmut Fırat , işkence yapan kişilerin özel olarak eğitildiğini ve o işkenceleri normal bir insanın yapmasının mümkün olmadığını aktararak , " İnsanın hayatındaki en büyük onuru insanın namusudur . Yani bir insanın namusunu da zedelediler . Bizlere Filistin falakası yaptılar , çarmağa gerdiler . Yani işkenceler ile ilgili sistematik yetiştirdikleri ekipler vardı . Çünkü normal insanların o işkenceleri yapması mümkün değildi . Türkiye`de bunların yargılanması bütün insanlarda gelecek adına bir adaletinolabileceğini makamın , mevkiin ne olursa olsun suç işlenirken adalet önünde herkesin kendine düşen bu hesabı verebilecek bir toplum yaratma noktasındaki anlayıştan dolayı benden mutluyum " ifadelerini kullandı .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile