Darbe sanığı Sönmezateş'ten ilginç 'William Wallace' savunması

Darbe sanığı Sönmezateş'ten ilginç 'William Wallace' savunması

15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili açılan davada savunma yapan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, İskoçya’nın kurtuluşunu anlatan Cesur Yürek filmine atıfta bulunarak, kendini William Wallace’ye benzetti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın dördüncü celsesi devam ediyor. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen davanın öğleden sonraki kısmında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast teşebbüsü için görevlendirilen timin başında bulunan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş savunma yaptı. 14 Temmuz ile 16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Ankara dışında olduğunu söyleyen Sönmezateş, Ankara'da bulunan normal bir sivil vatandaşın buradaki olayları kendisinden daha iyi bildiğini savundu.

“Akın Öztürk tarafından ikaz edildim”

Kendini hiçbir zaman başarılı bir subay olarak nitelendirmediğini belirten Sönmezateş, “Musul rehine krizi, Süleyman Şah Operasyonu, Suriye krizi ve terörle mücadele ile ilgili halkın bildiği veya bilmediği bütün harekatların planlaması içinde bulundum. Sürpriz bir şekilde general oldum. Hep ordudan ayrılmayı düşündüm. 2013 yılında verilen görev nedeniyle kaldım. Generaldim ama bu konuda Akın Öztürk tarafından ikaz edildim, ‘Ona söyleyin general gibi davransın' ikaz edildim diye. Aracımın kapısının açılması, çantamın taşınması yasaktı. Benim kurallarım bu şekildeydi” diye konuştu.

“Bana verilen emir neyse onu uyguladım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi için Marmaris'e giden timin başında yer aldığını anımsatan Sönmezateş, “O günden bugüne emir komuta zinciri içerisinde olduğuna inandırıldığım bir işin içinde oldum. Bana verilen emir neyse onu uyguladım. Bana verilen emir Cumhurbaşkanının Marmaris'ten alınıp emniyetle Ankara'ya getirilmesidir” şeklinde konuştu.

“Cumhurbaşkanını getirme emrini Semih Terzi'den aldım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için görevlendirilen ekibin 22.15 gibi göreve hazır hale getirildiğini vurgulayan Sönmezateş, “4 saat boyunca biz İzmir Çiğli Hava Üssü'nde bekletildik. Oradan kalkışımız 02.00 civarındadır. Cumhurbaşkanımızın Marmaris'ten ayrılışı ise 00.30 civarıdır. Cumhurbaşkanı yokken ve Cumhurbaşkanının İstanbul'da olduğunu bütün dünya bilirken bizim haberimiz yoktu. Verilen emir gereği biz Marmaris'e yönlendirildik. Birileri bizi 4 saat orada bekletti, bu birileri sivil falan değil asker. Bu sorunun cevabını halen arıyorum. Bu bekleten irade kim bilmiyorum. Arkamdaki insanlarla burada tanıştım, gördüm. Bu insanların hiçbirinden emir almadım, bilgi almadım, bilgi de paylaşmadım. Cumhurbaşkanını getirme emrini Semih Terzi'den aldım. Ne yazık ki ölmüştür, keşke ölmeseydi. Semih Terzi'nin bu işte tepe başı olduğunu düşünmüyorum. Onun da bir üstü vardır, emir alıyordur. Öldüğü için cevabını alamıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Çarşamba gününden itibaren ihtilal sözü geçiyordu”

Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Ankara'ya getirmesi için aldığı emri yineleyerek, “Ben Cumhurbaşkanının alınmasını kabul ettim. Darbe olacak kelimesini söylemedi ama çarşamba gününden itibaren ihtilal sözü geçiyordu. Benim bildiğim bu emir-komuta içerisinde olacaktı” dedi.

Sönmezateş'in bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, “‘Darbeciyim diyorsunuz yani?' sorusunu yöneltti. Sönmezateş, “Ben darbeciyim demiyorum. Darbeye katıldım, ihtilale katıldım” cevabını verdi.

“FETÖ'cü değilim, bu elbise benim üzerimde durmaz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın orada olmadığını bile bile oraya gönderildiğini, bunun altında bir irade olduğunu ifade eden Sönmezateş, bunun cevabını Akıncı Üssü davası görüleceği zaman arayacağını söyledi.

FETÖ'cü olmadığını savunan Sönmezateş, bu elbisenin kendisi üzerinde durmayacağını belirtti.

Sönmezateş savunmasına şu şekilde devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın Marmaris ile ilgili değişik zamanlarda söylediği iki şey var. Biri ‘kıl payı kurtulduk', ikincisi ‘uçağımı gelip aramışlar.' Saat 01.40'ta arayan tim benim timim değil. Şuanda henüz kimler olduğuyla ilgili bir sonuca yaklaşamadık. İlginç bir şekilde otelin 00.00 ve 02.00 arasındaki kamera görüntüleri şuanda yoktur, bulunamamaktadır. Dalamandaki aprondaki kamera da elle çevrilmiştir. Onunla da ilgili görüntü yoktur.”

Sönmezateş'ten William Wallace'li savunma


Sanık Sönmezateş, savunmasının bir bölümünde İskoçya'nın kurtuluşunu anlatan “Cesur Yürek” filmine atıfta bulundu. Sönmezateş ile Mahkeme Başkanı Oğuz Dik arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Sönmezateş ile Dik arasındaki diyalog şu şekilde:

“- Sanık Sönmezateş: Bir tane filim var “Cesur Yürek” diye. İskoçya'nın kurtuluşu ile alakalı ve William Wallace diye bir adam var. Kralıyla konuşuyor ve İngilizlerle savaşma kararı alıyor. İngilizlerle savaşa çıktıklarında birkaç grup Wallace'yi savaşta yalnız bırakıyor. Buna rağmen savaşa devam ediyor. Savaşın bir bölümünde bir İngiliz ile savaşırken, İngiliz'in maskesi düşüyor ve maskenin altındaki kişinin kendi kralı olduğunu görüyor. Uğruna İngilizlerle savaşa girdiği kralın kendisine karşı savaştığını görüyor. Benim durumumu soruyorsanız ben de aynı durumdayım.

- Mahkeme Başkanı Dik: Kralınız kim?

- Sanık Sönmezateş: Onu şuan için müsaade edin Akıncı Üssü davasına bırakalım.

- Mahkeme Başkanı Dik: Sen William Wallace misin? O vatanı kurtarmak için yapıyor. Siz devletin meşru Cumhurbaşkanını devirmeye çalışıyorsunuz.”

FETÖ'cü olmadığını yineleyen Sönmezateş, hiçbir imamın, hiçbir hocanın önünde diz çökmediğini, el öpmediğini, bunun kendisinin karakterine uygun olmadığını ifade etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile