Dava Açılan Adli Tıp Uzmanı İlk Duruşmada Beraat Etti

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, "görevi kötüye kullanmak" suçundan yargılandığı davada beraat etti. Çıktığı ilk duruşmada beraat eden Yılmaz'a, meslektaşları destek verdi.
Kırklareli'de, "çocuğun cinsel istismarı" iddiasıyla muayenesi talep edilen 15 yaşındaki bir kız çocuğu yaklaşık 3 ay önce Edirne'deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'na gönderildi. Ancak, çocuğun ve ailesinin muayeneye izin vermemesi nedeniyle muayene gerçekleşmedi ve bu bir tutanakla ilgili makamlara iletildi. Bunun üzerine Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı'nın talebiyle Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı, muayeneyi yapmayan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçuyla dava açtı. Edirne 4'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık sıfatıyla katılan Ahmet Yılmaz, suçsuz olduğunu belirterek beraat etmesi yönünde talepte bulundu. Tanık olarak Adli Tıp Uzmanı iki doktorun da dinlendiği duruşmada mahkeme heyeti, açılan kamu davasında suçun oluşmadığı gerekçesiyle sanık Prof. Dr. Ahmet Yılmaz'ın beraatine karar verdi.
Edirne Tabip Odası Başkanı Galip Ekuklu, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2'nci Başkanı Prof.Dr. Özdemir Aktan, Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer ve çok sayıda doktor da adliye çıkışında Prof. Dr. Yılmaz'a destek vererek bir basın açıklaması yaptı.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz ise kişinin rızası olmadıkça ona müdahale yapılamayacağını ifade ederek şunları söyledi: "Konu 15 yaşında kendi hakkında karar verme yeterliliğine sahip bir insanın aynı zamanda 18 yaşından küçük olduğu için annesi ve babasının hangi sebeple olursa olsun muayeneyi kabul etmemeleri sebebiyle bizim adli bir kararı yerine getirmememizden kaynaklanmaktadır. Sonuçta bildiğiniz gibi hukuk da tıp da, tamamen insanlığın ülkenin hizmetindedir. Üstelik biz adli tıpçılar organik olarak iç içe
çalışıyoruz. Bu bir yorum farkı veya algı farkından olduğunu düşünüyorum."
Nitekim ilk duruşmada suçun oluşmadığına karar verildiğini anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Bu hekimler olarak haklılığımızı ortaya koyuyor. Konudan çıkarmamız gereken dersi tekrarlayacak olursak; Bilinci açık kendinde ve kendi hakkında karar verme yeteneğine sahip birisinin, kamuoyuna mal olduğu için söylüyorum, ölüm orucunda bile olsa hatta acil servislerde yaşandığı kadarıyla, karnında bıçakla bile acil servise gelse, kendi hakkında tedaviyi kabul etmiyorsa, yapabileceğimiz bir şey yoktur
hekim olarak. Çağımızda insan haklarının geldiği nokta, bilinci açık insanların, kendi haklarında karar verebileceklerini, bilinci kapanıncaya kadar onlara rızası dışında, istemleri dışında bir müdahale yapılmayacağı konusundadır. Bu konuda sadece günümüzün değil 1928 tarihli tıp mesleğinin uygulanmasına ilişkin kanun da çok açık maddeler var. Kişinin onayı olmadıkça, kişi rıza vermedikçe ona müdahale yapamazsınız."
(İA-ÇK-HO-Y)



Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile