Davutoğlu: 'mısır'daki Huzursuzluğun Bölgeye Misliyle Yansımasından Kaygılıyız'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır'daki huzursuzluğun, bütün bölgeye misliyle yansımasından büyük kaygı duyduğunu söyledi.

Bakan Davutoğlu, Azerbaycan'ın Gebele şehrinde, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 3. Zirvesi'nin dışişleri bakanları toplantısının ardından gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün Sayın başbakanımız, dün de ben gerek yazılı açıklama ile, gerek yaptığım görüşmeler çerçevesinde Mısır'daki gelişmelerden duyduğumuz derin üzüntü ve kaygıyı ifade ettik. Mısır Türkiye'nin dostu ve kardeşi bir ülkedir. Bunun ötesinde Ortadoğu'nun omurgası bir ülkedir. Ortadoğu'daki gelişmeleri belirleyecek özellikle, kudrette bir ülkedir. O yüzden dün Mısır'da yaşananlar, hepimize büyük bir kaygı sebebi oldu. Barışçıl gösterilerini, günlerdir, haftalardır sürdüren göstericilere karşı bu şekilde sert bir muamelede bulunulması ve yüzlerce insanın ölümüne sebebiyet verilmesi, binlercesinin yaralanmasına yol açılması hiçbir şekilde hiçbir uluslararası ve ulusal standartta kabul edilebilecek bir durum değil" dedi.

"ÖLÜ SAYISININ DAHA YÜKSEK OLMASINDAN KAYGI DUYUYORUZ"
Davutoğlu, "Bugün sayıların gittikçe artmasından da anlıyoruz ki, göstericilere müdahalede yoğun bir şekilde silahlı, doğrudan araçlar kullanıldı. Son Sağlık Bakanlığı rakamları, ki Sağlık Bakanlığı bu konuda en az rakam verir resmi kayıtlar olarak, 327 ölünün olduğunu ifade ettiğine göre, bu rakamın çok daha yüksek olmasından büyük kaygı duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

YOĞUN TELEFON DİPLOMASİSİ
Dün sabahki müdahalenin ardından çok sayıda meslektaşı ile yoğun bir telefon diplomasisi yürüttüğünü söyleyen Bakan Davutoğlu, "Dün ABD Dışişleri Bakanı Sayın Kerry ile, Alman Dışişerleri Bakanı Sayın Westervelle, Fransa Dışişleri Bakanı Sayın Fabius ile, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Sayın Prens Suud el Faysal ile, Katar Dışişleri Bakanı Sayın Halid Atiye ile, BAE Dışişleri Bakanı Sayın Şeyh Abdullah ile ve diğer yetkililerle, bu arada da BM Genel Sekreteri Sayın Ban ki-mun ile görüşmeler yaptım. Bu görüşmelerde bu kaygıları muhataplarımızla paylaştık. Birçok muhatabımız bu görüşmelerde benzer kaygıları dile getirdiler" şeklinde konuştu.

"LİDERLERİ TUTUKLU SİYASİ GRUP SİYASİ SÜRECE NASIL KATILACAK?"
Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu anda Mısır'da süregiden bu katliamı, bu baskıyı durduracak en önemli araç uluslararası baskıdır. Maalesef şu ana kadar yapılan telkinler, iyi yöndeki tavsiyeler, yapılan arabulucuk girişimleri Mısır'da meşru bir siyasi yönetimin tekrar işbaşına gelmesi konusunda bu darbe yönetimini ikna edemedi. Birçok çalışma yapıldı, Türkiye'nin içinde olduğu açık ve gizli diplomasi ile birçok faaliyet yürütüldü. Ancak halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanının bırakın görevine dönmesi, serbest bırakılması yönünde bile herhangi bir adım atılmadı. Bütün tarafların siyasi sürece katılması gerektiği vurgulandı. Ama en önemli siyasi gruplar bu siyasi süreçlerin dışında tutuldu. Bu siyasi grupların liderleri tutuklandı. Liderleri tutuklu olan bir siyasi grup, siyasi sürece nasıl dahil olacak?"

"GÖSTERİCİLERİ İMHA MAHİYETİ TAŞIYAN BU TOPLU KATLİAM HİÇBİR STANDARTTA KABUL EDİLEMEZ"
"Haftalardır, bir ayı aşkın bir süredir son derece barışçıl yöntemlerle, güzel mesajlarla meşruiyetin yeniden ihdası konusunda göstericiler gösterilerini sürdürdü. Böyle bir ortanda neredeyse göstericileri imha mahiyeti taşıyacak şekilde, toplu katliama yol açacak şeklide bir müdahelede bulunulması, dediğim gibi hiçbir standartta kabul edilemez."

"HİÇBİR GÜÇ, HALKA RAĞMEN, HALKTAN MEŞRUİYETİNİ ALMADAN GÜÇ KULLANAMAZ"
"Bu görüşmeleri sürdüreceğiz. Biraz sonra da yine muhataplarımla bazı görüşmelerim olacak. Bizim için önemli olan Mısır'da huzurun, istikrarın, meşruiyetin yeniden ihdas edilmesidir. Meşruiyetin kaynağı da halktır. Hiçbir güç, hiçbir ülkede, halka rağmen ve halktan meşruiyetini almadan güç kullanamaz, yetkisini kullanamaz. Bunun idrak edilmesi lazım. Sayın Baradey'in bile istifa etmesi, şu anki aslında şu anki darbe yönetiminin ne ölçüde yıprandığını, ortadan kalktığını ortaya koyuyor."

"DARBE YÖNETİMİNİN MEŞRUİYETİ HANGİ ZEMİNE DAYANIYOR?"
"Eğer seçimle işbasına gelen Sayın Mursi, ki bir yıllık döneminde hiçbir gösteri bu şekilde bastırılmadı, hiçbir gösteride kan dökülmedi, meşruiyetini kaybettiği iddia ediliyorsa, bugünkü yönetimin meşruiyeti nereye dayanıyor, hangi zemine dayanıyor?"

"MISIR İÇİN ÇOK KAYGILIYIZ, BÜYÜK KAYGI DUYUYORUZ"
"Bir an önce bütün tarafların sürece katılacağı ve siyasi tutukluların serbest bırakılacağı yeni bir sürecin başlatılması gerekir. Aksi takdirde Mısır için çok kaygılıyız. Çok büyük kaygı duyuyoruz. Bütün gece, bu telefon diplomasisini saat farkı dolayısıyla da yürüttük. Bu anlamda gözümüze neredeyse uyku girmiyor. Çünkü Mısır'daki huzursuzluğun, bütün bölgeye misliyle yansımasından
büyük kaygı duyuyoruz. Bir an önce Mısır'daki yetki sahibi kişilerin, bütün bu yapılanlardan ders almaları, bir şekilde bu kötü gidişe son verecek şekilde önce bu tür kanlı yöntemleri terk etmeleri, bu baskıdan vazgeçmeleri ve meşruiyetin yeniden ihdas edilmesi yönündeki çabalara destek vermesi gerekiyor. Yoksa sıkıyönetimlerle, olağanüstü hallerle gece sokağa çıkma yasaklarıyla 80 milyonluk dinamik bir ülkeyi böylesine teknolojik imkanların olduğu bir dönemde, baskı altında bir yönetimle yönetmek mümkün değil. Ümit ederiz ki bütün bu uluslararası temaslar ve Mısır içindeki gelişmeler bu baskı döneminin sona ermesine vesile olur."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile