Dayısı Babası, Yengesi Annesi Oldu

Eskişehir’de 18 yaşındaki Hasan, annesi ve babasının kendisini bırakmasının ardından çocuk yuvasında kalmaya başladı.

Bir süre sonra anneanne, torunun çocuk yuvasında kalmasını istemeyerek yanına aldı. Anneannenin ölmesi üzerine yeniden yalnız kalan Hasan’ı dayısı Hilmi Karagöz yanına aldı. 7 senedir dayısı Hilmi ve yengesi Özlem Karagöz ile birlikte kalan Hasan’ın bir de kardeşi var. Dayısı Hilmi’nin anaokula giden oğluna ağabeylik yapan Hasan, şu anda 11. sınıf öğrencisi. Evde dayısı ve yengesine yardım eden Hasan, kardeşinin de derslerine destek oluyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ‘Koruyucu Aile’ projesi kapsamında dayısının yanına sıcak bir yuvaya kavuşan Hasan, artık dayısına baba, yengesine ise anne gözüyle bakıyor. Ev hanımı olan yenge ile bir şirkette şoför olan dayının tek isteği ise Hasan’ın okulunu bitirerek iyi bir meslek sahibi olması. Diğer yandan, Hasan’ın anne ve babasının bugüne kadar oğullarını aramadığı veya görmeye gelmediği öğrenildi.

“YENGEMİ, DAYIMI ANNE BABAM GİBİ GÖRDÜM”

Çocuk evlerinde aile sıcaklığıyla tanışmayı bekleyen onlarca çocuğun olduğunu belirten Hasan, duygu ve düşüncelerini şöyle anlattı:

“Ben buraya gelene kadar 7 yıl oldu. Yunus Emre Meslek Lisesi Elektrik Güvenlik dalında okuyorum. Yengemi, dayımı anne ve babam gibi gördüm. Beni hayata bağladılar. Okuttular, büyüttüler. Birde kardeşim var. Ağabey kardeş gibiyiz. Oyun oynatıyorum, ödevlerine yardım ediyorum. Şuanda yurtta kalan çocuklarında inşallah bir koruyucu aileleri olur. Onlarda sıcak bir yuvada sevgiyi tadarlar.”

“TOPLUMA DELİKANLI KAZANDIRMAK İÇİN YANIMIZA ALDIK”

Hasan’ın dayısı 7 senedir beraber kaldıklarını ifade ederek, “Daha önce ananesi bakıyordu. Ondan biz topluma bir delikanlı kazandırmak için yanımıza aldık. Oğlumla da ağabeyli kardeşli olarak büyüdüler. Beraber oyun oynuyorlar” diye konuştu.

“ANNE OĞUL GİBİ OLDUK”

Hasan’ın kendilerine geldiğinde 11 yaşında olduğunu belirten yenge Özlem Karagöz ise duygularını şu şekilde anlattı:

“Geldiğinde 11 yaşındaydı ve okuma yazma bilmiyordu. 7 yıldır yanımda. Bizim ilişkimiz akraba ilişkisinden çok anne oğul ilişkisine döndü. Bağırsam da, kızsam da kendi evladımmış gibi uyarıyorum. Dayısından daha çok benimle ilgilenir. Her derdini benimle paylaşır. Yanımıza geldiğinde çocuktu. Onu bu hale getirebilmek, bir şeylerin karşılığını almak çok güzel bir duygu. Biz Hasan’ı yanımıza almadan önce Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından verilen 6 haftalık bir eğitim aldık. Eğitimde çocuklara nasıl davranmamız gerektiğini, onların duygusal yaklaşımlarının nasıl olacağını gibi konuları gördük.”

“HERKES KORUYUCU AİLE OLMALI”

Çocuk yuvalarında sıcak bir aile şefkatini bekleyen onlarca çocuk olduğunu hatırlatan yenge Karagöz, “Bence herkes koruyucu aile olmalı. Hasan’ı ilk aldığımız zaman Çocuk Esirgeme Kurumuna gitmiştik. O zaman beni gördükleri zaman ‘anne’ diye hep bir ağızdan söylemeleri beni hayattan kopartmıştı” diye konuştu.

Aile Sosyal Politikalar İl Müdürü Sultan Murat Aydın ise "Çocuğun, anne ve baba yanında yuva sıcaklığını hissederek büyümesi gerekiyor. Bizim çocuklarımızın en büyük ihtiyacı bir aidiyet duygusu, kendini güvende hissetmesi, o sevgiyi ve şefkati yüreğinde hissetmesidir. Biz kurumsal olarak yaptığımız bütün çalışmaları, kurum sistemini aile temelli yeni bir yapıya dönüştürdük, dönüştürüyoruz. Bakanlığımızın ’çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek’ görevi kapsamında gerekli önleyici ve telafi edici mekanizmaları da içeren işleyişi yapılandırarak, Koruyucu Aile Hizmetini en iyi şekilde sunmak ve koordine etmek amacındayız. Çocuklarımız, ailelerin yanında hayata daha anlamlı ve uyumlu bir şekilde hazırlanıyor. Burada esas ideali de koruyucu ailelerimiz sayesinde hep birlikte gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ailelerimiz çocuklarımıza evlerinizi açarak onları ailenin bir ferdi haline getirdikleri için, sımsıkı kucakladıkları çocuklarımıza aile sıcaklığını tattırdıkları için onlara teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.