DEAŞ Sanığının İlaç Verdiği İddiası
Bayrampaşa'daki bir alışveriş merkezinde, bombalı eylem hazırlığındayken yakalanan 14 sanığın yargılandığı davada, eşi olan sanık Can Yenil'in salondan çıkarılması üzerine savunma yapan sanık Sezgen Pekdemir: 'DEAŞ'lıların içerisinde binlerce ajan bulunuyor. İnsanların fikirlerini değiştirmek için görüştüğü kişilere ilaç verdiğini düşünüyorum' '(Sanık) Can'ın bir ara bir içecek hazırladığını görmüştüm. Ondan sonra kendisine bunun ne olduğunu sorduğumda 'Hiçbir şey değil.' dedi. 'İçerisine ne koyuyorsun?' diye sorduğumda, 'Bu sadece Hatice (diğer tutuklu sanık Hatice Yurdakul) için bir şey, sakinleşsin diye yapıyorum. Herhangi bir sıkıntı yapmaya gerek yok, bunlar sadece vitamin.' demişti. Bu içecek Hatice'ye verilmiş ve Hatice de içmiş. Can'ın hipnotize ile ilgili de bilgileri var ve onu tanıdıktan sonra bunu bana da uyguladığını fark ettim'
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Mücahit Şahin, Güven Güler, Ferhat Kahraman, Hatice Yurdakul, Can Yenil ve eşi Sezgen Pekdemir, başka suçtan tutuklu sanık Abdulmenaf Ubin, tutuksuz sanık Akramjon Kuziboev ile sanık avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Serdarbek Hojiev ise bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracığıyla duruşmaya bağlandı.
Tutuklu sanık Sezgen Pekdemir, sanık Can Yenil'in kendisini tehdit ettiğini, psikolojisinin bozulduğunu, korktuğunu ve bu yüzden savunma yapmak istemediğini söyleyerek Yenil'in duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti.
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, sanık Yenil'in salondan çıkarılmasına karar verdi.
Bunun üzerine savunma yapmaya başlayan sanık Pekdemir, üç çocuk annesi olduğunu, Yenil'in baskısı sebebiyle sıkıntı yaşadığını, onu çok sevdiğini fakat inanılmaz, delicesine bir hayat tarzı olduğunu anlattı.
Daha sonra Can Yenil'in durumunun düzeleceğini düşündüğünü ama şu anda bulunduğu noktaya geldiğini ifade eden Pekdemir, şunları aktardı:
"DEAŞ'lıların içerisinde binlerce ajan bulunuyor. İnsanların fikirlerini değiştirmek için görüştüğü kişilere ilaç verdiğini düşünüyorum. Can'ın bir ara bir içecek hazırladığını görmüştüm. Ondan sonra kendisine bunun ne olduğunu sorduğumda 'Hiçbir şey değil.' dedi. 'İçerisine ne koyuyorsun?' diye sorduğumda, 'Bu sadece Hatice (diğer tutuklu sanık Hatice Yurdakul) için bir şey, sakinleşsin diye yapıyorum. Herhangi bir sıkıntı yapmaya gerek yok, bunlar sadece vitamin.' demişti. Bu içecek Hatice'ye verilmiş ve Hatice de içmiş. Can'ın hipnotize ile ilgili de bilgileri var ve onu tanıdıktan sonra bunu bana da uyguladığını fark ettim. Birisiyle çok etkileyici bir şekilde konuşuyor. Öyle bir şeyle ilgili olarak kendisine sorduğumda bana böyle bir şey olmadığını söylüyordu. Yani bana öyle geliyor ki bununla ilgili bir eğitim aldığını düşünüyorum."
Sanık Hatice Yurdakul ile kendisinin hiçbir zaman sanık Can Yenil'in fikrini desteklemediklerini iddia eden Pekdemir, "Bizi sadece kullanmak, suistimal etmek istiyordu. Kan testi yapılması halinde bize ilaç verdiği anlaşılır." dedi.
Sanık Yurdakul'un avukatı İlhami Sayan'ın sorusu üzerine Pekdemir, ilaç içirildiğinden Yurdakul'un kendisinin haberinin olmadığını ileri sürdü.
Duruşmada, savunma yapan diğer sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddederek tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, 28 Ekim 2017'de Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce Bayrampaşa'da bir alışveriş merkezinin otoparkına bombalı araç ve motosiklet bırakarak uzaklaşmaya çalışırken yakalanan 2'si kadın 4 DEAŞ'lı teröristin de aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 14 şüpheliye ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda iddianame hazırlandı.
Sanıkların araçlarında yapılan operasyonda bulunan tabanca niteliğindeki iki silahın olaydan bir süre önce Güven Güler ve Abdülmenaf Ubin ve onların da irtibatlı oldukları Ferhat Kahraman ve Mustafa Eren'in temin edildiği belirtilerek, silah temini yaptığı belirlenen 4 sanığın ''izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma" suçundan cezalandırılması istenen iddianamede, Serdarbek Hojiev'in, sanıkları ve kaldıkları evi kontrol ettiği, eve giderken de diğer sanık Akramjon Kuziboev'in motosikletini aldığı belirtilerek, bu iki sanığın da "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, eylem sırasında yakalanan 4 sanığın ''Anayasa'yı ihlal'' suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve "silahlı terör örgütüne üye olma", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme'', ''ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma'', ''kasten yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması'' ve "yakıcı ve patlayıcı madde kullanarak mala zarar verme" suçlarından 19 yıldan 50'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.