İspanya Milli Takımı'nın Güney Afrika 2010'da zirveye adını yazdırması Türkiye'de de büyük yankı uyandırdı. İspanya ile ilgili haberlere gösterilen ilginin arkasında takımı çalıştıran Vicente Del Bosque'nin 2004-2005 sezonunda Beşiktaş'ta teknik direktör olarak görev yapmasının da etkisi büyük. Ancak İspanyol teknik adamın Türkiye macerası, albümündeki 'mutlu fotoğraflar' arasında yer almadı. Siyah-beyazlıların aldığı başarısız sonuçlar kendisine fatura edildi ve sezonun ilk yarısında takımla ilişiği kesildi. Türkiye'den ayrıldıktan sonra tazminat davası açtı ve sonunda 8,5 milyon euroluk yüklü bir meblağı cebine koydu.
Del Bosque'un Türkiye'de bulunduğu yıllarda 'teknik adamlığı' ve tazminat davası kadar 'Yeniköy Kasabı'na benzerliği de dillerden düşmedi. Bu ilginç benzetmenin hikayesi de kendisi kadar ilgi çekici. Olayın gelişimi, hadiseye ilk elden tanıklık eden Zaman Gazetesi'nin spor yazarlarından Ahmet Çakır'ın kaleminden şöyle:
"Del Bosque'nin Beşiktaş'ın teknik direktörü olduğu dönemde ayın en iyilerinin seçildiği bir jüri toplantısında edildi bu laf. Nevzat Demir orada konuk olarak bulunuyordu. Beşiktaş'ın da iyi gitmediği bir dönemdi... Del Bosque ile ilgili tartışmalar sırasında Nevzat Demir, "Konuyla alakasız ama sizi biraz eğlendireyim" diyerek şunu anlattı:
"Del Bosque'nin teknik adamlığı hakkında söz söylemek benim haddime değil ama eşimin onunla ilgili bir benzetmesini aktarmak istiyorum. Onun TV'deki görüntülerini izleyen eşim, 'Yahu, bu adam bizim Yeniköy Kasabı'na benziyor' dedi."
Spor basınının flaş olarak geçtiği bu benzetme, bundan sonraki zamanda Del Bosque'un lakabı olarak kullanılmaya başlandı. Ardından medya Del Bosque'un 'benzetildiği' Yeniköy kasabı Muzaffer Gören'i buldu ve konuştu. Gören, o günü, "Yeniköy'de de bir kasap olan ben vardım. Bundan sonra gelip fotoğrafımı çekip röportaj yaptılar." diye anlattı.
İspanya'ya tarihinde ilk defa Dünya Kupası'nı kazandıran Del Bosque ile 'sıfatı'nı paylaşan Muzaffer Gören, artık Yeniköy'de kasaplık yapmıyor. Şu anda bir marketler zincirinin kasap reyonunda çalışıyor. İş yerinde Cihan'ın sorularını cevaplayan Gören, İspanyol teknik adam ile ilgili yaptığı eleştirilerden dolayı pişman. Bir taraftan eleştirdiği diğer taraftan benzetildiği teknik adamın Dünya Kupası'nı eline alması onu da heyecanlandırmış. "Del Bosque'ye benzemek benim için gurur verici." diyen Gören, İspanyol teknik adamın Türkiye'ye gelmesi durumunda elini öpüp helallik dileyeceğini söyledi.
Del Bosque'ya benzemesinin bazı insanların tuhafına gittiğini, çalıştığı markette karşılaştığı bazılarının da "Senin neren Del Bosque'ye benziyor." diye takıldıklarını aktaran Muzaffer Gören, Yeniköy'deki dükkanını kapatma hikayesini şöyle özetledi:
"Del Bosque'ye benzemek bana olumlu yansımadı. Yeniköy'de kasaplık yaparken çok yüksek kesimden müşterilerim oldu. Hizmetlerimden son derece memnunlardı. Tansaş'ta da müşterilerime hizmet etmekten gurur duyuyorum. Burada, Del Bosque'ye benzetmiyorlar ama servisimden son derece memnun kalıyorlar."
Gören'e Del Bosque benzerliği spor camiasının kapılarını da açmamış. Kendisine teknik direktörlük teklifi gelmediğini, zaten yapamayacağını aktaran Muzaffer Gören, "Geldiği taktirde yaparım diyemeyeceğim, yaşım itibariyle. Mesleğimi icra etmek istiyorum. Del Bosque'un da şu andan sonra kasaplık yapması zor." ifadelerini kullandı.
Benzetme ve konunun medyaya yansımasından sonra Beşiktaş taraftarlarından tepki görmediğini belirten Gören, "Abim, eşim ve çocuklarım hepsi Beşiktaşlı. Ben ise Fenerbahçeliyim. Fenerbahçeli olmamın en büyük nedeni Rıdvan ve Cemil Turan'dır. Ben 9–10 yaşında lastik ayakkabılarla top oynadım." diye konuştu.