Demet Kutluay iftar için mutfağa girdi

Demet Kutluay, Hafta Sonu okurları için mutfağa girdi ve kendi elleriyle nefis güllaçlar hazırladı. Özenle hazırlanan iftar sofralarını, sıcak sohbetler eşliğinde içilen demli çayları, pideleri ve ağızları tatlandıran güllaçları seviyor Kutluay...

Demet Hanım, bizim için mutfağa girdiniz ve güllaç yaptınız. Bize güllaçın tarifini verebilir misiniz?

Elbette. Önce şunu söylemek isterim, ben sütlü tatlıları çok seviyorum. Ramazan ayında ise olmazsa olmazlarım arasındadır güllaç. Önce güllaçın malzemesini söyleyeyim: Bir paket güllaç, üç litre süt, 750 gram şeker, birkaç damla gül suyu (isteğe göre), 250 gram çekilmiş ceviz.
Sütlü tatlıları çok seven Demet Kutluay, o gün mutfağa girdi ve güllaç yaptı. Kutluay şu bilgileri verdi: “Sütü, şekeri ve gül suyu önemli. Süslenmesi ise mevsimine göre yapılabilir.”

Hazırlanışına gelince... Önce sütü kaynatıp şekerini aktarıyoruz. Karıştırıp şeker eridikten sonra ocağın altını kapatıyoruz. Biraz ılıdıktan sonra güllaç yapraklarını birer birer sıcak süte batırıp tepsiye diziyoruz. Paketin yarısını tepsinin tabanına dizdikten sonra da cevizi eşit bir şekilde dağıtıyoruz. Sonra kalan güllaç yapraklarını aynı şekilde süte batırarak tepsiye alıyoruz. Süslenmesi ise mevsimine göre nar, hurma, kivi ya da şekerlemeyle yapılabilir. Afiyet olsun...



Biz de ellerinize sağlık diyoruz ve hazır yiyeceklerden söz açılmışken sormak istiyoruz. İftar sofrası hazırlarken nelere dikkat edersiniz?

Ben sofrada sadeliği tercih ediyorum. Sofrayı çok fazla doldurmadan, az ve birbirleriyle uyumlu bir mönü hazırlıyorum. Sofra takımlarının rengini ise beyaz ya da kırık beyaz tercih ediyorum. Küçük vazolara çiçekler koyup masayı renklendirmeyi, peçetelikler kullanmayı, aralara antik objeler yerleştirmeyi seviyorum. Ailelerimiz geldiği zaman keyifli sohbetlerin yapılacağı güzel sofralar hazırlamak hoşuma gidiyor. Ramazan’ın en güzel yanı iftar yemekleri zaten. Evimde sık sık iftar yemekleri veriyorum. Yemeğin ardından birlikte içilen çayın, yenilen güllacın keyfi de bir başka oluyor.



İbrahim Bey yemeklerinizi nasıl bulur?

Onun damak tadı çok iyidir. O da benim gibi klasik tatları seviyor. Sosa bulanmış yiyeceklerden pek hoşlanmıyor. Türk yemeklerine bayılır, sarmalar, dolmalar, pilavlar, çorbalar... Ailelerimizle iftar sofrasını paylaşmayı ikimiz de seviyoruz. Çoluk çocuk, yeğenler, sohbet ve kahkaha sesleriyle iftar sofrası daha bir şenleniyor, güzelleşiyor.



Sizin çocukluğunuzda Ramazan ayları nasıl geçerdi?

Ramazan’ın iftarlarını, sahurlarını severdim çocukken. Ama en çok sonunda gelen bayramdı beni cezbeden. Her çocuk gibi ben de bayramı sabırsızlakla beklerdim. İbrahim ve ben, bayram gelince, çocuklarımızı da yanımıza alarak bayram ziyaretleri geleneğini sürdürüyoruz. Bayramın ilk günü annemde kahvaltı yapar, kayınvalidemde öğle yemeği yeriz. Bazen de bunun tam tersi olur. Bayramda yediğime, içtiğime hiç dikkat etmem, her şeyin en güzelini yerim.

Bizim için güllaç yaptınız ama en güzel yaptığınız yemekleri de merak ediyoruz.

Özellikle pilavı güzel yaparım. Etli sebze yemeklerinde de iyiyim. Fırında tavuk ise favori yemeklerimden birisidir. Yoğurtlu, soya soslu, zeytinyağlı olarak hazırladığım sos çok beğenilir. Fırın makarnayı da iyi yaparım. Krep yapmayı ise 13 yaşımdan beri biliyorum. Okuldan çıkar anneanneme krep yemeye giderdim. Krep yapmayı ondan öğrendim.



Güllaç için ellerinize, sohbetiniz için de ağzınıza sağlık. Teşekkür ederiz...
Ben de teşekkür ederim. Bu vesileyle herkese mutlu ve sağlıklı bir Ramazan ayı diliyorum.