Demir Açıklaması
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “21. yüzyıl belediyeciliği sosyal kalkınmanın motoru olmalıdır” dedi.
Yerel seçimler öncesi önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yusuf Demir, bu seçimlerin çok önemli olduğunu ve Türkiye’nin gelecek 30 yılını şekillendirecek bir seçim sürecinin yaşandığın vurguladı. Bu süreci idare edenlerin 21. yüzyıla damgasını vuracak yöneticileri seçtiklerinin bilincinde olması gerektiğinin altını çizen Demir, “Bu amaçla hizmete talip olanları; belediyeler, sosyal devlet, ilkesini en yakından takip eden ve uygulayan kurumlardır. Bugün belediye hizmetleri sayılırken sosyal belediyecilik çok öne çıkmıştır. Sosyal belediyecilik, belediyelere sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yüklemektedir. Bu sorumlulukların başında, işsiz ve kimsesizlere yardım yapılması, sosyal dayanışma sosyokültürel faaliyetleri organize etmek, bireysel ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan ilişkileri güçlendirmek gelmektedir” diye konuştu.
Belediyelerin, kent bilgi sistemi aracılığıyla mahallelerde yaşayan fakirlere, muhtaçlara rahatlıkla ulaşabileceğine işaret eden Prof. Dr. Yusuf Demir, “Onların sosyoekonomik durumunu yakından takip edebilir. Kış gecelerinde ev ev gezerek, vatandaşın ne yediği, ne yaktığı, gibi konularla yakından ilgilenebilir. Belediyeler bu sorunu çözemezse ekonomik sıkıntılar, sosyal çöküntüye ve psikolojik depresyonlara sebep olmaktadır. Belediyeler, bu ihtimallere karşı sosyal niteliği ön plana çıkan politikalar geliştirmelidirler. Sosyal sermaye, toplumun dokusunu bir arada tutan, adeta tutkal işlevi gören bir bağdır. Toplumdaki birlik ve beraberliği hissettiren, bu özellikleri koruyan, ortak akılla ortak amaçlar belirleyen ve bu doğrultuda sürdürülebilirlik sağlayan bir güçtür. Sosyal sermaye kent yaşamı açısından önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Yusuf Demir açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Kırsal kesim sosyal anlamda birbiri ile daha fazla ilişki içindedir. Akrabalık ve komşuluk ilişkileri burada sosyal sermayeyi olumlu etkilemektedir. Ancak kent yaşamında komşuluk hızla yok olmakta, akrabalık ilişkileri adeta tamamen silinmeye başlamıştır. Kalkınmada yaşanan dönüşüm, kalkınma unsurlarını da değiştirmiştir. İnsan beşeri sermayemizdir. Bu sermayenin geliştirilmesi, sosyal bağların geliştirilmesi ile mümkündür. Toplumsal değerlerin yaşanması, aile ve akrabalık kurumunun yaşatılması, bireyler arasından hoşgörünün artırılması, sosyal ve kültürel faaliyetlere ağırlık verilmesi sosyal sermayenin geliştirilmesi bir değerler sorunudur. Sosyal belediyelerin bu değerler sorununu çözmek için çaba harcaması bir görevden ziyade zorunluluk haline dönüşmektedir. Bu nedenle başta kendi doğup büyüdüğüm ve bu seçimde yeni büyük şehir olan Ordu ili belediyeleri olmak üzere tüm belediyeler toplumun sosyal sermayesini harekete geçirecek bir belediye anlayışını geliştirmelidir. Seçimlerde siyasi ergi oluşturanlar ve seçimi gerçekleştirenler de bu vizyon ve ufukta yöneticileri halkın karşısına çıkarmak zorundadırlar.”