Demir Ustası, Dev Silahına Patent Almak İstiyor
Kendisini 'hareketli heykel ustası' olarak tanıtan 18 yıllık demirci Zafer Erdem, yaklaşık 1,5 ayda yaptığı 100 kilogram ağırlığındaki dev silah heykeli için patent başvurusu yaptı Heykelini herkesin görebilmesi için bir müzede sergilemek isteyen Erdem: 'Silahı yapmadan önce çizdim. Orijinal silah üzerinden ölçülerini aldım. Bu yaptığım silah, 357 Magnum'un 10 katı büyüklüğünde. Her şeyi orijinaliyle birebir aynı. Namlu ucundan kabza altına kadar 3 metre ve 100 kilogram ağırlığında. Tam fonksiyonel bir düzeneği olmaz ama ses fişeği atmak için mermi düzeneği yapabilirim' 'Repertuvarımda bol miktarlı hareketli heykeller de var. İnsanların bu ilgisi beni biraz daha heyecanlandırdı. Diğer projeler daha çabuk çıkacak' 'Demir, çok sihirli bir malzeme. Mucizevi bir materyal. İstediğiniz şekle dönüştürebilirsiniz. Yeter ki onun istediği ısıyı, çekiç darbesini, merhamet duygusunu, sevgiyi, muhabbeti ona verin. O istediğiniz şekle girecektir'
Marangoz bir aileden gelen Rizeli 42 yaşındaki imam hatip lisesi mezunu Zafer Erdem, 18 yıldır demire şekil vererek hareketli heykeller yapıyor.
Beykoz'daki Galaksi Endüstriyel Tasarım ve Kinetik Heykel Atölyesi'nde 5 metre uzunluğunda tenis raketi, ağaç, masa, sehpa, metal şapka, çanta ve at başlığı da yapan Erdem, jiroskop ve rüzgar gülü de tasarlamayı hedefliyor.
Kendisini "hareketli heykel ustası" olarak tanımlayan Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadeniz insanı olarak silahlara karşı merakı bulunduğunu belirterek, küçük silah yapmak yasak olduğu için silahın heykelini yapmaya karar verdiğini söyledi.
Çalışan bir düzeneği, hareketli bir mekanizması olduğu için silah yapmayı tercih ettiğini anlatan Erdem, şöyle devam etti:
"Böyle bir şeyin ilgi çekeceğini düşündüm. Bu silahı yapmaya niyet ettiğimde dükkanımın önünde firmamın logosu olarak sergilemeyi düşündüm. Ancak tamamlayınca çok ilgi gördü. Silahı yapmadan önce çizdim. Orijinal silah üzerinden ölçülerini aldım. Bu yaptığım 357 Magnum'un 10 katı büyüklüğünde. Her şeyi orijinaliyle birebir aynı. Namlu ucundan kabza altına kadar 3 metre uzunluğunda ve 100 kilogram ağırlığında. Tam fonksiyonel bir düzeneği olmaz ama ses fişeği atmak için mermi düzeneği yapabilirim."
Erdem, şimdiye kadar yaptığı ürünlerin patentini almadığını dile getirerek, "Patent işleriyle uğraşan bir arkadaşım patent başvurusu yapmamı söyledi. Ben de bu silahın patentini almak için başvurdum." dedi.
Silahını bir müzede de sergilemek istediğini dile getiren demirci Zafer Erdem, "Bu yaptığım toplumun malıdır. Bir müzede sergilenmesine memnun olurum. Takdir edilmek insanı hoşnut eder. İnsanların gelip görebileceği, 'Böyle bir şey de yapılabilirmiş.' diyeceği en iyi ortam müzedir. Müzede sergilenmesi için hatta daha başka projeler de sunabilirim. Repertuvarımda bol miktarlı hareketli heykeller de var. İnsanların bu ilgisi beni biraz daha heyecanlandırdı. Diğer projeler daha çabuk çıkacaktır." diye konuştu.
- "Yaptıklarımı bazı insanlar anlamadı"
Zafer Erdem, 18 yıldan beri demircilik yaptığını, ürettiği şeylerin sıradan olmamasına özen gösterdiğini belirterek, "Biraz daha değişik yaparak çıtayı yükseltmek gerekir. Bu gerekçeyle hep işlerime bir şeyler kattım. Yaptıklarımı bazı insanlar anlamadı, bazılarına da ilginç geldi." dedi.
Ailesinin ve akrabalarının marangoz olduğunu, ağaca şekil verdiklerini ifade eden Erdem, ağaç kırılgan olduğu için yapılan ürünün tekrar eski haline getirilemediğini anlattı.
Herkesin içinde mutlaka bir yaratıcılık olduğunu, kendisinin ise demire şekil verdiğini vurgulayan Erdem, "Demir çok sihirli bir malzeme. Mucizevi bir materyal. İstediğiniz şekle dönüştürebilirsiniz. Yüz kere aynı şekli değiştirebilirsiniz, o size hiç isyan etmez, hep itaat eder. Yeter ki onun istediği ısıyı, çekiç darbesini, merhamet duygusunu, sevgiyi, muhabbeti ona verin. O istediğiniz şekle girecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Ürünlerinin müşterilere pahalı geldiğini belirten Zafer, "El emeğine çok değer verilmiyor. Oysa ben ona 18 yıllık tecrübemi katarak bu şekli, formu verebildim. Bu insanı çok üzüyor." dedi.
Demirci Zafer Erdem, bu tür ürünlerin yurt dışında sergilendiğini anlatarak, "Dövme ve el işçiliğiyle ilgili sergiler yapılıyor. Türkiye'de ise böyle bir şey yok. Daha çok fabrikasyon olarak üretiliyor. Ben bunu hiç istemedim. Onda ruh yok." ifadelerini kullandı.