Demirtaş’tan Açlık Grevi Açıklaması

Demirtaş’tan Açlık Grevi Açıklaması

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açlık grevleri hakkında yaptığı açıklamada, “Adalet Bakanı çaba sarf ediyor.

Çabalarını görmezlikten gelmiyoruz ama yeterli olmadığı da ortadadır. Başbakanın ve kabinenin de bir bütün olarak bu meseleye ciddi yaklaşması lazım” dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'li bazı milletvekilleri ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu kalabalık bir grup açlık grevi yapan tutuklulara destek vermek için yapılması planlanan mitingin iptal edilmesi nedeniyle Diyarbakır Valiliği önüne geldi. Valilik kapısı önünde basın açıklaması yapmak isteyen vekillere, polis izin vermedi. Basın mensuplarını valilik bahçesinden çıkartan güvenlik güçleri, gazetecilerin görüntü almasına da izin vermedi. Bir süre kapı önünde bekleyen milletvekilleri daha sonra bahçe çıkışına gelerek basın açıklaması düzenledi.

İlk olarak konuşan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, kendi öz yurtlarında, topraklarında bir parya muamelesi ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Bugün burada yaşanan görüntülerin, Esad’ın Suriye’sini aratacak bir manzara olduğunu belirten Türk, “Burada bütün bu olumsuzluklara rağmen yine aklen vicdanın öne çıkmasını istiyoruz. Bu ölüm oruçlarının kritik bir noktaya gelen ölüm oruçlarının ölümle sonuçlanmaması için çabalarımızı daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Biz bu ölümlerin önüne geçmek için gerekirse bedenimizi ölüme yatıracağız” dedi

Daha sonra konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, asıl ana gündemlerinin cezaevlerinde ölüm sınırına dayanan açlık grevleri olduğunu söyledi.

Dışarıda her gün ölümlerin, savaşların, çatışmaların yer aldığını ifade eden Demirtaş, kendilerinin bütün bu kritik sürece cevap olmak için vekiller olarak çözüm aradıklarını kaydetti.

Açlık grevleri ölümle sonuçlanmadan çözüm bulması için, bir müzakere kanalı açılması için, Kürt sorununda demokratik, barışçıl diyalog yol yöntemlerinin devreye girebilmesi, şu saatten itibaren herkesin çok daha çaba sarf etmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, “Bir defa bu kadar gerilimli ortama sıkı yönetim olağanüstü hal darbe görüntülerine rağmen biz sağduyuyu elden bırakmamaya gayret ediyoruz. Çünkü bizim insanları kaybetme gibi bir lüksümüz olamaz. İnsan canından daha kutsal bir emanet daha olamaz. Kimliği ne olursa osun, düşüncesi ne olursa olsun, üniforması ne olursa olsun, içeride olsun dışarıda olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler Kürt siyasetçileri olarak atılacak her doğru adımı canı gönülden destekleyeceğiz. Ve bizlerde bu adımlara karşı pozitif adımlar atacağız. Cezaevlerinde açlık grevine giren arkadaşlarımızda inanıyorum ki siyasetçilerin atacağı bu olumlu adımları görecek ve değerlendireceklerdir. Ve buna göre belki yeni bir karar vereceklerdir. O yüzden bu saatlerde, bu dakikada herkesten beklentimiz çözüme endekslenmeli, çözüme yoğunlaşılmasıdır” diye konuştu.

“ORTADA BİR ŞOV YA DA ALDATMACA YOK” Açlık grevindekilerin talepleri konusunda hükümetin daha esnek olması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, söz konusu taleplerin yasa dışı, hukuk dışı talepler olmadığını belirtti.

Bu taleplerin hayata geçirilme yolları ve formüllerinin de bulunduğunu aktaran Demirtaş, “Bu yolları ve formülleri hep birlikte tartışabiliriz. Hangi zamanda hangi adımları birlikte nasıl atabileceğimizi kararlaştırabiliriz. Ama her şeyden önce açlık grevlerine yaklaşımı ile ilgili Başbakanın dilinin üslubunun değişmesi lazım. Ortada bir şov yok. Ortada bir aldatmaca yok. İnsan hayatı var mesele insan hayatı ise herkesin daha dikkatli konuşması lazım. BDP’nin bu çabalarını göz ardı eden bir yerden bakılmaması lazım. Biz şunun farkındayız demokratik siyasetin yol ve yöntemleri açık oldukça bu kanallar güçlendikçe ölümleri durdurmak daha mümkün olacaktır. Biz bu kanalları daha da açmaya çalışıyoruz. Hükümetin de böylesi bir yerde durması lazım. Biz özellikle Başbakan’ın şantaj yaklaşımını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ortada da böyle bir sorun yok. Ortada yüz yıllık dev bir sorun var. Ve bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandığı için bütün bu gerilim, çatışmalar, ölümler yaşanıyor. Bu ölümleri durdurabilmenin en etkili yolu da tıkanmış olan müzakerelerin yeniden başlayabileceği zemini oluşturmaktır. Cezaevlerinde açlık grevi yapan arkadaşlarımız da siyasetçidir. Bu kadar ciddi bir akar almışlarsa, bu kadar kendini feda edebilecek bir noktaya gelmişse herkesin o insanları bu noktaya getiren insanların bir kaz daha düşünmesi lazım. Bütün halkımızı açlık grevcilerinin etrafında daha güçlü bir şekilde kenetlenmeye çağırıyorum. Ölümleri durdurabilmemizin etkili yollarından biri bu olacaktır” şeklinde konuştu.

Adalet Bakanı ile görüşmelerine de değinen Demirtaş, şöyle devam etti: “Adalet Bakanı çaba sarf ediyor. Çabalarını görmezlikten gelmiyoruz ama yeterli olmadığı da ortadadır. Başbakanın ve kabininde bir bütün olarak bu meseleye ciddi yaklaşması lazım. Bizlerde dahil hiç birimizi bu meseleye bir siyasi istismar meselesi olarak yaklaşmadık. Ortada siyasi bir sorun var ve siyasetçilerin ortaya koyduğu bir direniş var. Cezaevlerindeki insanlar siyasetçidir. Hepsi aklı başında iradesi olan, haksız yere tutuklanmış insanlardır, yargılanmadan içeride bekleyen insanlardır. Yada ağır cezalara çarptırılmış siyasetçilerdir. Bugün Diyarbakır’da mitingimiz yapabilseydik belki de çözüme dair çok daha güçlü mesajlar verebilirdik. Ama bu engellendi diye bundan da vazgeçecek değiliz. Biz her saat, her dakika bu çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. İçeride ve dışarıda ölümleri durdurmaya kararlıyız. Siyasetle bunu yapmaya kararlıyız. Siyasetçinin işi siyasetse bizde bunu her türlü meşru yol ve yöntemlerle yapıyoruz ve yapmaya da devam ediyoruz. Mesajlarımızın da hükümet tarafından doğru algılanmasını istiyoruz. Ortada bir pazarlık mevzu bahsi olacak mesele yok. Can var ortada can üzerinden pazarlık olmaz. Ve bu insanlar pazarlık yapmak için bedenlerini ölüme yatırmadılar. Hukuksuzluklara, adaletsizliklere dikkat çekmek istiyorlar. Bunun düzelmesi için bu hukuksuzlukların giderilmesi için adım atılmasını istiyorlar. Ve bu adımları atma konusunda daha cesur olacak bir hükümete bizlerde siyasetçiler olarak yardımcı ve destek olamaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Bu görüntüler Türkiye’nin hiçbir yerinde oluşsun istemiyoruz. Bu da ancak kalıcı bir barışla mümkün olur. Türkiye bir polis devletine dönmüştür doğrudur. Bunu yapan hükümet seçtiği yol ve yöntem nedeniyle meseleyi buraya getirmiştir. Bu yol ve yöntemlerden vazgeçilmesini biz tavsiye ediyoruz. Doğru bir yöntem değildir. İnsanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade etmelidir. Mitinglerini, yürüyüşlerini rahatlıkla yapabilmelidir. Demokratik siyaset kanallarının duygusunu, hissini topluma, halka ne kadar fazla verebilirsek sorunu çözme konusunda o kadar mesafe kat edebiliriz diye düşünüyorum. Bizlerde arkadaşlarımızla birlikte değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Açlık grevlerinin bir an önce sonlandırılması için en azından makul bir karşılık bulması için çabalarımızı en üst düzeyde sürdürmeye devam ediyoruz. Ne gerekiyorsa bu konuda bizler kesinlikle yapmaktan geri durmayacağız. Biz içeride ölüm olmasını asla izin vermeyeceğiz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile