Demirtaş'tan Başbakan Erdoğan'a Cevap

Demirtaş'tan Başbakan Erdoğan'a Cevap

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın demokratik özerklik konusunda Mehmet Akif Ersoy'dan verdiği örneklere, Erdoğan'a 1993 yılında Metin Sever ve Cem Dizdar'ın '2

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın demokratik özerklik konusunda Mehmet Akif Ersoy'dan verdiği örneklere, Erdoğan'a 1993 yılında Metin Sever ve Cem Dizdar'ın '2. Cumhuriyet Tartışmaları' adlı kitabında yer alan kendi röportajı ile gönderme yaptı. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın röportajında, 'Kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz dediklerinde ne yapacaksınız?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdiğini aktardı: " 'Osmanlı eyaletler sistemi
birşeyler yapılabilir demiş. Nerden nereye? Tezgah ha? Memleket üzerinde ameliyat ha? Bu ne peki?" dedi.
Demirtaş, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada son günlerde yaşanan gelişmeleri ve Başbakan Erdoğan'ın 2011 Yılı Bütçe kapanışı konuşmasını değerlendirdi. Demirtaş, İstanbul'da cem evine yönelik gerçekleşen saldırıyı çok açık bir dille kınadıklarını belirterek, bütün alevilere geçmiş olsun dileklerini iletti. Partisi içinde en fazla alevi vatandaşı barındıran ve Diyarbakır da da bir cemevinin temelini atan BDP'nin söz konusu saldırı ile ilişkili olduğunu ifade etmenin bile kendileri
açısından hakaret olduğunu söyledi.
DİSK Genel Başkanına ve yöneticilerine yönelik saldırıyı da kınadıklarını belirten Demirtaş, şöyle konuştu: "Öğrencilere yönelik orantısız güçle gündeme gelen bu müdahalelerin sendikal alana yönelik olarak devam ediyor olmasını da iktidar elindeki kolluk gücünü kendisine yönelik en ufak bir harekete karşı kullanmaktan vazgeçmiyor. Bu saldırıyı da kınıyor ve DİSK'li arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum"
2011 yılı bütçesi konusunda da değerlendirmede bulunan Demirtaş, partisinin milletvekillerinin bütçe faaliyetleri sırasındaki çarpıklaşmaları ortaya koyduklarını söyledi. Demirtaş, konuşmasında, "Bütçe görüşmelerinde ortaya çıktı ki AKP'nin 2011 yılında tek bir demokratik projesi yoktur. Bütçenin paylaşımı, rakamlar gösteriyor ki aynı AKP 2011 yılında da devam edecek. Bu bütçe görüşmelerinde yine ortaya çıkan önemli bir konu bölgeler arası gelişmişlik farklarının nerelere vardığı bölge içi gelişmişlik
farklarının nereye vardığı ortaya çıktı. Güneydoğu'da evler, haneler eğitim hizmetlerine ancak yüzde 1.1'lik bir oran ayırabiliyorlar. Sınıf mevcutları 80-90'a varıyor, tuvaleti olmayan okullar var. Bu şartlarda iki dilde eğitim olsa ne olur, olmasa ne olur. Sayın Başbakan ve Sayın Milli Eğitim Bakanı ile birlikte buyrun gidelim. Karadeniz de, İç Anadolu da o okullardan bulacağız. Her bir okulu yapmanız ve tamir ettirmeniz için uçurduğunuz bir F-16'yı uçurmaktan vazgeçseniz yeterlidir. Bırakın bombayı,
silahına harcadığınız parayı uçağın benzinine harcadığnız parayı okullara harcasanız bu sorun biter. Türkiye'de kaynak sorunu yoktur"
Demirtaş, ekonomik tablonun ancak özerklik ile çözülebileceğini belirterek, her yere kendi kaynaklarını TBMM'nin koordinesinde verilerek herşeyin çözülebileceğini savundu. Demirtaş, demokratik özerklik sisteminin aynı zamanda işsizliğe de çare olduğunu söyledi.
İKİ DİL TARTIŞMASI
Demirtaş, dertlerinin ülkede kaos, gerilim ve çatışma çıkarmak olmadığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bir halk inkar edilmiş dili yasaklanmış. 87 yıldır nefes aldırılmıyor. Biz iki dilde çözelim diyoruz başka biri hayır öyle çözmeyelim şöyle çözelim diyebilir. Ama tehditlerle boyun eğdirmeye çalışarak bu işleri götüremezsiniz artık geçti o dönemler. Ben bir muhalefet partisinin eş genel başkanı olarak hükümetin maskesinin bu şekilde düşmesini istemezdim. İsterdim ki hükümet bu konuda
tartışmanın önünü açsın. Ama hükümetin böyle bir derdi yok. Peki kürtler ne yapacak? Taş atmak, slogan atmak yasak, yürüyüş yapmak, dağa çıkmak yasak. Biri de çıksın bize desin o halde ne yapalım? O çok akıllılar ne yapacağımızı da bize söylesin. Tek bir yol, yöntem bırakmadan bir halkın sorununu çözmesini nasıl beklersiniz. Başbakan bugüne kadar ne yaptı? Sanatçılarla, sporcularla, rektörlerle bir araya geldi. Sorunu yaşayan çözüm getiriyor ama yaklaşıma bak. Yok çirkin tezgah yok provokasyon yok
bilmem ne? Bu toplantılar ne peki? Sporculara, kadınlara ne anlatıyorsunuz peki? Ben iddia ediyorum ben bu ülkeye canımı veririm sen neyini verirsin Sayın Başbakan?"
Bu meselenin Türkiye'nin en çok gündemini meşgul etmiş en ciddi meselesi olduğunu anlatan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu meseleyi konuşacağız diyorsunuz, konuşunca kıyamet koparıyorsunuz. Türkiye'nin bu yaklaşımla bir tek santim yol alması mümkün değildir?"
Ana dilde eğitim yapılmasının ülkeyi böler diyenlerin bulunduğunu belirten Demirtaş, bu konuda dünyada böyle bir örnek bulunmadığını söyledi. Dil bölmez ülkeyi, ana dilin kardeşliği pekiştireceğini ifade eden Demirtaş, "Halk istemiyor yok siz böleceksiniz. Birşeyi kırk defa söylersen neredeyse olacak. Halk kendi ana diliyle her yerde yaşamak istiyor. İstanbul'da da her yerde de kullanmak istiyor" dedi.
AKİF'TEN DEĞİL BAŞBAKAN'IN KENDİSİNDEN ÖRNEK VERECEĞİM
Başbakan Erdoğan'ın özerlik konusunun çirkin bir tezgah olduğu yönündeki sözleriyle ilgili olarak ise Demirtaş, bunun üç yıl önceki bir proje olduğunu söyledi.
Bir siyasi partinin projesinin tezgah olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Başbakan Mehmet Akif'ten örnekler veriyor. Ben Mehmet Akif'e gitmeyeceğim. Ben Recep Tayyip Erdoğan'dan örnek vereceğim. Öyle çok uzak da değil. 1993 yılında 2. Cumhuriyet Tartışmaları adlı kitaptan. Metin Sever, Cem Dizdar yazmışlar o zaman Tayyip Erdoğan'la da röportaj yapmışlar. Ülke içinde yaşayan bazı gruplar milli yapı içinde kalmak istemezse ne yapacaksınız demişler. O zaman
Başbakan değil, onun kararını yine halk verecek demiş. Örneğin, kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilirler. Cevap, bu durumda Osmanlı Eyaletler sistemi benzeri birşeyler yapılabilir demiş. Nereden nereye? Tezgah ha? Memleket üzerinde ameliyat ha? Bu ne peki? Basbayağı bir çözüm önerisi. 1993 yılında söylemişsin işte. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. 93 yılında ki Recep Tayyip Erdoğan'ı kutluyoruz. Cesaret etmiş söylemiş, tabi o gün Başbakan değildi"
SEN ÜLKENİN ORGANLARINI SATTIN
Demirtaş, seçim barajı ile ilgili olarak da şunları söyledi: "O barajı bir düşür bakalım neler olacak o zaman gör. Bu sadece BDP'nin sorunu değil ki 23 tane partinin sorunu. Bu seçim barajı ile ortaya çıkacak sonuç anti demokratik bir sonuç olacaktr. Ülkeyi ameliyat ettirmem diyen Başbakan ülkenin 54 milyon 499 bin metrekare arazisini yabancılara satmış. Biz kendi ülkemizde yerinden yönetim dediğimiz de ben buna izin vermem diyor. Ülkenin çeyreğini parayla satmışsın ameliyat budur işte. Erdemir, Türk
Telekom'u satmışsın bu ameliyat değil ülkede hepsini de yabancılara satmışsın. Sen ameliyatı yapmışsın üstelik organları satmışsın."
(DUY-HO-Y)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile