Uçan Süpürge Derneği'nin düzenlediği "Demokraside Kadın İzleri" konulu projenin atölye çalışmasında konuşan Güvel, CHP'nin tüzüğünde yüzde 25'lik kadın kotası olduğunu ancak uygulamaya geçilemediğini vurguladı. CHP'nin kadınların siyasi alanda eşit fırsatlara sahip olması konusunda yeterli katkıyı veremediğini ancak yeni bir sayfa açıldığını belirten Güvel, "Artık daha katılımcı, kadınlarımızın daha aktif politika yaptıkları bir parti haline geleceğiz. Şuna samimiyetle inanıyoruz ki kadınsız bir
demokrasi mümkün değildir. Şu an parlamentoda kadın milletvekili oranı yüzde 8,4'tür. Bu oran kadına seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülkelerden birisi olduğumuz düşünüldüğünde hakikaten çok utanç vericidir. Ancak bu konuda siyasilere görev düştüğü kadar kadın örgütleri başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerine de görev düştüğüne inanmaktayım. Örgütlü olmak, baskı gücü oluşturmak bu sorunun algılamasını değiştirecektir. Sorunun çözümüne ciddi katkı sağlayacaktır" dedi.
Kadınların siyasi alanda, parti örgütlerinde ama daha çok CHP içinde yer almasını gönülden istediğini dile getiren Güvel, "Emin olun kadınlar olduğu zaman siyasetin düzeyi ciddi biçimde artmakta, daha çok çözüme yönelik politikalar üretilmekte. Gelin beraber politika üretelim. Sorunları paylaştığımız gibi siyaset alanını da paylaşalım. Kadınlarımızın siyasi yaşama katılmalarının önünde engel vardır. Ancak, toplumsal yaşama katılmalarının önünde de, ekonomik yaşama katılımlarının önünde de engeller
vardır" diye konuştu.
"ÖRGÜTLÜ GÜÇ ETKİLİ OLUR"
Kadınların iş gücüne katılımının geçen yıllar süresince giderek gerilediğini kaydeden Güvel, şunları söyledi: "2010 yılında işgücüne katılım oranı yüzde 24'e kadar düşmüştür. Bu durumu yaşanan krizle açıklamak yetersiz kalmaktadır. Ekonomik krizden önce de kadınlarımızın istihdama katılım oranları oldukça düşük seyretmekteydi. Kadınlarımızın yalnızca ekonomik katılım ve istihdam sorunu yoktur. Aile içi şiddet, cinsel şiddet, toplumsal baskıya maruz kalmak, medyada kadın algısı, demokratik katılım gibi
oldukça sorunlu alanlar bulunmaktadır. Ancak bütün bu sorunlar bir kenara bırakılıp kadınların tek sorunu türbanmış gibi bir algı yaratmak yanlıştır. Eğer tek sorun alanı olarak türban gündemde tutulursa sorun olan diğer alanlarda çözüm arayışı azalmaktadır. Oysa çalışan kadınlarımızın iş yerlerinde işe alım süreçlerinden başlayarak karşılaştıkları ciddi sorunlar bulunmaktadır. Herhangi bir kriz döneminde işten ilk çıkarılanlar kadınlar olmaktadır. Çoğu sigortasız ve kötü koşullarda çalışmaktadır. Öte
yandan aile içi ve toplumsal şiddet konusunda kadınlarımız çocuk yaşlarından itibaren kurban olmaktadır. Kadına yönelik şiddete karşı yaptırımlar yetersizdir. Toplumsal yaşamın her alanında eşit haklar ve eşit fırsatlar sağlanmadan demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Kadınlar özgürleşmeden toplumun özgürleşmesi olası değildir. Çözüm öncelikle tüm uluslararası yükümlülüklerimizi yerine getirmekle, kadınlarımızın ekonomik hayata katılmalarının önündeki engelleri
kaldırmakla, hem sivil toplumda hem siyasi alanda örgütlü olmalarıyla, sanattan iş hayatına, eğitimden yönetime her alanda güçlerini ortaya koymalarıyla mümkün olacaktır. Gerçekçi bakılacak olursa, ülkedeki haklar ve özgürlükler alanında dezavantajlı olup elinde bulunan baskı oluşturma gücünü en az kullanan kesim kadınlarımızdır. Bu güç ne kadar örgütlü kullanılırsa o kadar etkili olacaktır."
'Demokraside Kadın İzleri'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Hulusi Güvel, kadınların siyasi sürece katılımı konusunda herkesin ama öncelikle siyasi oluşumların sınıfta kaldığını söyledi.