Deniz Kaplumbağalarının Yuvalama Alanları "Sos" Veriyor

ADANA - ALİ GÜRELİ - Nesli tehlike altında olan deniz kaplumbağalarının Akdeniz'deki yuvalama kumsallarının 1980'lerden beri iyi planlanmamış turizm yatırımları, konutlaşma, endüstri yatırımları ve kaçak kum alımı başta olmak üzere aşırı insan kullanımı nedeniyle baskı altında olduğu bildirildi.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 100 milyon yıldan fazla süredir okyanus ve denizlerde kilometreler kat eden deniz kaplumbağalarının, deniz ve kıyı ekosistemlerinin sağlığı açısından vazgeçilmez ve tamamlayıcı bir role sahip olduğunu söyledi.

Bugün dünya denizlerinde yaşayan 7 deniz kaplumbağası türünden yeşil deniz kaplumbağası ve iribaş deniz kaplumbağasının Akdeniz'de yuvalayan türler olduğunu bildiren Baştak, bunların erkek bireylerinin deniz dışına hiç çıkmadığını, dişilerin ise sadece yumurta bırakmak için kumsallara geldiğini ifade etti.

Baştak, deniz kaplumbağalarının ana besin kaynağının deniz çayırları, denizanaları, süngerler, yumuşak mercanlar, yengeç, mürekkep balığı ve türlerine göre bazı balıklar olduğunu belirtti.

Deniz kaplumbağalarının geç ergenliğe ulaşması ve yumurtadan çıkan yavruların karşı karşıya olduğu doğal tehditler göz önünde bulundurulduğunda her bin yumurtadan çıkan yavrulardan sadece birinin yetişkinliğe ulaşabildiğini vurgulayan Baştak, bu nedenle yuvalama alanlarının korunmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.

Baştak, iyi planlanmamış konut ve otel gibi yapılaşmalar, kumsallardan kontrolsüz kum çıkarılmasının hala sürdüğüne dikkati çekerek, her geçen gün gelişen balıkçılık endüstrisinin de özellikle son 30 yıldır deniz kaplumbağalarının denizdeki yaşamlarını olumsuz yönde etkilemeye başlağını aktardı.

Bütün bu olumsuz etkilerin karşısında, Türkiye'nin Akdeniz kıyılarının nesli küresel ölçekte tehlike altında olan deniz kaplumbağaları için önemli yuvalama kumsallarına sahip olduğunu anlatan Baştak, şöyle konuştu:

''Özellikle son 25 yıldır, bu alanlarda yürütülen çalışmalar sonucunda deniz kaplumbağaları, doğa koruma çalışmalarında bayrak türlerden biri olarak ülke gündeminde yer alıyor. Türkiye, deniz kaplumbağaları ve yaşam alanlarının korunmasına yönelik Bern, Barcelona ve Biyolojik Çeşitlilik sözleşmeleri gibi uluslararası anlaşmalara taraf olmuş ve hem tür hem de yaşam alanlarının korunmasına yönelik ulusal mevzuatlar geliştirilmiştir. Ancak, Türkiye'nin Akdeniz kıyısında deniz kaplumbağalarına yönelik tehditlerin başında gelen, yuvalama kumsallarının ikincil konutlar, oteller, kum çıkarımı gibi insan kullanımına iyi planlanmamış ve yer yer kontrolsüz bir şekilde açılması hala sürmektedir.''

-Yuvalama alanları adım adım incelendi

2003 yılında yapılan araştırmaya göre yuvalama kumsallarının yüzde 64'ünün kötü durumda olduğunu ortaya koyduklarını aktaran Baştak, bu yıl Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsallarının Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi Projesi kapsamında bu çalışmayı tekrarladıklarını, WWF-Türkiye koordinasyonunda Dokuz Eylül, Adnan Menderes ve İçel üniversitelerinden uzmanlar, gönüllüler, yerel yönetimler ve yerel sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla yuvalama alanlarının incelendiğini hatırlattı.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın Küçük Destek Programı desteğiyle yürütülen projeyle alan çalışmalarından elde edilen bulguların ilgili platformlarda gündeme getirilmesi ve alanlarda karşılaşılan problemlere çözüm önerileri üretilmesine katkıda bulunulmasının amaçlandığını belirten Baştak, şöyle devam etti:

''Alan çalışmasında, 12 Haziran-5 Temmuz döneminde Ekincik'ten Samandağ'a kadar yaklaşık 300 kilometre uzunluğundaki deniz kaplumbağası yuvalama alanları adım adım yürünerek, kumsalların güncel durumları ve alanlara yönelik tehditlerin boyutları değerlendirildi. Çalışma sonucunda hazırlanacak raporda, Türkiye'deki deniz kaplumbağası yuvalama kumsallarının güncel durumları ve karşı karşıya olduğu tehditler ortaya konulacak. Alan çalışmasındaki gözlemler, Fethiye-Çalış'ta adım atacak boş bir alanın kalmadığını, Demre-Sülüklü Kumsalı'nın hemen bitiminde marina yapımına başlandığını, Antalya merkezden batıya doğru kıyıların dolmaya başladığını ve adım adım Çıralı'ya yaklaştığını, Tekirova'nın gece ışıl ışıl aydınlatıldığını, Belek'teki otel ağının sayısının 80'e ulaştığını, Anamur kumsalından kaçak kum alındığını, İçel Kazanlı kumsalında, Kazanlı Lisesi ve Soda Sanayi arasında olması gereken kumsal bölümünün kaybolduğunu, Yumurtalık Sugözü kumsalının sanayi tesisleri ile kaplandığını, Hatay Samandağ kumsalında kıyı erozyonuna karşı yıllardır önlem alınmamış olduğunu gösteriyor. 2003 ve 2013 yıllarının sonuçlarını karşılaştırmalı olarak ortaya koyacak rapor ise kasım ayında tamamlanacak.''

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile