Tuzla Tersaneler bölgesindeki "Deniz Kirliliğine Müdahale Tatbikatı" öncesi konuşan Bayraktar, Marmara Denizi'nin, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının dünyada son derece önemli olduğunu, özellikle İstanbul Boğazı'nın şehri ikiye ayıran, Avrupa ve Asya'yı birbirinden ayıran, deniz trafiği son derece yoğun olan kanal niteliğinde bir açık deniz olduğunu anlattı.
Bu gibi tatbikatların, hem bilinçlenmeye hem de olası kazaların minimize edilmesine, kazalar sırasında acil müdalenin nasıl yapılacağı konusunda daha bilinçli olunmasına çok ciddi katkı sağlayacağını ifade eden Bayraktar, petrol döküntüleri ve yağların denize boca edilmesini engellemeye yönelik çalışmaları bulunduğunu söyledi.
Bayraktar, dünyanın geliştiğini, 1970'li yıllardan itibaren duyarlılığın artığını ve bu tip organizasyonlar yapıldığını, birliklerin, şirketlerin, kurum ve kuruluşların kurulduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"İstanbul Boğazı'ndan 1936 Montrö Antlaşması yapıldığı tarihlerde yılda ortalama 4 bin 500 gemi geçerken, şimdi yılda 50 bin civarında gemi geçmektedir. Boğaz'dan 350 metreye varan boylarda gemiler geçmekte. Bu bakımdan çok daha ciddiyet gerekiyor. Aynı şekilde İstanbul ve etrafındaki illerden karşıdan karşıya geçişte de günde yaklaşık 1 milyonluk bir sirkülasyon var. Çok yoğun bir trafik var. Hem atıklar hem de denizlerin temizlenmesi bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak çok ciddi çalışma içerisindeyiz. Sadece İstanbul Boğazı'nda değil, 8 bin kilometreyi aşan kıyılarımızda deniz kirliliğini ölçüm noktalarımız var. Bunlar tüm Türkiye genelinde 150'ye yaklaştı. Çok titiz bir şekilde deniz sularımızdan numune almak suretiyle bu kirliliği periyodlar halinde kontrol ediyoruz."
Gemilerin online olarak atık konusundaki takiplerinin yapıldığını ve ceza uygulandığını ifade eden Bayraktar, deniz kirliliğine sebebiyet veren durumların ciddi şekilde denetlendiğini söyledi.
Bakan Bayraktar, denetimlerin ve bilinçlendirme çalışmalarının sivil toplum kuruluşları, gemi sanayi kuruluşları ve denizcilik kuruluşlarıyla ortaklaşa devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde, yüksek trafik yoğunluğu, tehlikeli yük taşımacılığı, artan gemi boyları, karmaşık trafik yapısı, güç hava, deniz, akıntı ve iklim şartları, hassas çevre koşulları, mahalli tehlikeler, gemi trafiğini etkileyen diğer denizcilik faaliyetleri, artış gösteren deniz kazaları ve gemilerin ilerlemesini kısıtlayan dar su geçitleri gibi hususlar nedeniyle İstanbul Boğazı dünyanın diğer boğazlarına, kıyı ve iç sularına göre; kaza riski daha yüksek bir boğazdır. Bildiğiniz gibi bu nedenlerle geçmişte Boğaz'da önemli deniz kazaları meydana gelmiş, can ve mal kaybının yanı sıra çok ciddi çevre kirliliğine neden olan kazalar da olmuştur. Denizlerimizde meydana gelen bu olaylar yasal düzenleme yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Deniz emniyetinin sağlanması ve deniz kirliliğinin önlenmesi gayesiyle geliştirilen mevzuata göre, deniz emniyetinin sağlanması, deniz ve deniz çevresinin korunması, bu yönde gerekli tüm tedbirlerin alınması, meydana gelen her türlü kirlilik olayında kirliliğe müdahale, kirliliğin temizlenmesi ve kirlenen alanların rehabilitasyonu, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası, bölgesel ve ikili sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi, kıyı tesisleri arasında ekipmanların standart hale getirilmesi, kıyı tesislerinde ve acil müdahale firmalarında çalışan personelin gerekli eğitimleri alması, acil müdahale planlarının uygulanması, kirliliğe hazırlıklı olma, kirliliğe müdahale, zararların tazmini ve mali sorumluluk garantilerinin bildirimi gibi konular, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın görev ve sorumluluklarındadır ve ortak çalışma yapması gereken konulardır."
-"Tatbikatları geliştirerek devam ettireceğiz"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, bakanlıklarının en önemli görevlerinden birisinin de denetim olduğunu anlattı.
Bakanlıkça acil müdahale planı hazırlaması gereken 230 kıyı tesisi belirlendiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Sınırları içerisinde kıyı tesisi bulunan il müdürlüklerimizin denetim personeline konuya ilişkin eğitimler verilmiştir. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile birlikte yürütülen 'Ulusal ve Bölgesel Acil Müdahale Planları Projesi' çerçevesinde 6 bölgesel, 1 ulusal Acil Müdahale Planı hazırlanmıştır. Acil müdahale planları hazırlanan kıyı tesislerine yönelik denetim çalışmaları ülkemizde limancılık faaliyetlerinin önemli bir yere sahip olan, İzmit Körfezi Liman Bölgesi'nde 6 kıyı tesisinin denetimi ile başlatılmıştır. Kıyı tesisleri ilgili mevzuat kapsamında acil müdahale konusunda imkan ve kabiliyetlerimizi geliştirmek, tüm katılımcıların araç, gereç ve ekipman kullanım becerilerini arttırmak gayesiyle yılda iki kez tatbikat gerçekleştirmekle yükümlüyüz. Bu tatbikatları bundan sonra daha kapsamlı, geliştirerek devam ettireceğiz. Bu bakımdan, muhtemel tehlikeler karşısında mevcut durumumuzu gözden geçirme fırsatı da buluyoruz. Buranın imar planına ilişkin çalışmaların son aşamasına gelinmiştir. Şu anda evrakları bakanlığımızdadır. Devlet ve hükümet bu bilinç içerisindeyiz. Bu yardımları karşılıklı görüşmek suretiyle yapmaktayız."
-"Temiz deniz ilkesiyle bu çalışmalarımızı yürüteceğiz"
Erdoğan Bayraktar, diğer konularda da Uluştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ve özel sektörle birlikte gerekeni karşılıklı anlayış ve yardımlaşma içerisinde yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Gerçekten döviz girdisi sağlayan bir sektör. Hedeflerimiz doğrultusunda, Türkiye'nin kuruluşunun 100. yılında, ülkemizi, vatanımızı dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına koymak durumundayız. Bunun için deniz taşımacılğı, gemicilik sektörü önemli bir sektör. Türkiye'de artık çok kaliteli gemiler de yapılıyor. Deniz taşımacılığında önemli bir yere sahibiz. Çevre hassasiyetini öne alarak, denizlerimizin temizliğine önem vererek, temiz deniz ilkesiyle bu çalışmalarımızı yürüteceğiz. Şu anda çok şükür ki, dünyada mavi bayrak konusunda da 3. konuma yükseldik. Denizlerimiz 10 yıl öncesine göre çok daha temiz. Bu temizliğe daha fazla dikkat edeceğiz. Gemilerimizden atık salınımını engellemek, kıyılarımızı temizlemek için yine atık sularımızın denize ulaştığı zaman mutlaka arıtılarak denizlerimize ulaşması noktasındaki çalışmalarımız çok daha titiz şekilde devam ediyor."
Atık suların arıtılması konusunda çalışmalara değinen Bayraktar, atık su arıtma tesislerinin elektrik giderlerinin yüzde 50'sini hibe olarak karşıladıklarını, bu tesisleri yapan kuruluşlara her türlü maddi desteği verdiklerini anlattı.
Konuşmasının ardından Bakan Bayraktar'ın startını verdiği tatbikatta, çarpışan iki gemide yangın çıktı. Yangının ekiplerce söndürülmesinin ardından kirlilik ölçümü yapılarak, denize dökülen yakıt temizlendi. Tatbikatta ayrıca yaralanan gemi personellerinin de ambulaslara getirilerek, ilk müdahaleleri yapıldı.
"Deniz Kirliliğine Müdahale Tatbikatı"
İSTANBUL - Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, hem atıklar hem de denizlerin temizlenmesi bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak çok ciddi çalışma içerisinde olduklarını bildirdi.