Denizde Boğulan Mültecilerin Kaldığı Otel Mühürlendi

Mülteci istilasına uğrayan ve bölgede insan ticaretinin pazar haline dönüştürüldüğünü öne süreren bölge esnafı ve muhtarlar, yaşanan üzücü olayda tüm yetkililerin vebalinin bulunduğunu belirtti.

İzmir'in Menderes ilçesi Ahmetbeyli köyü Baradan Koyu'ndan Yunanistan’a kaçmak isterken bindikleri teknenin batması sonucu yaşamlarını yitiren mültecilerden bazılarının İzmir’de kaldıkları otelin yetkililer tarafından mühürlendiği tespit edildi. Genellikle İzmir’in Konak ilçesi Basmane semtinde konuşlanan mültecilerin düşük meblağ karşılığında günlük ya da haftalık olarak kaldıkları otellerden toplu halde çıkış yaparak yasa dışı yolla yurt dışına kaçtıkları öğrenildi. Bölgedeki esnaf ve muhtarlar, semtte insan ticaretinin pazar haline dönüştürüldüğünü yetkililere defalarca yazı gönderdiklerini ancak herhangi bir çözüm bulunamadığını belirtti.

KAÇMAK İÇİN PASAPORTLARINI TESLİM EDİYORLAR

Konak’a bağlı tarihi Basmane semtinde oteller sokağı olarak bilinen bölgede 1989 yılından bu yana büfecilik yaparak geçimini sağlayan ve adının açıklanmasını istemeyen bir esnaf, mültecilerin pasaportlu giriş yaptıklarını ancak yasa dışı yolla kaçmak için yüksek miktarlarda ücret ödediklerini belirtti.

89 yılından beri büfe çalıştıran esnaf, şöyle konuştu: "Onlar girişlerini pasaportla yapıyor ama kaçmak isterken pasaportlarını onları götüren kişilere teslim ediyorlar. Geldiklerinde ceplerinde para ile geliyorlar sonra da kendilerini götürmek isteyenlere yüksek para ödüyorlar” Konak Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ahmet Yılmaz ise bölgenin uzun yıllardır yabancı uyruklu insanlar tarafından adeta istila edildiğini sorunu valilik, emniyet ve büyükşehir belediyesine yazılı ilettiklerini ancak çabaların sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Bölgenin toplama kampı fotoğrafını verdiğini dile getiren Mahalle Muhtarı Yılmaz; şöyle konuştu:

“Burada bir pazar oluşturulmuş vaziyette. Biz onları misafir olarak kabul ettik ama buradaki esnaf arkadaşların bazıları onlara müşteri gözüyle bakıp bu işin ticari yönünü değerlendirerek pazarlığını yaptı.Biz Basmane’de bitti sanmıştık ama Ahmetlibey’de meydana gelen üzücü olay, demek ki başka noktalarda da bu zihniyetin devam ettiğini göstermiş. Burada insanları ticari ahlakın dışında görmek gerekiyor bu da teknecinin teknesinden vazgeçmesi, kıyı şeridinde güvenlik sağlanması ve buradaki otelci ve işletme sahiplerinin buradaki pazar anlayışı zihniyetinden çıkılması idrak edilebilmeli. O insanlar buradaki bazı esnaf tarafından pazarlanıyor. Neticede gelen mülteciler burada ne tekneciyi tanır ne de kaptanı. Burada kullanılan bir esnaf var. Bizim burası barınak gibi bir yer oldu. Valilik, emniyet ve büyükşehire gönderdiğimiz dosyalar var. Biz dedik ki ‘burası tarihi bir semt. Gelip görün burası istila kampına dönüşmüş vaziyette.’ Nereden gelirlerse gelsin nasılsa burası mülteci kampı gibi, karınları doyar. Burada tüm yöneticilerin vebali vardır.”