'En az 6 saat önceden haber verebilirim'

Emekli Hava Füze ve Radar Astsubayı Veysi Kurt, can kurtaran adını verdiği, depremi önceden bildirdiğini iddia ettiği bir cihaz geliştirdi. Sistemi inceleyen Türk Patent Enstitüsü Veysi Kurt'un can kurataran adını verdiği bu cihaza incelemeli patent verdi.

Habertürk tv ekranlarında bugün yayınlanan Pelin Çift'in sunduğu Habertürk Gündem programına konuk olan Kurt, buluşunu anlattı. İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da buluşa yönelik değerlendirmelerde bulundu.

17 Ağustos depreminden sonra çalışmaya başladığını belirten Kurt, bu cihazdan Türkiye'de dört tane olsa Türkiye genelindeki depremlerin tümünü net bir şekilde an az 6 saat öncesinden haber verebileceğini öne sürdü.

Çift'in "Bu cihaz nasıl işliyor" sorusuna Kurt, "17 Ağustos 1999 depreminden önce olan anaormal elektriksel belirtiler vardı. İlk aklıma gelen o kaybolan sinyallerdi. O sinyallerin peşine düştüm. Devamlı ölçümler yaptım hiç bir sonuç alamadım. En sonunda özel bir aparat yapıp yerin 78 santimetre altına gömdüm. Yine bir sonuç alamadım. Bu sefer o aparatı ölçen zihazın yine aynı 78 santim üzerinde, bu sefer atmosferin elektriğini bünyesinde tutan bir aparat yaptım. Orada çıkan belirtileri bir yere not ettim ve baktım ki 6 saat sonra Erzurum'da deprem oldu" diye cevap verdi.

Bunun seneler sürdüğünü ifade eden Kurt, "Çıkan belirtileri hep kayıt ettim. Akabinde olan depremlerin büyüklükleriyle birinci alternasla ikinci alternası, ikinci alternasla üçüncü alternas arasındaki farkı karşılaştırdım. Baktım ki aynı şekilde uyum sağlıyor. Dedim ki, deprem oluş esnasında depremin büyüklüğünü gösteren sinyal, deprem olmadan önce hiposantr denilen odak noktasında, enerjinin en fazla yoğunlaştığı noktada bu sinyal aynı. Yani sinyal, depremin oluşuna neden olan sinyalin aynısıdır" diye konuştu. Kurt şöyle devam etti:

"Bunu biraz basitleştirerek anlatmak gerekirse, yakışıksız bir örnek olacak ama ateş esnasında silahtan çıkan mermi aynı mermiler. Şimdi enerjinin en fazla yoğunlaştığı odak noktası denilen yani taş kürenin içerisinde depremin episantr denilen deprem oluş esnasındaki sinyaller, depremin büyüklüğü gösteren en büyük sinyaller. Şimdi bu sinyali ne yaptım, açtım önce sayısal değerde ölçtüm sonra açtım, bunu yavaşlattım. Baktım ki üç alternasla karşılaştım. Bu şu demek, depremin büyüklüğünü gösteren ilk alternas ile depremin cihazıma olan mesafesini gösteren ikinci alternas arasındaki farkı ve üçüncü alternas ise depremin kesin zamanını ve bu depremin olacağını bize bildiriyor. Deprem oluş esnasında depremin büyüklüğünü gösteren sinyal atıyorum rasathane 7 büyüklüğünde deprem dedi, onu önceden çıkan sinyalle karşılaştırıyorum bakıyorum aynı yerde çıkıyor."

BİLİMSEL AÇIDAN İNCELENMELİ
 
Gündoğdu ise, Çift'in, "Bunun işe yarayabileceğini düşünüyor musunuz" sorusuna karşılık, "Anladığım kadarıyla yerdeki kayaçların sıkışması veya kırılması depremden önce bunlar oluşuyor zaten. Bu arada voltaj değişikliklerini takip ediyor cihaz" dedi.

Bilimsel açıdan bir süzgeçe ihtiyaç olduğuna işaret eden Gündoğdu, "Dünya'da çok önemli buluşları üniversitelerin dışındaki insanlar yapmışlardır. Üniversitelerinde görevi değildir bu zaten. Üniversite nasıl yapılacağını öğretir. Üniversiteler biraz buluş konularında muhafazakar bir yapıları var. Bir türlü karşısında farklı birşey söyleyen insanları peşinen reddeden bir bilim insanı olmaz zaten. Bu çok önemli birşey. Kakarşımızda bir örnek var birşeyler bulduğunu ortaya koyuyor. Bunun bilimsel bir meteoroloji içerisinde incelenmesi gerekir bu da üniversitelerin görevidir" şeklinde konuştu.

Kurt, bir ay içerisinde Türkiye sınırları içerisinde hatta Yunanistan'da kimsenin 7 büyüklüğünde deprem beklememesi gerektiğini ileri sürerek, "Bu cihaz şu an İstanbul'da. İstanbulda olduğu için İstanbullular çok şanslıdır. Çünkü 200 kilometrelik alan içerisİnde büyük bir deprem beliritisi çıktığı zaman yerini kesin olarak bildirir" dedi.


BEYAZ GAZETE