Medical Park Ordu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Adem Aydın, "Alzheimer günümüzde, özellikle ortalama yaşam beklentisinin giderek arttığı gelişmiş ülkelerde, henüz sebebinin aydınlatılamamış ve kesin tedavisinin bulunamamış olması nedenleriyle, en önde gelen sakatlık ve ölüm nedenlerinden biri olmaktadır" dedi
Alzheimer hastalığında, düşük eğitimin başlı başına bir risk faktörü olduğunun artık yerleşmiş bir bilgi olduğunu belirten Uzm. Dr. Adem Aydın, “Eğitim deneyimindeki artış bireyin bilgi kapasitesinin genişlemesine yol açarak hastalığın ortaya çıkışını geciktirmektedir. Öz geçmişte on yıla kadar geriye giden tedavi gerektirmiş bir depresyon öyküsü de alzheimer riskini üç kat arttırır. Kafa travması öyküsü ile alzheimer arasında ilişki bildiren önemli çalışmalar mevcuttur. Kısıtlı sosyal ilişkiler de risk faktörü olarak ortaya konmuştur. Sosyal ilişkilere, akraba ve arkadaş ilişkilerinin zenginliği, sinema, lokanta, klüp, dernek faaliyetleri amaçlı sokağa çıkmalar olarak örnek verilebilir. Kalp krizi, hipertansiyon, diyabet ve inme öyküsü ile metabolik sendrom mevcudiyetinin alzheimer riskini anlamlı biçimde arttırdığı bir çok çalışmada gösterilmiştir. Hipotirodinin gerek genel olarak bunama ve gerekse de alzheimer ile ilişkisi ortaya konmuştur. Yapılan bilimsel araştırmalarda elektro-manyetik alan (EMF) maruziyeti de alzheimer için bir risk faktörü olarak ortaya konmuştur. Elektrikçiler, tamirciler, santral operatörleri, teknisyenleri, kaynakçılar, marangozlar, terziler gibi elektrikli aletlerle çalışanlar aşırı düşük frekanslı (ELF) EMF maruziyeti için risk altında meslek gruplarıdır. Ailede bunama öyküsü alzheimer için kendi başına bir risk faktörüdür. Alzheimerlı hastaların kardeşlerinde yaşam boyu hastalık riski beklentisi ikiye katlanarak yüzde 23’ten yüzde 48’e çıkar" diye konuştu
“ERKEN TEDAVİ HASTALIĞIN SEYRİNİ YAVAŞLATIR”
Düşük eğitim düzeyi alzheimer için bir riskken, doğal olarak yüksek eğitim düzeyinin ve profesyonel aktivitenin bir koruyucu faktör olarak ortaya çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Adem Aydın, şöyle konuştu: "Alzheimer hastalarının yaşam kalitesini arttırmak amacıyla sözel ipuçlarından, fiziksel olarak göstermeye kadar değişen kademeli yardımın bunamalı hastanın günlük performansını arttırdığı göstermiştir. Davranış terapisi ile tuvaletin uyarılması veya saatlerinin önceden belirlenmesi hastanın kuru kalmasına yardımcı olur. Işığın azaltılması ve seslerin sükunet verici bir duruma getirilmesi gibi çevresel değişikliklerin yeme davranışını arttırdığı gösterilmiştir. Davranışsal problemler açısından banyo ve sofra sırasında müzik dinletilmesinin, aile üyelerinin ses ve görüntü kayıtlarının dinletilmesi veya izletilmesinin de ajitasyon ve saldırganlığı azalttığı görülmüştür. Yürüyüş ve benzeri hafif egzersizler hasta için olumsuz sonuçlar doğurabilecek kontrolsüz gezinme-adımlama davranışının önüne geçebilir. Saldırganlık, kaçma veya yemeyi reddetme aşırı boyutta değilse konuyu değiştirerek yeniden yönlendirme en iyi başa çıkma yoludur. Ajitasyon ve saldırganlık için de yeniden yönlendirme, dikkatini çelme etkili olabilir. Öncelikle eğer ayırt edilebiliyorsa ajitasyonu tetikleyen olayın önüne geçilmeye çalışılmalıdır. Örneğin, aynadaki 'yabancı' görüntüden ürküp kavga eden hasta için aynaların kaldırılması gibi. Kahve, çay gibi uyarıcıların akşam içilmemesine özen gösterilmelidir, onların yerine içilecek ılık süt uykusuzluğun önüne geçebilir. Hasta yakınları için hastalık hakkında kısa ve uzun süreli eğitim programlarının sıkıntıyı azaltan ve nihai evreyi geciktiren etkileri kesin bir biçimde gösterilmiştir. Hasta yakını destek gruplarının psikolojik destek açısından büyük önemi vardır. Bilgisayar ağları, telefon desteği eğitim için kullanılacak seçeneklerdir. Gündüz bakım evlerinin hasta yakını yükü açısından olumlu etkisi kuşkusuzdur. Ayrıca erken evrede alzheimer hastalarına ilaç başlamak hastalığı en az iki yıl geciktirmektedir. Bundan dolayı alzheimer hastaları düzenli olarak bir nöroloji uzmanının takibinde olmalıdır.”
Depresyon Alzheimer Riskini 3 Kat Artırıyor
Nöroloji Uzmanı Dr. Adem Aydın, halk arasında 'bunama' olarak adlandırılan alzheimerı tedavi gerektirmiş bir depresyon öyküsünün üç kat arttırma riski olduğunu söyledi.