Son yillarda Dogu Karadeniz Bölgesi’nin bir çok yerinde özellikle geyik, karaca, yaban domuzu ve köpeklerin sik sik derede mahsur kalirken bazilarinin taskin suyuna kapiliyor. Mahsur kalan yabani hayvanlarini kurtarilma çalismalarina itfaiye ekiplerinin yani sira vatandaslar da katilirken, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayati Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Sagdan Baskaya, dere islahi çalismalarinin yaban hayatinin yasamini dikkate alinmadan yapildigina dikkat çekiyor.
“Akarsu islahi denilince yapilan çalismalar, genel anlamda betonlama, taslama çalismalari”
Dere islahi çalismalarinin yaban hayatini olumsuz yönde etkiledigini kaydeden Baskaya, “Yaban hayatinin akarsuyu kullanmasi, akarsudan karsiya geçebilmesi dahil olmak üzere yapilan akarsu islahi, dere islahi çalismalari bu olayi tamamen engelliyor. Akarsu islahi denilince yapmis oldugumuz bütün çalismalar genel anlamda betonlama, taslama çalismalari. Halbuki akarsu, dere islahi dedigimiz zaman o dereyi dogal haline döndürmekten bahsediyor olmamiz lazim. Dolayisiyla biz dereyi dogal haline döndürmüs olmuyoruz. Belki de dogal akan bir dereyi etrafina sel ve taskin yapmasin diye tarlalari, bahçeleri, isyerlerini, binalari, köyleri basmasin diye tutsak ediyoruz. Akarsuyu esaret altina aliyoruz, dümdüz akar vaziyete mahkûm ediyoruz. Kimi az çok kivrilarak akan akarsu bu durum onun hizini da keser oradaki dogal yasami da destekleyen bir akis sekli, biz onu hizli akan tabani, yan tarafi da betonlanmis resmen bir kaydirak içinde akar bir suya dönüstürüyoruz. Halbuki bir akarsuyun içi ve kenari dâhil olmak üzere yaban hayatinin çok iyi oldugu yani biyolojik çesitliligin yüksek oldugu yerlerdir. Mesela bir akarsuyun kenarini kuslar, balikçillar, yali çapkinlari memeli hayvanlardan tutun su samurlari, kaplumbagalar, yilanlar, geyikler, karacaya kadar hepsi gelerek kullanir. Bir akarsuyun kenari çok çesitli canlilar tarafindan yüzlerce diyebilecegimiz omurgasiz hayvan tarafindan kullanilir” dedi.
Yapilan çalismayla dereyi tutsak ediyoruz
Bu yönde yapilan çalismalarin dereyi tutsak ettigine dikkat çeken Baskaya, “Maalesef yaptigimiz islah çalismasi degil dereyi esaret altina alma tutsak etme çalismalari oluyor. Çünkü bir akarsuyu islah ettiginizde onu dogal haline döndürmüs olmaniz gerekir. Eger orada betonlama, taslama çalismasi yapiyorsak bu bir akarsu islahi olmaktan çikiyor. Eger yapmaya mecbur kalirsak akarsuya hayvanin ulasabilecegi yerler düzenlenmesi lazim. Akarsuya, yaban hayvaninin ulasmasini karsidan karsiya geçebilecegi yerleri yapmamiz gerekir. Kirsalda öyle örneklere rastliyoruz ki iki duvar arasinda dere uzun kilometreler boyunca gidiyor. Buna akarsu islahi demisiz bir tilki bile karsidan karsiya geçemiyor. Insanlarin, ineklerin, koyunlarin geçmesi için yaptigimiz yeri kullanmak zorunda kaliyorlar. Hâlbuki insana yakin o geçitleri degil de, daha ücra yerlerdeki yaban hayvanlari için uygun yerler görmemiz oralarda geçitler yapmamiz gerekiyor. Maalesef bu konuda gereken adimlarin yillardir atilmadigini görüyoruz. Canlilarin dereye inme noktalari çok azaldigi için o geldikleri yerler de yirticilarin pusuda bekledigi yerler oluyor. Hayvan gelip su içerken ya kendisi suya kapiliyor ya da karsidan karsiya geçebilirim diye umut ediyor girince geçemiyor çikamiyor çikis yeri bulamiyor. Ya da yirticinin saldirisina ugrayinca kendini suya atiyor ve orada kaliyor. Çogu deremize yetiskin bir insan düsse bir daha çikma sansi yok. Maalesef imdat çikisi bile birakmamisiz” diye konustu.
Derelere Düserek Mahsur Kalan Hayvanlar Için Uzmanlardan Uyari
Sellerin yogun olarak yasandigi Karadeniz Bölgesinde yapilan akarsu islahi çalismalari kapsaminda kenarlarina ve zemine yapilan betonlama çalismalari, yabani hayvanlarinin yasamlarini olumsuz yönde etkiliyor. Son yillarda dere kenarlarina su içmeye gelen hayvanlarin özellikle yüksek duvarlar nedeniyle dereye düserek mahsur kaldiklari gözlenirken, uzmanlar dere islahi çalismalarinin mutlaka yaban hayatina göre düzenlenmesi gerektigini vurgu yapiyor.