Derin Obruklarin Olusmasi Yerlesim Alanlari Için Ciddi Tehdit

Derin Obruklarin Olusmasi Yerlesim Alanlari Için Ciddi Tehdit

Konya Ovasinda obruk ya da çökmelerin yayginlastigina dikkat çeken uzmanlar, daha derin obruklarin olusmasinin yerlesim alanlarinda ciddi bir tehdit oldugu uyarisini yapti.

Yüzölçümünün yüzde 67’si tarim arazisi olarak kullanilan Konya’da 2023 yili sulama sezonunda, yaklasik 2 milyon 500 bin dekar tarim arazisi sulandi. Arazilerde sulama yapilan kayitli kuyu sayisi 40 bin civarindayken, bu rakamlarin 3 kati kadar ise kayit disi sulama kuyusu bulunuyor. Kayit disi kullanilan kuyulardan yapilan vahsi sulama sonrasi ise obruk olusumlari oldukça risk olusturmaya basladi.

Son birkaç yil içinde ise metrekareye 300 milimetre seviyesinin altinda yagis alan Konya Ovasinda önümüzdeki 100 yilin ardindan çöllesmenin hizlanacagi degerlendiriliyor.

“Metrekareye 300 milimetre yagis demek aslinda çöllesmeye dogru gittigimizi gösteriyor”

Son birkaç yil içerisinde tutulan raporlari inceledigini ve bölgeye düsen yagislarin oldukça düsük miktarda olduguna dikkat çeken Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arik, “Bizim uzun yillardir yapmis oldugumuz çalismalara göre zaten yer alti su seviyesinde ciddi düsümler söz konusu. Devlet Su Isleri’mizin gözlem kuyularinda da bunu tespit etmek mümkün. Mevsim basi ve mevsim sonu yapilan ölçümde dahi artik yeralti su seviyesinde metrelerle ifade edilen düsümler gözleniyor. Bu yer alti su seviyesindeki dramatik düsümü aslinda yagislarin azligiyla da destekleyebiliyoruz. Son birkaç yildir bölgeye düsen yagis oldukça düsük miktarlarda. Metrekareye 300 milimetre seviyesinin altina inmis vaziyette. Metrekareye 300 milimetre yagis demek aslinda çöllesmeye dogru gittigimizi gösteriyor. Bu bölge içerisinde zaten iklim degisikligi nedeniyle 100 yilin sonuna kadar direkt dogrudan sicakligin biraz daha artacagi ve eksen hava olaylariyla karsilasacagimiz ortada. Uzun süren yagissiz dönemler ve sonra ani yagislarla karsilasabiliriz. Tabii yagislarin çesitli negatif etkileri de ortaya çikabiliyor. Seller, taskinlar ve bu bölgede oldugu gibi obruklar ve yer yariklarinin genislemesiyle neticelenebiliyor” dedi.



“Yerlesim alanlarinda ciddi bir tehdit”

Bölgedeki obruk olusumu ya da çökme yapilarinin olusumunun oldukça yayginlastigi ifade eden Obruk Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arik, “Son ölçümlere göre özellikle AFAD’la birlikte Obruk Alanlarinin Tespit Edilmesi Projesinde mevsim basi ve mevsim sonu yani nisan ayinin baslarinda ve eylül ayi sonlarinda yapmis oldugumuz ölçümlerde ayni kuyuda onlarca metrelik seviye düsümlerini tespit ettik. Obruk sayisini dikkate aldigimiz zaman aslinda AFAD’in araç sistemine koymus oldugu 620 civarinda obruk var. Bunlar derin, her zaman görmeye alisik oldugumuz kuyu seklindeki obruklar. Onun disinda belki binlerce de sig derinlikte çökme yapilari mevcut. Bunlarin sayilarini tam olarak tespit etmek de oldukça güç. Çünkü havza içerisinde oldukça yaygin bir sekilde gözleniyor. Bunlarin bize en önemli uyarilari, yakin bölgelerde daha derin obruklarin olusmasi halinde yerlesim alanlarinda ciddi bir tehdit olabilir. Çünkü 1 metreye kadar sig derinlikli yapilari obruk olarak degerlendirirsek, kendi oturdugumuz binalarin altinda bir metrelik çökme oldugu zaman binalara zarar verecektir. O nedenle su kadar sayidir demek aslinda çok bir anlam yok. Bölgedeki obruk olusumu ya da çökme yapilarinin olusumunun oldukça yayginlastigini söyleyebiliriz. Geçmiste üç, bes, on yilda bir obruk kayda geçerken simdi yilda onlarca obruktan bahsedebiliyoruz. 2023 yilinda da bu sekilde devam etti. Hatta 2024 yilinin basindan itibaren de havza içerisinde yine onlarca obruk olustugunu söyleyebiliriz” seklinde konustu.



“Sulamayi zamaninda ve bitkinin ihtiyaci olan dönemlerde yeteri miktarda yapmalari gerekiyor”

Tarim arazilerinde yapilan vahsi sulamanin çok verim almak için yanlis bir yöntem olduguna vurgu yapan Ziraat Mühendisleri Odasi (ZMO) Konya Sube Baskani Burak Kirkgöz ise, “Tabii çok fazla sulama yapmak, çok verim alacagimiz anlamina gelmiyor. Çiftçilerimizin sulamayi zamaninda ve bitkinin ihtiyaci olan dönemlerde yeteri miktarda yapmalari gerekiyor. Bu dönemleri atlayip çok sik sulama yapmak, çok yogun sulama yapmak, bitkilerde verim artisinin yaninda verim kaybina da neden olabiliyor. Çünkü havalarin sicak gittigi dönemlerde topraklarin sürekli nemli kalmasi, mantari hastaliklarin da gelismesine ve yayilmasina neden oluyor. Bundan dolayi da çiftçilerimizin zaten kit olan su kaynagimizi dengeli ve düzenli bir sekilde kullanmalari gerekiyor. Bununla ilgili sahadaki çalisan ziraat mühendisi arkadaslarimiz gerekli bilgilendirmeleri yapiyor. Lakin bazi bölgelerimizde çiftçilerimiz sulamayi biraz daha fazla yaparak daha yüksek verim alacaklarini düsündükleri için çok yogun sulama yapiyorlar. Bu da tabii zaman zaman faydadan çok zarara neden oluyor” diye konustu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile