Dersim'de harekat emrini kim verdi

Dersim'de harekat emrini kim verdi

CHP'li Onur Öymen'in Meclis'te Kürt Açılımı tartışmaları sırasında Dersim Olaylarını tekrar gündeme getirmesi son günlerde 'Dersim'de yaşanan katliamı kim gerçekleştirdi' sorusunun sıkça sorulmasına neden oldu.

Peki, neydi bu ‘Dersim Olayı’ ne zaman ve neden yaşanmıştı…

Osmanlı İmparatorluğu döneminde uzun yıllar boyunca yurtluk ve ocaklık biçiminde özerk olarak yönetilen Dersim Bölgesi'nde, özellikle Tanzimat'tan sonra, merkezi yönetimin güçlendirilmesi amacına yönelik düzenlemelere karşı sık sık ayaklanmalar çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla Dersim özerkliğini kaybetti. Aşiretler, yönetimin elinden alınmasına karşı çıktı. Vergi vermek, askere gitmek gibi çeşitli zorunlulukları ise uygun bulunmadı.

1930'ların ilk yarısında bölgede meydana gelen ayaklanmalar bastırıldıktan sonra, 25 Aralık 1935 tarihli 2884 sayılı Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun çıkarıldı. Buna göre Tunceli iline bir askeri vali atanacaktı. Aynı zamanda dördüncü genel müfettiş sıfatını alan Vali General Abdullah Alpdoğan geniş yönetsel, askeri ve yargısal yetkileri vardı. Ayrıca Alpdoğan'ın çok sert ve otoriter biri olması da isyanı tetikledi. Düzeni sağlamak ve güvenlik açısından gerekli gördüğü durumlarda ilde yaşayan kişileri ve aileleri, il sınırları içinde bir yerden bir başka yere göndermeye ve il sınırları içinde oturmalarını yasaklamaya da yetkiliydi.

Yasanın uygulanmaya başlamasıyla 1937 başlarında yeni olaylar çıktı. Bölgede güvenlik sağlanamadı ve hükümet otoritesi kurulamadı. Bu sırada Suriye sınırına yakın bölge ve illerde de benzer olaylar görüldü. Hatay'a bağımsızlık tanıyan Milletler Cemiyeti kararından sonra, TBMM'de yapılan görüşmelerde, bu gelişmelerin başta Fransa ve Fransa'nın mandası altındaki Suriye tarafından kışkırtıldığı ileri sürüldü. Başbakan İsmet İnönü ise, Tunceli ilinde iki yıldır izlenen reform programının amacının bölgenin uygar bir hale getirilmesi olduğunu belirterek, programa karşı bölgede direniş olduğunu belirtti.

AYAKLANMA BAŞLIYOR
Ayaklanma, Ocakzade kökenli ve Şeyh Hasan Kürt aşiretine mensup olan Abasan Aşireti reisi Seyit Rıza önderliğinde, asker ve vergi vermek istemeyen diğer aşiretlerce de desteklenen bir grup tarafından 20–21 Mart 1937 gecesi Harçik köprüsünün yıkılması, köprüyle Kahnut Bucağı arasındaki telefon hattının kesilmesi ve bölge askeriyesine düzenlenen saldırı ile başladı. Askeriyedeki bütün askerler öldü. Askeriye yakıldı. Bunun üzerine resmen Kürt isyanı başladı. İsyan bölgenin coğrafi durumu nedeni ile büyüdü. Ayaklanmayı Kureyşan Kürt aşireti başlattı ve özellikle Demenan, Haydaran ve Yusufan Kürt aşiretlerinin katılımı ile iyice genişledi. Ayaklanmaya toplam yaklaşık 6 bin kişilik bir grup katıldı.

SABİHA GÖKÇEN’DE OPERASYONDA
General Abdullah Alpdoğan düzenlediği ilk harekât büyük başarısızlıkla sonuçlandı. Aşiretler ise bunun verdiği moralle tamamen silahlandı. Bu yüzden isyanı bastırmak iyice zorlaştı. Abdullah Alpdoğan yanına aldığı 50 bin asker ile bölgeye gitti fakat dağları bir türlü aşamadı. Bunun sonucunda gerekli olanın bir hava saldırısı olmasına karar verdi. Gerekli onayı alınca Sabiha Gökçen'i davet etti. Sabiha Gökçen de kabul edip Hava Kuvvetleri'nden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirdi. İsyancıların saklandıkları en büyük yer olan Laş mevkiini yerle bir etti.

Yapılan harekât başarı verince, askerler bölgeye girmeyi başardı. Bunun üzerine Seyit Rıza, bölge halkına zarar gelmesin diye Haydaran, Kureyşan, Demenan, Yusufan, Kırgan Kürt aşiretleri reisi ile birlikte teslim oldu ve harekât, 13 Eylül 1937'de sona erdi. Ayaklanmayı bastıran bu askeri harekât, Dersim Harekâtı olarak adlandırılır.

Askeri harekâttan sonra yapılan yargılama 15 Kasım 1937'de sona erdi. Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile 6 kişi idam edildi. Çok sayıda Kürt ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Ancak olaylar durulmadı ve 1938'de Kureyşan Kürt aşireti intikam için diğer Kürt aşiretlerini silahlanmaya davet etti ve ikinci Kürt isyanı başladı. Bunun üzerine başlatılan ikinci askeri harekât ile Eylül 1938'de ayaklanma tamamen bastırıldı. Direniş amacıyla kırsal alanda kalanların direnişi ise 1948'e kadar sürmüştür.

ATATÜRK MÜ İNÖNÜ MÜ?
Dersim’de gerçekleştirilen operasyonu kimin gerçekleştirdiği yıllarca tartışıldı. Yaygın olan görüş ise şöyleydi; Atatürk 1937 yılında son zamanlarını yaşıyordu ve ölümün pençesindeydi. Operasyon emrini veren ise İsmet İnönü’ydü. Atatürk Dolmabahçe Sarayı’na gelen bir telgraf sonrasında olayı öğrendi ve harekatın durdurulmasını istedi.

Kendisi de Tuncelili olan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, katıldığı bir televizyon programında yaşanan Dersim olayını şöyle anlattı; “Bu olayı bu kadar kanlı hale getiren Abdullah Alpdoğan Paşa’dır. O zamanlar yaşananları Dışişleri Eski Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil anılarında anlatmaktadır. Atatürk o dönem sağlık sorunları yaşıyordu. Dersimliler günlerce Elazığ Postanesi’nden Atatürk’e telgraf çekmişler. Sonra oradaki bir memur bunların haline acıyor. ‘Atatürk Ankara’da değil Dolmabahçe’de oraya çekin telgrafı’ diyor. Telgraflar Dolmabahçe’ye ulaştıktan sonra operasyonlar duruyor”


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile