MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , terör saldırılarıyla ilgili olarak " Dayanacak takatimiz , bekleyecek zamanımız ve katlanacak tahammülümüz kalmamıştır " dedi ve " Bölücülüğü azdıranın AKP hükümeti olduğunun artık bilindiğini " söyledi . Bahçeli , partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada , son günlerde meydana gelen terör saldırılarını anımsatarak , şehitlere Allah ' tan rahmet , yaralılara acil şifalar , ailelere , millete ve silah arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diledi .
Bahçeli , " Dayanacak takatimiz , bekleyecek zamanımız ve katlanacak tahammülümüz kalmamıştır . Boş sözlerle ve sonuçsuz beyanatlarla , hamasi tesellilerle avunacak kimse de bulunmamaktadır " diye konuştu .
" Bölücülüğü azdıranın AKP hükümeti olduğunun artık bilindiği " görüşünü savunan Bahçeli , " Bu siyaset körlüğü , yanlış teşhisler , yıkıcı tedbirler , sözde açılım denen ihanet projeleri devam ettiği sürece hain saldırıların ve aziz evlatlarımızın kayıplarının sona ermesi ve milletimizin terör ve bölücülük belasından kurtulması mümkün görülmemektedir " dedi .
Bugünkü şartlar altında , Türkiye ' nin , ancak savaş ortamında verilebilecek kadar ağır kayıplarla sarsıldığını anlatan Bahçeli , " Hükümetin bölücü terörle müzakeresi kanlı terörün eylemlerini artırdığını ve teröriste yönelik tavizkar yaklaşımların canileri inlerinden çıkartmakta teşvik edici olduğunu " söyledi .
Devlet Bahçeli , şöyle konuştu :
" İyi şeyler olacak ' denilerek başlatılan yıkım projelerinin bir yılı aşan seyri ile ' umut verici gelişmeler ' olarak tanımlanan Habur terörist törenlerinin ardından yaşananlar maalesef kan , gözyaşı , eylem , ihanet olarak geri dönmüştür .
Dün askerlerimizi şehit edenler , Başbakan Erdoğan ' ın törenle kucakladığı teröristlerin açılım arkadaşlarıdır .
Geldiğimiz noktada hiçbir tereddüt yoktur ki , Başbakan ' ın bütün yıkım projeleri iflas etmiş ve bu sapmanın bedeli ağır olmuş , can kayıpları olarak Anadolu ' muzun kutsal yuvalarına , aile ocaklarına geri dönmüştür . Bütün bu olanlardan sonra bugün milletimiz yaşadıklarından ders çıkartmaya , karşısına kanlı tablo olarak çıkan tehdidin gerçek sorumlularını , açılımın aktörlerini görmeye başlamıştır . Bu bizim için bunca kayıptan sonra bir nebze olsun tesellimizdir .
Bir başka tesellimiz ise ifadelerinde bir samimiyet varsa Başbakan Erdoğan ' ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başlamış olması ve onca işbirliği arayışından sonra PKK ' nın birilerinin taşeronu olduğunu itiraf etmiş bulunmasıdır . Bu beyanat bizim için çok önemli , ileriye bakabilmemiz açısından ise ümit vericidir .
Zira PKK ' nın arkasındaki güçlerin bu ülkenin Başbakanı tarafından biliniyor olması , terörün çözümünde çok önemli bir aşama , Başbakan Erdoğan ' ın zulüm arkadaşlarına kadar varacak kirli zincirin ortaya çıkması demektir . "
" Arkasında kimler var? "
Türkiye ' nin , şimdi dikkatini Başbakan Erdoğan ' ın " terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirdiğini " ifade eden Bahçeli , " Ya bunları Türk milletiyle paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir " dedi .
MHP Genel Başkanı Lideri Bahçeli , " Şayet terörün arkasında oldukları bilinmesine rağmen bu güçlere ve devletlere suskun kalınmışsa şehitlerin vebalinin sorumluluğu kimde olacaktır? Eğer , PKK terör örgütü birileri tarafından kontrol ediliyor ve bunu da Başbakan Erdoğan biliyorsa dökülen şehit kanlarının sorumluluğundan nasıl kurtulacaktır? Başbakan Erdoğan , bu açıklamasının arkasında durur ve sahip çıkarsa ülkemizi parçalamaya çalışan mihraklara karşı bilerek tepkisiz ve korkak davranmışsa , bu tutumu vatana ihanet anlamına gelmeyecek midir? " sorularını yöneltti .
Bahçeli , sözlerini şöyle sürdürdü :
" AKP küresel siyasi taşerondur , PKK küresel silahlı taşerondur . Her iki taşeron , aynı merkezden ama ayrı ayrı kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır . Aralarında yıkıma erişmek için kıyasıya bir rekabetin olduğu ancak son gelişmelerle terör örgütünün ön aldığı anlaşılmaktadır .
Bu aşamada tam bir acziyet ve şaşkınlık yaşayan Başbakan ' a tavsiyemiz , ikircikli ve yanardöner tavrından vazgeçerek , terörle ve bölücülükle mücadelede nerede duracağına ve kimin yanında yer alacağına açıklık getirmesidir . Bir yanda ardından şiirler eşliğinde gözyaşı döktüğü ve törenle karşıladığı teröristlerle kucaklaşmaya devam mı edecektir? Yoksa ' kelle ' diye hitap ettiği şehitlerimizin huzurunda gösterdiği sahte nedameti sürdürüp milletin merhametine mi sığınacaktır? Bir yanda terörü lanetlemeyeni terörist olarak ilan etmeye devam mı edecektir?
Öte yanda , hemen yanı başında hükümetin Amerikalı üyesinin , elinden kan damlayan hainleri ' kandırılmış çocuklar ' diyerek şehitlerle bir tutmasını sineye mi çekecektir? Bir yanda bölücülüğü meşrulaştırmak için İmralı canisiyle pazarlıklara devam mı edecektir? Yoksa bunları unutup terör örgütü yıllarca kan döktü , huzuru bozdu , gelişmenin ve demokrasinin önünde en büyük engel oldu demeyi mi sürdürecektir? Bir yanda kanı yerde kalmayacak diyerek şehitler huzurunda hamasi nutuklar atmaya mı devam edecektir? Yoksa terörün destekçisi , şehidimizin katili , aşiret reisine kırmızı halılarını sermeyi mi sürdürecektir? "
" Hainlerin düşmanıyız "
" Başbakan ' ın dün geri kalmışlığı terörün nedeni olarak görürken , bugün terörün zenginleşme ve kalkınma nedeniyle çıktığını söyleyecek kadar buhrana sürüklendiğini " ileri süren Bahçeli , " Bu hastalıklı ruh haline göre , terörün azmasının nedeni el ele tutuştuğu bölücüler değil , sözde aynı cephede olduğumuzu söyleme alçaklığını ve cüretini gösterdiği Milliyetçi Hareket Partililer ' dir " dedi .
Bahçeli , " Ne tehditlerden korkarız , ne iftiralardan yılarız . Ne hainlerle kucaklaşır , ne bozguncularla işbirliği yaparız . Bunun için AKP ' ye karşıyız . Bunun için hainlerin düşmanıyız " diye konuştu . Bahçeli , şunları söyledi :
" Başbakanın bölünme modeli demokrasi olacak , ancak bizim direnişimiz bölücülük sayılacak . Bunu asla kabul etmeyiz . Hükümetin yıkımı açılım olacak , bizim duruşumuz ayıp sayılacak . Bunu elimizin tersiyle iteriz . Teröristin döktüğü kan unutulacak , biz ise kandan beslenmiş olacağız . Bu çürümüşlüğü lanetleriz . Terörist törenle karşılanacak , oysa bizim şehide sahip çıkmamız eleştirilecek . Küstah zihniyete hak ettiği cevabı veririz . Düzenlerin , tertiplerin , komploların içinde olmayız . Olduğumuz gibi görünür , göründüğümüz gibi de oluruz . Biz Milliyetçi Hareketiz . Dün ne isek bugün de oyuz . Dün milliyetçiydik , bugün de oyuz . Dün de ayaktaydık bugün de varız . Hainlere inat , alçaklara inat , düşmanlara inat , var olmaya da devam edeceğiz . "
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , " Başbakan Erdoğan ve kadroları artık tamamen tükenmiştir . Hükümet yönetim kabiliyetini tümüyle yitirmiştir . Erken genel seçime gidilmesi şart olmuştur . Türkiyemizin daha fazla oyalanacak vakti ve bekleyecek mecali kalmamıştır . Seçim sandığı ülkemiz için kurtuluş olacaktır " dedi .
Bahçeli , partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada , " Türkiye ' nin terör örgütü üzerinden 26 yıldır süren düşmanca saldırı altında olduğunu " ifade etti .
" Verilen onca can ve mal kaybının , heba olan ekonomik potansiyelin , israf olan beşeri gücün büyüklüğü karşısında bu mücadeleyi başka türlü tanımlamanın imkanı kalmamıştır " diyen Bahçeli , şöyle konuştu :
" Mücadelenin asimetrik olduğunu söyleyenler aslında terör örgütünün arkasındaki küresel desteği saklamaya çalışanlardır . Bu belanın artık Türk milletinin geleceğinden mutlaka ve kesin olarak defedilmesinin zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir . Ancak burada bu defetme ve temizleme işleminin nasıl yapılacağı konusunda ayrılıklar vardır . Biz , son terörist teslim oluncaya veya terör yuvaları temizleninceye kadar mücadeleden tarafız ve bu konuda kararlıyız .
Buna karşılık , AKP ' nin tezi teröristin taleplerini siyasete ve anayasal düzene indirerek karşılamak ve gönülleri hoş tutarak terörü sözde önlemek ama özde dönüştürmektir .
Bu konuda en büyük yanılgıları eğer bir kasıt içinde değillerse terörü bir kimlik sorunu olarak görerek , konuyu , milleti parçalayarak çözeceklerini zannetmiş olmalarıdır . Oysa bu yaklaşım , kanlı terör örgütünün yıllardan beri ulaşmayı hedeflediği ama bir yolla gösterilen direnç sayesinde ulaşamadığı nihai hedeftir . Zira terör örgütü bütün gayret ve eylemlerine rağmen yıllarca siyasal taban tutturamamış , emellerini gerçekleştirme yolunda fırsat bulamamıştır . "
" AKP zihniyetinin tamamen dış dayatmalardan beslenen ve bölgesel oyunlardan kaynaklanan teslimiyetçi siyasetinin , tam ümitleri tükenme noktasındayken PKK terör örgütüne yeni bir kapı araladığını " öne süren Bahçeli , " Bu ise bölücülüğün siyasallaşması yolunda yeni ve daha önemli bir vasıta olan AKP kadrolarını kullanma imkanı vermiştir " dedi .
" Bütün bu sürecin sorumlusu ve müsebbibi AKP hükümetidir . Yanlışı , hatayı ve ihaneti başka adreste aramaya mahal yoktur " diye konuşan Bahçeli , şöyle devam etti :
" Bugün Mehmetçiği katledenlerin arkadaşları , dün Habur ' da davul-zurnalarla karşılanırken , bu namertliği ' umut verici gelişmeler ' diyerek izaha çabalayan bu hükümettir . Terör örgütü ile pazarlık yapan , açılım mezalimini demokratikleşme olarak gören ; şehide ' kelle ' , katile ' sayın ' diyen bu hükümettir . Irak ' ın kuzeyinden gelerek vatanımıza kasteden şeref ve haysiyet yoksunlarını destekleyen Peşmerge reisine ' abi ' diyen bu hükümettir . Dağlıca ' da , Aktütün ' de bayrağımızın yere düşmemesi , milletimizin rahat uyuması , bağımsızlığımızın gölgelenmemesi için şehitlerimizin kanlarını yerde bırakan bu hükümettir .
Gazze ' ye yardım konusunda aceleci olan , herkese kafa tutan ; ama sıra PKK ' ya gelince efendilerine karşı tepkisiz kalan bu hükümettir . Zillete göz yuman , İmralı canisini rahat ettiren , ABD ' ye teslim olan , Irak ' ta Müslüman kanının akmasına seyirci kalan bu hükümettir . Çekilen her sıkıntının ve ıstırabın sorumlusu , kanlı eylemleri gerçekleştiren hainler kadar bunlara fırsat ve cüret veren bu Hükümet ' tir , bu hükümetin Başbakanı Erdoğan ' dır . "
" Sandık ülke için kurtuluş olacaktır "
Başbakan Erdoğan ve kadrolarının tükendiğini ileri süren Bahçeli , " Hükümet yönetim kabiliyetini tümüyle yitirmiştir . Ülkemizin sorunlarının çözüm inisiyatifi AKP ' nin elinden bütünüyle çıkmıştır . Milletin vicdanında meşruiyetini de haysiyetini de kaybetmiştir " dedi .
Devlet Bahçeli , " Sahte kahramanlıklar , kuru hamasetten başka sığınacağı istismar alanı kalmamıştır . Bugünkü Meclis aritmetiği AKP dışında bir hükümet etme modeline kapalıdır . AKP içinde bir hükümet değişiminin Başbakan Erdoğan ' ın peşine takılarak sonuç getirmeyeceği de ortadadır . Milliyetçi Hareket Partisi bu gerçekleri aylar öncesinden görerek 7 Ocak 2010 tarihini ' AKP ' den kurtuluş günü ' olarak ilan etmiştir . Aradan geçen sürede yaşananlar bizi haklı çıkarmıştır .
Şimdi bu haklılığımızın millet vicdanında ve milli iradede tescili için demokratik kuralların işletilmesi ve erken genel seçime gidilmesi şart olmuştur . Türkiyemizin daha fazla oyalanacak vakti ve bekleyecek mecali kalmamıştır . Seçim sandığı ülkemiz için kurtuluş olacaktır . O gün geldiğinde , Büyük Ortadoğu Eşbaşkanı gidecek , Türk milletinin temsilcileri gelecektir . Yabancı başkentlerde boyun eğenler gidecek , Dünyaya Başkent Ankara ' dan bakanlar gelecektir " diye konuştu .
" Sokak desteği . . . "
Tırmanan terör dalgasının bütün yurtta hassasiyeti artırdığını , öfke ve haklı infiale neden olduğunu ifade eden Bahçeli , kalabalık cenaze törenleri ve terörü lanetleyen gösterilerin bu durumun göstergesi olduğunu savundu .
Milletin , şehitlerini kucaklama yolunda gösterdiği kadirşinaslık ve sahiplenme duygusunun her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirten Bahçeli , şunları söyledi :
" Çok şükür ki milletimizde bizi millet yapan hasletler hala yaşamakta , bizi bir arada tutan manevi değerler canlılığını bütün tahribatlara karşı korumaktadır . Ancak son gelişmelerle beraber gözlemlediğimiz iki önemli husus dikkat çekicidir ve üzerinde durulması gerekmektedir . Birincisi , giderek gerginleşen toplumun öfkesini yanlış mecralara boşaltacağı bir küçük kıvılcımın büyük olaylara neden olması ihtimalinin artmış bulunmasıdır . Bu konuda hepimizin dikkatli ve sağduyulu olması şarttır . İkincisi ise terörle mücadeleden başarı ile çıkılacağına dair beklentilerin zayıflamış olması ve bu mücadelenin sorumlu kurumları ve stratejileri ile birlikte sorgulanmaya başlanmasıdır . Bu iki husus da son derece önemlidir ve terörle mücadelenin sonucunu doğrudan etkileyecek kadar kritik hususlardır . Terörün özellikle bir yöremizde yoğunlaşıyor olması ve artış göstermesi , burada olağan yönetimlerin yetersizliğinin işaretidir .
Zira gelişen olaylar münferiden , seyrek ve anlık değil , bir ya da birkaç ili içine alacak kadar yaygın , örgütlü ve sistematiktir .
Terör örgütü , hiç olmadığı kadar sokak desteği almaya başlamış , hain emellerini alenen kitleler üzerinden yaymaya ve meydan okumaya başlamıştır . Dilediği yerde eylem yapacak hareket ve olay üstünlüğüne sahip olmuş , ülkemizin gündemini belirlemede inisiyatif kazanmıştır . Birbiriyle yoğun irtibat ve koordinasyon gerektiren terörle mücadele faaliyetlerinde kopukluk , dağınıklık , disiplin , uygulamada beraberliğin yeterince olmadığı da açıktır . "
" OHAL ' in varlığını gerektiren şartlar mevcuttur "
Bahçeli , güvenlik güçlerine ek imkanlar sunarak , kamu düzeninin istikrara kavuşturulması için Olağanüstü Hal ( OHAL ) ilanı önerdiklerini anımsattı .
Medyada , " bilindik çevrelerin ve mihrakların " bu teklife yönelik görüşlerine dikkati çeken Bahçeli , şunları kaydetti :
" Dikkatli olunuz ve takip ediniz ; kim yıkım projesini sahipleniyorsa sütunlarında OHAL ' e de karşı olanlar aynıdır . Kim , dün hepimizin ' Ermeniyiz ' demişse , bugün OHAL ' e karşı olanlar da aynıdır . Kim , Erbil ' de Peşmerge toplantılarına alkış tutmuşsa , bugün OHAL ' e köşelerinde karşı çıkan onlardır . Demek ki teklifimiz doğrudur , hedefimiz doğrudur , isabetimiz tamdır . Elbette ki olağanüstü hal ilanı , yaşanan şartların bütünüyle değerlendirilmesi sonucu verilecektir . Ancak 1987 yılında ilk ilan edildiği tarihten uzatılmadığı için kalktığı 2002 yılına kadar OHAL ' in varlığını gerektiren bütün şartlar bugün fazlasıyla mevcuttur .
Şayet , açılımdan vazgeçilmesi , Kuzey Irak ' a karşı caydırıcılık stratejisinin uygulanması , Irak ' ın kuzeyindeki terör yuvalarına geniş çaplı bir kara harekatı yapılması , Kuzey Irak ' ta geçici güvenlik kuşağı oluşturulması , Kandil bölgesinin terör karargahı olmaktan çıkartılması ve terörist başının dış dünyayla temasının kesilmesi gibi somut önerilerimizin yanı sıra olağanüstü hal ilanına yönelik teklifimizin de dikkate alınmaması halinde , dökülecek kanların sorumluluğu ve vebali nafile toplantı ve boş sözlerle oyalananların üstünde kalacaktır ve unutmayalım ki aziz milletimiz süreci bir kez sorgulamaya başladığı takdirde hiç kimse duyarsızlıklarının , körlüklerinin ve ihmallerinin bedelini ödemekten kurtulamayacaktır . Türk milletinin sabrı , sadakati , saygısı ve desteği sonsuza kadar hata yapmaya devam edeceklerin arkasında olmayacaktır . Buradan muhataplarını uyarıyorum : Bilinmelidir ki bu ülkeye zarar verenler yalnızca bölücü emellerin peşinde koşanlar değil , milletten aldığı siyasi sorumluluğun farkına varamamış olanlarla kalemlerini kiralamış işbirlikçi zavallı zihniyetlerdir . "
CNN Türk
Devlet Bahçeli: 'Tahammülümüz kalmadı'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör saldırılarıyla ilgili olarak 'Dayanacak takatimiz, bekleyecek zamanımız ve katlanacak tahammülümüz kalmamıştır' dedi ve 'Bölücülüğü azdıranın AKP hükümeti olduğunun artık bilindiğini' söyledi.