Devlet Bakanı Kavaf'tan çarpıcı tespit: Aile içi şiddet özel hayat olarak kabul ediliyor

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, aile içindeki şiddetin çoğunlukla gizli kaldığına dikkat çekti. Kavaf, çocuğu ya da diğer aile bireylerini hedef alan

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, aile içindeki şiddetin çoğunlukla gizli kaldığına dikkat çekti. Kavaf, çocuğu ya da diğer aile bireylerini hedef alan şiddet olaylarının özel hayat olarak kabul edilmesinin toplumsal bir çarpıklık olduğuna işaret etti.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)'nun liderliği, UNICEF'in teknik desteği ile Çocuklara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Çalıştayı, Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonu'nda başladı. Çalıştaya, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı Cevdet Erdöl, AK Parti Milletvekili Halide İncekara, Belçika Ankara Büyükelçisi Pol De Witte, ABDelegasyonu Mali İşbirliği Kurum Oluşturma ve Sivil Toplum Bölüm Başkanı Erwan Marteıl, UNICEF Türkiye Temsilcisi Ayman Abulaban ve SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış katıldı.

Çalıştayın açılışında konuşan Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, tüm dünyada çocukların şiddete maruz kaldığını söyledi. Çocukların teknolojinin bir gereği olan internet üzerinden de malzeme olarak kullanılabildiğini belirten Kavaf, "Tüm dünyada çocukları giderek daha fazla tehdit eden bu konuyu görmezden gelme gibi bir lüksümüz yoktur." dedi.

Avrupa ve dünya çapında yapılmış araştırmaların, her beş yetişkinden birinin 18 yaşına gelmeden cinsel şiddete maruz kaldığını gösterdiğini aktaran Kavaf, "Bilimsel araştırmalar bizlere göstermektedir ki; şiddetin tek bir faktörle açıklanması mümkün değildir. Aile içinde yaşanan şiddet; sosyo-kültürel, ekonomik, psikolojik ve iletişimsel faktörlerle ilişkilidir. Anne-babanın çocuğa yönelik şiddet davranışının temelinde; bütün bu faktörlerin değişen oranlarda fakat birlikte hareket ettiği bilinmektedir." diye konuştu.

Aile içindeki şiddetin çoğunlukla gizli kaldığını dile getiren Kavaf, "Çocuğu ya da diğer aile bireylerini hedef alan şiddet olayları özel hayat olarak kabul edilmektedir." dedi. Aile içi şiddetin, çocuğun iki yönlü istismarına neden olduğunu ifade eden Kavaf, "Birincisi; şiddet gören annenin çocuğuna şiddet göstermesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.İkincisi ise anne-baba arasındaki şiddet sahnesine tanık olan çocuğun duygusal yıkımıdır." şeklinde konuştu.

Şiddetin öğrenilen ve taklit edilen bir davranış modeli olduğuna dikkat çeken Kavaf, "Çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en etkili ve öncelikli silahlardan biri sessizliği kırmak ve bu alanda herkesin işbirliği içinde planlı ve koordineli bir şekilde katkıda bulunmasını sağlamaktır." ifadesini kullandı. Kavaf, bu nedenle aile içi şiddeti engellemeye ve toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik her türlü tedbirin devlet tarafından alındığını aktardı.

AİLE VE TOPLUM MERKEZLERİNDE 107 BİN KİŞİYE HİZMET VERİLDİ

Konuşmasında SHÇEK'e bağlı Toplum Merkezleri ve Aile Danışma Merkezleri hakkında da bilgi veren Kavaf, "Aile bireylerinin ve aile içi ilişkilerin güçlendirilmesi ile aile içi şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede 133 Aile ve Toplum Merkezimizde 107 bin 467 vatandaşımıza; eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmiştir." diye konuştu.

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında suça itilen ve suç mağduru çocuklara ilişkin SHÇEK'e yeni yükümlülükler getirildiğini dile getiren Kavaf, "Bu kapsamda çeşitli illerdeki 30 kuruluşumuzda 463 çocuğumuza yatılı olarak koruma ve sosyal rehabilitasyon hizmeti verilmektedir." diye anlattı.

Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde çocukların cinsel saldırılara karşı korunması ve istismara uğrayan çocukların ikincil örselenmesini önlemek amacıyla kurulan Çocuk İzlem Merkezi'nin ekim ayından bu yana Ankara'da hizmet verdiğini aktaran Kavaf, "Merkez, Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi'nin bünyesinde, bütün adli ve tıbbi işlemlerin tek merkezde ve tek seferde yapılmasına imkân verecek şekilde oluşturulmuştur. Ankara'da pilot olarak uygulanan bu çalışmanın Türkiye genelinde yaygınlaştırılması planlanmaktadır." şeklinde konuştu.

CEVDET ERDÖL: -1 -18 YAŞ GRUBUNDAKİLER ÇOCUK OLARAK NİTELENDİRİLMELİ

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı Cevdet Erdöl, "Herkese karşı şiddete karşı çıkmamız lazım ama çocuklar ayrıcalıklı. Çocuklara yönelik şiddetin ayrıca değerlendirilmesini bu yüzden önemsiyorum." dedi.

Avrupa ülkelerindeki bazı uygulamaları eleştiren Erdöl, "Çocuk yaşta çocuğu olanlara bazı imkanlar veriliyor. Ama bu doğru değil. Bu uygulamalar, teşvik edici özellik taşıyor." diye konuştu. 0-18 yaş grubunda olanların çocuk olarak nitelendirildiğine dikkat çeken Erdöl, "Bence bunu, -1 -18 olarak sınıflandırmalıyız. Çünkü çocuklar doğmadan da bazı haklara sahip. Anne karnında bile onların hakkı olduğuna inanıyoruz." sözlerini kaydetti. Erdöl, internet ve televizyonun kötü kullanımı ile ilgili de düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi.

SHÇEK GENEL MÜDÜRÜ BARIŞ: MİLYONLARCA ÇOCUK YOKSULLUK VE AYRIMCILIK İLE KARŞI KARŞIYA

SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış, dünyada halen önlenebilecek hastalıklar dolayısıyla milyonlarca çocuğun hayatını yitirdiğini hatırlattı.

Barış, şunları söyledi: "Bebek ölüm oranları dünyada halen çok yüksek. Milyonlarca çocuk yoksulluk ve ayrımcılık ile karşı karşıya. Silahlı çatışmalarda halen çocukları görüyoruz. Dünyamızda önemli ölçüde çocuk, olumsuz koşullarda yaşamak zorunda kalıyor."

Barış, toplantıda, Çocuğa Yönelik Şiddetin Önlenmesi Ulasal Eylem Planı'na katkı sağlayacak deneyimlerin paylaşılacağını belirtti.

UNICEF Temsilcisi Dr. Ayman Abulaban, çocuğa yönelik şiddetin, çocuk üzerinde farklı alanlarda olumsuz etkiler ortaya koyduğuna dikkat çekti. Çocuğa şiddetin öğrenme becerisini ve öz güveni azalttığını söyleyen Abulaban, "Risk alabilme ve davranışlarını şekillendirme becerisini de olumsuz etkiliyor." tespitini yaptı. Abulaban, çocuğa yönelik şiddetin genelde gizli kaldığını dile getirdi.

AB Delegasyonu Mali İşbirliği Kurumu Oluşturulması ve Sivil Toplum Bölüm Başkanı Erwan Marteıl, çocuk haklarının AB'nin önemli çalışma alanlarından biri olduğunu kaydetti. Türkiye'nin katılım müzakereleri süresince çocuk haklarının korunmasının önem taşıdığını dile getiren Marteıl, bu çerçevede yapılan anayasa değişikliğini olumlu bulduklarını aktardı. Marteıl, "Ama bunun uygulanır olması da çok önemli." sözlerini altını çizdi.

Belçika Ankara Büyükelçisi Pol De Witte de çocuk haklarının geliştirilmesinin öncelikleri arasında bulunduğunu söyledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile