Kombinedeki 3 bin hayvanın çevreye yaydığı ağır kokudan halkın huzursuz olduğunu anlatan muhtar, "Hiç görmediğimiz böcekler türedi, vatandaşın iki hayvan beslediği ahırları yıktırdık, devletin ahırı bizi canımızdan bezdirdi." derken, mahalleli kadınlar, "Yıkadığımız çamaşırlara hayvan kokusu siniyor, çocuklar giymiyor. Ucuz eti de yemeyelim." diyerek tepki gösterdi.
Hayvan kokusundan duramaz hale geldiklerini belirterek, imza toplayan mahalleli, yetkilileri sorunlarına çözüm bulmaya çağırdı.
Et ve Balık Kurumu'nun et fiyatlarının pahalanmasından dolayı ithal ettiği Angus cinsi sığırlar, kurumun Adana'daki kombinesinde de kesiliyor. İnşa edildiği yıllarda şehrin dışında kalan kombine yıllar içerisinde bir mahalle, polis okulu, lojmanları ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün de ortasında kaldı. Ucuz et için yurtdışından ithal edilen sığırlara, kombinede bakılıyor. Hayvanlar için açık alan duvarla çevrildi, bir kısmının ise üstü kapatıldı. Özellikle akşam saatlerinde mahalleye yayılan ağır koku yüzünden evlerinde oturamaz hale geldiklerini belirten Yenidoğan mahallesi Muhtarı Alaiddin Yektauşakları, "Bu hayvanlar yüzünden hiç görmediğimiz böcekler türemeye başladı. Halk rahatsız, tedirgin, huzursuz. Astım hastası olan insanlar nefes alamaz duruma geldi. Yenidoğan mahallesinde oturuyoruz ancak ahırın içinde oturuyoruz. 3 bin hayvan gelmiş, onların pisliklerini soluyoruz." diye konuştu.
Devletin yerleşim yerleri içinde ahır olmaz dediğini anlatan muhtar, iki hayvanı olanın ahırını belediyenin yıktığına dikkat çekerek, "Belediyeler ne yapıyor, iki inek, iki koyun için ahırları yıkıyor. Şimdi ne oluyor, devlet getirmiş 3 bin tane. Hadi gelsin devletin yaptığı ahırları yıksın yıkabiliyorsa, gücü yetiyorsa yıksın hadi. Buyrun hodri meydan gelsinler şov yapsınlar. Vatandaşın sağlığıyla oynanıyor burada. Dilekçelerimiz var. Vatandaş isyan edecek, ayağa kalkacak." diye tepki gösterdi.
Mahalle sakini ev hanımı Hacer Kürekçi, çocuklarının hayvanlar sebebiyle yayılan kokudan etkilendiğini, 80 yaşındaki annesinin de astım krizlerinin arttığını söylüyor. Yıkadığı çamaşırlara sinen hayvan kokusundan çocukların elbiselerini giymediğinden de yakınan Kürekçi, şunları söyledi: "Çocuğumda karın ağrısı, mide bulantısı, geçen hayvanlar geldiğinde de rahatsızlandı. Acillerde serumlar yedi. Bu kokuyu çekmek zorunda mıyız, evimizin içinde oturamıyoruz, nefes alamıyoruz. Bu ne ya. Buhar cihaz makinası ortada duruyor. Annem hasta 80 yaşında, ikide bir nasıl götüreyim hastaneye. Bizi de düşünsünler, yemesinler ucuz et kardeşim."
Yıkadığı çamaşırlara hayvanların ağır kokusunun da sindiğini belirten Kürekçi,, "Çamaşırı serip topluyorum. Çocuklara giydiriyorum. 'Anne bu leş gibi kokuyor' deyip geri çıkarıyorlar. Ne yapacağız bu kokudan. Bir çözüm bulunsun buna. " dedi.
Şahin Siran ise önceki belediye başkanı döneminde mahallede hayvancılık yapan kişinin ahırının yıkıldığını ve kokudan kurtulduklarını belirterek, "Şu anda Et Balık Kurumu'nun ithal ettiği sığırlardan dolayı çok perişanız. Evimizde oturamıyoruz, penceremizi açamıyoruz, damda yatamıyoruz, evde hapis kalamayız ki." şeklinde açıklamalarda bulundu.
